Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Katsayı ve Çırak-Usta Sorunu 

Katsayı ve Çırak-Usta Sorunu 

28 Şubat sürecinde meslek liselerinde okuyan öğrenciler için “katsayı” uygulaması getirilmişti… 
Engeli daha doğrusu.
Meslek liselerinden mezun olanların, alanları dışında bir yükseköğretim bölümü okumalarını imkansız hale getiren bir uygulama idi.

Örneğin meslek lisesinin elektrik bölümünden mezun olanlar, yükseköğretimde sadece 2 yıllık Elektrik Yüksekokulu ile 4 yıllık Elektrik Öğretmenliği’ni tercih etmeye teşvik ediliyor, diğer tüm bölümlerde puan kesintisi ile karşılaşıyordu ki bu da o diğer bölümleri asla kazanamaması anlamına geliyordu.
Adam elektrik mezunu, Elektrik Mühendisliği’ni bile tercih ettiğinde çok ciddi puan kesintisi yaşıyor ve o bölüme bile giremiyordu.

Diğer tüm meslek lisesi bölümlerinde durum böyle idi.

Uygulamanın mimarları bunu “mesleki eğitimin iyiliği için yaptıklarını” savunuyorlardı.
Onların tezine göre, “Genel liselere göre daha maliyetli ve uygulama ağırlıklı eğitim yapan meslek lisesi çıkışlılar, akademik başarıyı ölçen sınavı başarma umuduyla, atölye eğitimi yerine dershanelere yöneleceklerinden bu durum mesleki eğitime yarar yerine zarar verecekti.”

Oysa, çok net ortadaydı ki, genelde meslek liselilerin özelde İmam Hatiplilerin doktor, hakim, savcı, asker, akademisyen, kaymakam, vali olması istenmiyordu.
Bu nedenle böyle bir katsayı engeli konmuştu.
Dertleri tamamen ideolojikti, siyasiydi… 
Neyse ki, 1998’de uygulamaya konulan katsayı engeli 2010’da kaldırıldı.

Çok da iyi oldu.
Çok büyük bir haksızlık sözkonusuydu. Hak eden hak ettiği üniversiteye girebilmeli, hak ettiği mesleğe sahip olabilmeliydi. 
Peki ya sonrası?
Katsayı engelinin kaldırılmasının ardından mesleki eğitimimizin sonraki 10 yılı, 20 yılı, 30 yılı, 40 yılı öngörüldü ve ona göre yeni düzenlemeler, eklemeler çıkarmalar yapıldı mı? 
Yani bu mesele dert edinildi mi, edinmeleri gerekenlerce? 
Mesleki eğitimimiz bugün ne durumda? 
Ülkemizde meslek sahibi gençler yetişiyor mu?
Daha doğrusu, 60’lı 70’li yaşlardaki ustaların yerleri doluyor mu, artlarından genç ustalar geliyor mu?
Ustalar yetiştirmeye çırak bulabiliyor mu?
Tüm bu ve benzeri soruların cevapları maalesef “hayır”.
Bugün hangi ustaya sorsanız çırak bulamamaktan yakınıyor.
Yerlerine yeni kalfaların, ustaların yetişmediğinden dert yanıyor; bu gidişle mesleklerinin öleceğinden söz ediyor. 
İşte ajansın daha 20 Mayıs’ta geçtiği bir haber: 
“Ustalar yetiştirmeye çırak bulamıyor.”
Haberde “Otomobil tamircileri, yeni neslin bu mesleğe ilgi göstermemesinden dolayı çırak sıkıntısı yaşıyor” deniyor.
Bu sadece bir sektör örneği… Hemen hemen diğer tüm sektörlerde durum böyle. 
Neden böyle oldu; neden ustalar yetiştirecek çırak bulamıyor? 
Çünkü hiç zora gelmeyen, rahatlık ve kolay yoldan para kazanma peşinde bir gençlik oluştu.
Buna paralel olarak tonla üniversite açılmış durumda; tonla yeni yeni fakülteler… 
Pek çoğu “Ne bölüm olursa olsun, üniversite okuyum, sonrasına bakarız” düşüncesiyle, kolayca üniversiteli olabiliyor. 

Babası zenginse daha kolay, istediği üniversitede istediği bölüme yazılıyor. 
Gelinen noktada sonuç ise şu: 
İşsiz üniversiteliler, çırak bulamayan ustalar.
Çok patron biliyorum, asgari ücrete çalışacak tonla mühendis varken, asgari ücretin iki katı maaşa demirci, tamirci, sıvacı, boyacı, kalıpçı, kaynakçı, tornacı bulunamıyor. 

TOBB bile, “bile” diyorum çünkü mesleki eğitimde en fazla imkanı sunan dev bir kuruluş olduğu için, gençleri, oda ve borsaların desteğiyle mesleki eğitimin yeniden tasarlandığını liseleri seçmeye davet ediyor da, istenen sonuç alınamıyor.
Demek ki neymiş, tek başına katsayı yanlışını düzeltmek yetmezmiş, sonrası hesap edilmeliymiş…
*** 
Tüm Türk İslam aleminin kurban bayramını şimdiden tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Fatih Akkaya


 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR