MUSTAFA BURAK DOĞAN

MUSTAFA BURAK DOĞAN

Mücahit Kıbrıs

Mücahit Kıbrıs

EOKA neydi; Enosis kelimesi yunan dilinde ilhak yani birleşme manasına gelir. EOKA adlı örgütün yegane amacı, adayı yunan ırkına armağan etmekti ve bu amaçlarının ismini enosis koydular. İdeolojileri ise yunan milliyetçiliği, anti-komünizm, islamofobi ve Türk düşmanlığı idi. Rumlar, karanlık amaçlarını uygularken cinsiyet, yaş vb. hiçbir ayrımı gözetmeyecekti.

Sene 1960ta kurulan Türk-Rum ortak hükümeti, Rumların enosis hayalleriyle fazla uzun sürmedi. 21 aralık bilindiği üzere senenin en uzun gecesidir ama o gecenin Kıbrıs Türkleri için uzun olmasının sebebi bu değildi. O gece makarıos önderliğindeki EOKA, büyük bir soykırımın fitilini ateşledi. Binbaşı Nihat İlhan’ın biri 6 aylık,  4 ve 7 yaşlarındaki üç çocuğu evinin banyosundaki küvette kalleşçe katledildi. Saldırıların ilk gününde bir Türk binbaşısına karşı yapılan bu katliam kendilerince bir sindirme mesajıydı. Toplamda 4 gün süren bu akında 364 Kıbrıs mücahidi şehit oldu. Bu eylemlere "Kanlı Noel" adı verildi.

Olayları Rauf Denktaş şöyle yorumluyor: “1963ün hedefi; Lefkoşa’da liderliği yok etmek ve dünyaya Türkler arasında ihtilaf çıktı birbirlerini öldürdüler dedikten sonra o günlere kadar Dr. Küçük’e ve bana muhalefet eden insanları, biz Zürih ve Londra antlaşmalarının neticelerini istemiyoruz gereği yoktur diyerek üniter bir Rum yönetimine razı hale getirmekti". Fakat bir ruh vardı, bir duruş, çelik gibi bir irade ve o ruh günü gelecek üzerine düşeni yapacaktı...

KIBRIS FATİH’İ ERBAKAN

Kıbrıs’taki silah sesleri Türkiye’den duyulur olmuştu. Artık en hissiyatsız insan bile bir şeyler yapılması lazım diye iç geçiriyordu. Ecevit, Türkiye’nin üç garantör ülkeden biri olması hasebiyle bu konuyu Callaghan'a danışmak için İngiltere'ye uçtu. Erbakan bu sırada İngiltere’nin ne cevap vereceğini zaten kestirdiğinden ve bu görüşmeden hayır çıkmayacağını bildiği için hemen bir şeyler yapmayı planlıyordu. Başbakan yurtdışına gidiyordu ve emir komuta, vekili Erbakan'a geçti. Hemen oracıkta Esenboğa havalimanında genelkurmay başkanı Semih Sancar, Erbakan ile bir görüşme yapmak istediğini belirtti ve diğer komutanlarla birlikte bir görüşme yapıldı. Semih Sancar, kaybedecek tek dakikamız yok sizden emir bekliyoruz deyince Erbakan harekat emrini veriyorum nasılsa İngilizlerden istediğimiz cevabı alamayacağız der. Yalnız sayın Erbakan daha önce birkaç defa çıkarma emri verildi ve dış baskılar yüzünden yarı yoldan döndük bir daha dönersek askerin Kıbrıs’a gitmeye inancı kalmayacaktır dedi semih sancar. Bunun üzerine ise Erbakan, merak etmeyiniz bu emir geri çevrilmeyecek ben Bülent Bey’in ikna olacağına inanıyorum der ve noktayı koyar. Dediği gibi de olur. Başbakan yurda döndüğünde hoca onu karşılar ve emri verdiğini söyler.

Ecevit hem şaşkın hem de panik bir vaziyet içindeydi nasıl yaparız diye düşünceli bir şekilde olmazları düşünüyordu. Kuvvet komutanları Erbakan’dan aldıkları emirle gayet kendilerinden emindiler herkes kalan tek işin, başbakanın ağzından çıkacak iki kelime olduğunun farkındaydı ve ikna edilmeye çalışılıyordu.

Deniz kuvvetleri komutanı Kemal Kayacan paşa söz aldı ve "Başbakanım ben Karadeniz çocuğuyum gerekirse tek başıma kayıkla dahi adaya çıkarım" deyince Ecevit artık emrin geri çevrilemeyeceğini anladı ve bakanlar kurulunu topladı. Kurulda hükümet kanadının bin bir sorusunu ve endişesini cevaplayan Erbakan ve heyeti Kıbrıs’ın kurtuluşuna öncü olmanın gururu içinde idiler. Yıllarca Kıbrıs mücadelesinin öncü ismi olmuş ve bağımsızlık kazanıldığında Cumhurbaşkanı olan rahmetli lider Rauf Denktaş, Erbakan adaya ziyarete geldiğinde onu şu sözlerle karşılıyordu:

"22 yıl önce Kıbrıs'ı zulümden kurtarma kararı veren sayın Erbakan, başbakan olarak ilk ziyaretini bu mutlu günde KKTC'ye yapmış bulunmaktadır".

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR