Alperen Aydın

Alperen Aydın

Sakal İrşada Engeldir diyen Reformistlere

Sakal İrşada Engeldir diyen Reformistlere

Yüce dinimiz İslâm’ı hoşgörü adı altında olduğundan farklı gösterecek kadar sevdiğini (!) düşünenler var. 

Bazıları bunu kasıtlı, bazıları istemsiz yapıyor. Fakat ne denli büyük bir vebal altında olduklarını biliyorlar mı? Sanmam.

Modernleşen dünyada haşa İslâm’ın geride kaldığını düşünen varlıklar, bir de bu varlıkların söylediklerinden etkilenen Müslümanlar epey var. 

Durum o hâle geldi ki İslâm’ın gözüyle çağa bakmak dururken çağın gözüyle İslâm’a bakma gafletine girildi...
Sahabe annelerimizden gelen Çarşaf ve Peygamberimizin (s.a.v) sünneti Sakal çağ dışı gösteriliyor. Yetmiyor neredeyse dinin de dışına itiliyor. Hem de Müslümanlar tarafından. 

Bir de bir kılıf tutturmuşlar gidiyorlar. ‘Çarşafsız – Sakalsız  daha iyi irşat yapılmaz mı? Böyle olunca insanlar korkuyor.’ Diyorlar. 

Bu kirli düşünceleri Anadolu insanının aklına sokan da 28 Şubatlarda ‘Başörtüsü teferruattır’ diyecek kadar alçalan FETO olmuştu.

İslâm’ı olduğundan farklı göstererek insanlara sevdireceklerini söylediler. Düşmana yaranmaktan başka bir şey değildi oysaki. ‘Siz beni böyle sevmiyorsanız ben de kendimi sizin seveceğiniz şekle sokarım’ fitnesi aşılandı insanlara. Çok ellere kelepçe vuruldu. Fakat yeri gelmişken söylemek gerekir ki FETO ile mücadelede eksik kalan ve göz önüne alınmayan bir şey var! Zihniyet! Zihniyet! Zihniyet! 

Bu kirli zihniyetin önü kesilmediği sürece isimler değişir, şekiller değişir fakat fikrine, imanına kıyılan milletin vebali değişmez? 

Maalesef tahrifat sancağını FETÖ’nun maskesi düştükten sonra devralanlar onun  bu kirli düşüncesini sürdürmeye devam ediyor, gençlerin beyinlerini yıkamaya çalışıyorlar. 

Cihat gibi bir farzı, mücahit gibi şerefli bir görevi tamamıyla sapkın selefi-vahabilerin elinde görüp, ehli sünnet olup sakal bırakan beyleri ve çarşaf giyen hanımları IŞİD terör örgütü militanı olarak gösteriyorlar. İnsanların da tiksinmesini sağlıyorlar.  

Müslümanlıktan Müslümanlar eliyle tiksindirilen insanlarla doldu ortalık. 

Haşa bu çok bilenler, Rasulullah (s.a.v) efendimizi sarığıyla, sakalıyla ve Hz. Aişe (r.a) ve Hz. Fatıma (r.a) annelerimizi çarşaflarıyla görselerdi, onlara da bugün böyle bakarlar mıydı? 

Rasulullah (s.a.v) ve izini takip edenler sizden daha mı az biliyordu? 

Ya da Hz. Ayşe (r.a) ve Fatıma (r.a) annelerimiz sizden daha mı az düşünüyordu İslâm’ı? 

Bu reformist düşünceyi kasıtlı olarak yaymaya çalışan adilere çok bir lafım yok. Şeytan şeytanlığını yapacak. Onlara tek diyeceğim ‘sizin yapmaya çalıştığınızı bazı zihniyetler yıllardır denedi tutmadı, siz içimizdenmiş gibi yapsanız bu millete ne yazar? Biz Türkler temiz Müslümanlarız, bidat nedir bilmeyiz! Ehli Sünnet güneşi çok kardan adamı eritti Anadolu’da. Siz de eriyip gideceksiniz.’

Benim asıl sözüm bunların tatlı ve hayır gibi görünen sözlerine kanan samimi Müslümanlara! 

Bidatçilere, reformistlere, selefilere, vahabilere, şia’ya ve bütün sapık akımlara karşı uyanık olun! Gelin Ehli Sünnette buluşalım. İslâm’ı olduğu gibi kabul edenlerden olalım. İslâm olmaktan neredeyse utanacak kimselerden değil bunun kıymet ve değerini idrak etmiş ve başı bir dik şekilde İslâm olmaktan gurur duyanlardan olalım. 

Sakal İrşada Engeldir diyenlere bir Allah dostundan tek cümlelik cevap...

Bu mübareğin o tek cümlesinden mana payını alabilenlere selam olsun. 

Bir gün, bir molla [Medrese tahsili görmüş] vekille, farz-ı ayn [herkesin öğrenmesi farz olan] ilimleri bilen, ama medrese tahsili olmayan bir vekil arasında tartışma yaşanmış.
Medrese tahsili olmayan vekil;

-Sakal bıraksam; kimseye bir şey anlatamam, tevbesine vesîle olamam. Diyormuş
Molla vekil ise; sakalın hizmete engel olmadığını savunuyormuş. Uzun süre, belki bir saat kadar tartışmışlar. Ama, bir netîceye varamamışlar.

Meseleyi, Seydâ Hazretleri'nin [Seyyid Muhammed Râşid Hazretleri’nin (k.s)] Halîfeleri’nden olan Seydâ Muhammed Konyevî Hazretleri’ne (k.s) intikal ettirmişler. 

Seydâ Muhammed Konyevî (k.s) Hazretleri, o; ‘Sakal bırakırsam; hizmet edemem, kimseye vesile olamam, kimseye bir şey anlatamam.’ diye iddiâ eden vekile dönerek; tek bir cevab vermişler;
-İslâm’ın doğrusuyla düzeltemediklerinizi, kendi eğrinizle mi düzelteceksiniz.!?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR