Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Ümit Olmak

Ümit Olmak

Gelişmiş ülkeler başta Afrika olmak üzere dünyanın dört tarafında insanları köleleştirdiler. Yer üstü ve yeraltı zenginliklerini asırlarca insanları yokluğa, açlığa, çaresizliğe mahkum ettiler. 

Kahve çekirdeğini hazırlayan yerliler onun ne işe yaradığını bilmeden sömürdükleri ülkelere hazırladılar. Hatta asırlarca içildiğini bile bilmediler. Sömüren ülkeler kahvelerle keyiflerine keyif katarken yerliler ölmemek için ölümüne çalışıyor, yarı aç yaşamaya ayakta durmaya çalışıyorlar. 

Eğitimlerini, kendi dillerini, kültürlerini alfabelerini yok kabul ettirmek şartıyla, hangi ülke sömürüyorsa sömürünün devamını sağlayacak kadar öğrettiler. Sömürü çarklarının devamı için yetiştirdiler.

Libya gibi bizim kendi kültürümüz geçmişimiz, atalarımızın değerleri var gibi hepsini size vereceğimize bize de bir miktar bırakın dendiğinde cezalandırıldılar. Daha sonra da kendi ülkelerinde köle olarak yaşamaktan ise kendi bağımsızlığımızı ilan edelim diye, bağımsızlık hareketi başladığında milyonlarca yerliler şehit oldu, esir oldular mücadelelerini bırakmadılar.

Daha sonra da özgürlük, bağımsızlık altında kendilerinin yetiştirdiği kendilerine itaat eden, sömürü çarklarının devamına kölelik yapan insanları boşa getirdiler. 

Osmanlı’nın yıkıldığından sonra da dünya savaşları başladı. Milyonlarca insan öldü. Savaşlardan sonra da belli kesimler sömürülerinin devamı için Osmanlının yokluğunda dünyayı ikiye böldüler. 

    1-) Komünist ülkeler
    2-)  Liberal kapitalist ülkeler diye. 

Her ikisinde de sömürü çarkları işliyordu. İslam ülkeleri Müslümanlar yok kabul ediliyor veya değişime uğrayarak Avrupalılaştırmak üzeri yerli görünen adamlarıyla kendilerine ait ne varsa sözde yeni dünya diye iki kanatta da sömürü çarklarının devamı için adamları hazırdı. İhtilaller rejim değişiklikleri gibi yeni dünyalarında da engel olanlar yok oluyordu. İnsanlık bunalmış Afrika’da Türkiye devletlerinde vesselam mazlumların olduğu her yerde Osmanlı ve onun adaleti aranır oldu. Osmanlı bir gün gelecek diye yol bekliyorlardı. Kendilerini sömüren zenginlikleri ile zengin olanlardan ümidini kesen mazlumlar bağımsızlık mücadelelerine başladılar.

Osmanlının torunları Hacıbayram’da dualarla Cumhuriyet’i kurdular. Büyük sıkıntılar, acılar, gözyaşları, geleceğe ümitlerini hiç yitirmeden bugünlere gelindi.

Nerededir Türk nerede Müslüman nerede bir mazlum varsa asımın nesli oralara gidiyor. Su çıkarıyor, ekmeğini bölüşüyor. Güzel günlerin yakın olduğu müjdesini veriyorlardı.

Dünya yeniden kurulurken engel üzerine engeller vatanseverlerin, mazlumların geleceğe doğru yürürken de azim ve gayretlerini artırıyordu. Vereceği olmayan, sömüren, çöküşe geçen Avrupa’yı model kabul edip Avrupalılaşmanın aklını insanların bilerek kiraya vermenin çare olmadığını anladılar.

Dünya yeniden kurulurken kendi ayaklarımızın üzerinde var oluşumuzu dirilişimizin gerektiği ortaya çıktı. Kendi vatanımızda kendi değerlerimizle tarihten ders alarak inanç temelli yerli ve milli yürüyüşümüzü hızlandırıyoruz.
Daha iyi yaşanabilir bir dünya için hep birlikte beraberliğimizle mazlumlara örnek ve ümit olmaya devam etmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
SON YAZILAR