Türk kadınına siyasal hakların tanınmasının üzerinden 91 yıl geçti
5 Aralık 1934’te kabul edilen düzenleme ile Türk kadını genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı kazandı. Türkiye, yaşanılan bu gelişmeyle birlikte dünyadaki öncü ülkelerden biri haline geldi.
5 Aralık 1934, Türkiye’de kadınların siyasal yaşama tam katılımını sağlayan en önemli dönüm noktalarından biri olarak tarihteki yerini aldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan anayasa ve seçim kanunu değişiklikleriyle kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Böylece Türk kadını, dönemin pek çok gelişmiş ülkesinden önce parlamentoda temsil edilme hakkına kavuştu.

Kadınların siyasal haklar yolculuğu aslında Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki reformlarla başlamıştı. Atatürk, eğitimden hukuka, aileden toplumsal yaşama kadar birçok alanda yaptığı düzenlemelerle kadınları toplumun eşit bireyleri haline getirmeyi hedefledi. 1926’da kabul edilen Medeni Kanun ile kadınların aile içindeki yasal statüsü güçlendirildi. 1930’da belediye seçimlerinde, 1933’te köy ihtiyar heyeti seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı. 1934’te ise siyasal hakların ulusal düzeyde tamamlanmasıyla kadınların demokratik sürece tam katılımı sağlandı.
DÜNYA ÖRNEKLERİYLE KIYASLANDIĞINDA ERKEN BİR ADIM
Türk kadınının bu haklara 1934’te kavuşması, uluslararası tarih açısından da dikkat çekici bir konumda yer alıyor. Kadınlara oy hakkı tanıyan ilk ülke 1893’te Yeni Zelanda olurken, birçok Avrupa ülkesi bu hakkı Türkiye’den daha geç verdi. Fransa’da kadınlar 1944’te, İtalya’da 1945’te, Belçika’da 1948’de, İsviçre’de ise federal düzeyde ancak 1971’de seçme ve seçilme hakkına sahip oldu.
Atatürk’ün kadınlara yönelik sözleri de bu yaklaşımın temelini yansıtıyordu. Ona göre kadın, toplumun her alanında aktif ve üretken biçimde yer almalı, ulusun ilerlemesi ancak kadın ve erkeğin birlikte yükselmesiyle mümkün olmalıydı.

CUMHURİYET DEVRİMLERİNİN TOPLUMSAL DÖNÜŞÜME ETKİSİ
1935 genel seçimleri, 5 Aralık 1934 reformlarının somut sonuçlarını ortaya koyan ilk adım oldu. Seçimlerde 18 kadın milletvekili Meclis’e girdi ve böylece kadınlar Türkiye’nin siyasal tarihinde ilk kez yasama faaliyetlerinde aktif rol aldı. Kadın milletvekilleri eğitimden sağlığa, toplumsal hayattan hak mücadelesine kadar geniş bir yelpazede çalışmalara imza attı.

Reformlar yalnızca siyasi temsil açısından değil, toplumsal bilinç ve eşitlik anlayışı bakımından da dönüştürücü bir nitelik taşıdı. Kadınların siyasi hayata katılımının önünü açan 5 Aralık kararı, Türkiye’de demokrasi kültürünün yerleşmesine ve toplumun modern bir yapıya kavuşmasına önemli katkılar sağladı.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.