Muhammed Gömük

Muhammed Gömük

Kitap Piyasasında Satanizm Furyası

Kitap Piyasasında Satanizm Furyası

Ergen yaştaki yazarımsıların kaleme aldığı romanımsı kitapsıların yüzbinlerce sattığını öğrenince şok oldum. Yedi yüz bin satan kitap varmış. Düşünebiliyor musunuz? Alıcılarının büyük çoğunluğu da 13-19 yaş arası çocuklar…
Ben de kendi hâlinde bir yazarım. Bilenler bilir. Ona yakın araştırma kitabım basıldı. Bazılarının ikinci baskısı yapıldı. Bir kitabın son hâlini alıp basılmasının ne kadar zor, zahmetli ve masraflı bir süreç olduğunu çok iyi bilirim. Hâl böyleyken ergen yazarların kitaplarının birileri tarafından aşkla şevkle basılıp yüzbinlerce kişiye ulaştırılması normal bir durum değildir. Kimse bana bunun arkasında bir şey yok diyemez. Yutmazlar.
Büşra Yılmaz, Büşra Küçük, Buket Koyun, Sümeyye Koç, Beyza Alkoç, Öznur Yıldırım, Mihri Mavi gibi kendini yazar sansa bile “asla edebiyatçı olmayan” isimlerin okyanus ötesinden kontrol edilen wattpad gibi uygulama platformlarında milyonlarca tıklanan ve yüz binler satan kitabımsılarının ortak bir özelliği var: “Genç dimağları zehirlemek!”
Genç dimağları zehirlemek nedir, nasıl olur?
Cevap için duyarlı bir öğretmenin tespitlerine dikkatinizi çekmek isterim:
“Bir lisede rehber öğretmen olarak görev yapıyorum ve öğrencilerimin çoğunun elinde bu ve bu tarz wattpad kitaplar var. Her ne kadar onları iyi edebiyatla tanıştırmaya çalışsam da okuma oranı çok düşük olduğu için bu kitapların okuma alışkanlığı kazandırmak için geçiş olduğunu düşünmekteydim. Açıkçası zararlı olabileceklerini çok düşünmüyordum ta ki onların ne okuduklarını bilmek isteyip bu kitabı (Ölüme Fısıldayan Adam) okuyana kadar.
Kitapta iki gencin aşkı anlatılmakta, çizilen kadın karakter intihar etmeyi defalarca denemiş mazoşist eğilimler gösteren bir tip. Erkek karakter ise borderline kişilik bozukluğu için tam bir örnek oluşturmakta. Kızımız çocuğu gördükten yaklaşık bir iki saat sonra ona aşık olmakta ve bunun ilk görüşte aşk olmadığını da ısrarla ifade etmektedir. Bu herkesin sandığının aksine oldukça kutsal bir duygu ona göre. Sevdiği adamın başlarda kendisine yönelik duygusal şiddet sayılabilecek sözleri bu kızımızın oldukça hoşuna gitmekte ve ağzından sigarası hiç düşmeyen bu halleriyle cool (!) bulduğu kişiye iyiden iyiye vurulmakta. Bir haftayı dahi bulmayan tanışıklığın ardından bu kişiye saplantılı bağlanma geliştirdiği yetmezmiş gibi onun için ölmeyi hatta ve hatta tecavüze uğrayarak ölme ihtimalini göze alır ve kitap bunun gibi bir dolu saçmalıkla devam eder.
Binlerce liseli genci peşinden sürükleyen bir kitabın içerik olarak dolu olmadığının farkındaydım ancak gençler için bu denli olumsuz örnek oluşturabileceğini doğrusu tahmin etmemiştim. Saplantılı aşklar, antisosyal davranışlar, bağımlılık, psikolojik şiddet, kutsallaştırılan aşk teması altında hepsi ne kadar da normalleştirilip değerliymiş gibi gösteriliyor. Patolojik diyebileceğimiz ilişki türleri olması gereken buymuşcasına parlatılıp önümüze sunuluyor. Kişilik bozukluğu olan karakterlerle öyle bir tablo çiziliyor ki bu tarz insanlar cazip gösteriliyor. Sonra ne mi oluyor, iki günlük sevgilisi için intihar eden, en büyük aşkı yaşadığını, onsuz olamayacağını söyleyip kendine zarar veren, aşkı nihai bir amaç gibi gören, suça bulaşmış kişileri kendilerine rol model alan ve bu kişilerle ilişki kurmak için can atan bir genç nesil yetişiyor. Sayıları azımsanmayacak kadar çok olan bir nesil. Danışmanlık yaptığım onlarca öğrencim bu ve benzeri rol modellerin yüceltilmesi sebebiyle onarılmaz yaralar alıyor ve hatta hayatlarına son vermeye çabalıyor.”
Okuduğunuz tespitleri lütfen aklınızın bir köşesine not ediniz. Çünkü ne kadar önemli hususlar olduklarını çevrenizdeki ergen anne-babalarının çaresiz veryansınlarını duyduğunuzda daha iyi anlayacaksınız. Ortalık, çocuğuna söz geçiremeyen anne-babalarla dolu. Nesil, bozuluyor değil, bozulacağı bozulmuş durumda ve gidişatı düzeltmek için çok acil önlemler alınması gerekiyor.
İntiharlar, isyanlar, ahlaksızlıklar, davranış bozuklukları ve en kötüsü şeytana tapınmalar… Acaba kaç tane anne-baba çocuklarının karşı karşıya kaldığı tehlikenin farkında!
Örnekler o kadar çok ki… Mesela Konya Çumra’da öğrencisi intihar eden Asude öğretmen, öğrencisinin ailesine taziye ziyaretinde bulunduğunda gencecik yaşta ve hiçbir sebep yokken canına kıyan Numan’ın son olarak “Ölüme Fısıldayan Adam” adlı popüler ergen kitabını okuduğunu öğreniyor!
İşte bunlar medyaya yansıyanlar. Ya yansımayanlar..? Kaç tane ergen bu abuk subuk kitaplar yüzünden intihara kalkıştı biliyor muyuz? Hayır!
Bacak kadar başıyla falanca uyduruk yazar falanca kitabımsılarından biri için Beyoğlu’nda bir otelde tanıtım kokteyli düzenliyor; ama siyah giyinerek katılımı şart koşuyor. Neden? Doğru dürüst cümle kuramayan falanca uyduruk yazar sosyal medya hesabından falanca kitabı için kendisi takip eden herkesin kesik bilek fotoğrafı çekip paylaşmasını istiyor. Ergenler, kanlı bilek görüntüleriyle ortalığı yıkıyor.
Mevzu gerçekten de çok vahim. Kötülüğü körükleyen sinsi bir el var. O kirli el, lanetlenmiş İblis’in eli! O kirli el, okuyanları sürekli intihara teşvik eden ve baştan sona ahlaksızlık propagandası yapan kitapların yazılmasını teşvik ediyor. O kirli el, profesyonelce yazılan veya belki de bazı karanlık odaklarca yazılıp ergenlerin eline tutuşturulan şeytani kitapların milyonlara ulaşmasını, yüzbinlerce satmasını sağlıyor. Ve yine o kirli el, gençleri saptıran, insanlıktan çıkaran kitabımsıları da yazarımsılarını da gizliden gizliye koruyup kolluyor.
Pekâlâ biz bu işin peşini bırakır mıyız? Asla!
Öncelikle ergen kitaplarını basıp yayımlayan Ephesus, Epsilon, Pegasus, Martı, Postiga gibi yayınevlerini takibe aldık; haberiniz olsun. Ergen yazarları da takibe aldık; kontakları kimler, önlerini kim açıyor ve sâire her şeyi ama her şeyi araştıracağız.
İşin ilginç tarafı bu ciddi problem karşısında anne-babaların hemen hemen yapacakları hiçbir şey yok. Çocuklarının satanist kitapları okumalarını engelleyemiyorlar. Çocuk, kitaba internetten veya arkadaşından çok kolay ulaşabiliyor. İçeriğinde sürekli intihara teşvik, cinsi sapıklık, aileye isyan, düzene başkaldırı gibi temaların işlendiği ve üstelik binlerce sayfalık serilere ulaşabilen satanist kitapların mutlaka yasaklanması lazım. Bunun için de hangi kitap zararlı diye tespitlerde bulunup raporlar yazacak komisyonların kurulması ve bu komisyonların raporları doğrultusunda sakıncalı görülen kitapların piyasadan toplatılması, ilgililer hakkında da yasal işlemler yapılması zarurettir. Devletten bu ciddiyeti bekliyoruz. Zira bu mesele anne-babaların veya öğretmenlerin çocuklarla konuşarak, tartışarak veya kavga ederek çözebilecekleri bir mesele olmaktan çıkmıştır; aynen PKK gibi, FETÖ gibi bir milli güvenlik problemine dönüşmüştür.
Her zaman söylediğim yine tekrarlamak istiyorum. Misyonerlik ve ateizm, topluma verdikleri zararlar yönünden kriminal vakalardır. Bunların masum olduğunu düşünürsek zokayı yutarız. Özellikle ateizm vakasının satanizm, deizm gibi çeşitli versiyonlarına karşı çok uyanık olunmalı; bunların arkasındaki siyonist mahfiller itina ile araştırılıp teşhir edilmelidir. Tabii bu noktada istihbarata büyük iş düşüyor. Devlet her şeyi bizden beklememeli!
Derin bir yaraya parmak bastığımı düşünüyorum. Çaresiz anne-babaları ferahlatan adımların atılmasını ümitle bekleyeceğim. Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR