Faruk Tufan

Faruk Tufan

Zordur tutarlı olmak

Zordur tutarlı olmak

Günümüzde tutarlı olmak hayli zorlaştı.
Bu özellikle medya camiası için geçerli olsa gerek.
Hele de yazarlar için…
Desteklediğimiz siyasilerin, siyasi partilerin duruşuna göre, fikir değiştirebiliyor yazarlarımız. 
Haliyle dün “ak” dediklerine bugün “kara” der durumuna düşebiliyorlar. 
Bu durum elbette en fazla okurları zorluyor.
Eğer iyi bir hafızaya sahipseler, bu tutarsızlığı yakalayabiliyor ve “Dün böyle diyordun, bugün böyle. Hangisine inanalım” düşüncesine kapılabiliyorlar. 
Nevi şahsına münhasır bir siyasetçi olan rahmetli Osman Bölükbaşı’na atfen sosyal medyada dolaşan bir söz var.
Şöyle: “Dün sövdüklerini bugün övenler; dün övdüklerine bugün sövenler göstermişlerdir ki: Köpek her avcı ile ava çıkar.”
 
Rahmetli Bölükbaşı’nın bu sözü “tutarsız yazarlar”ın durumunu ne de güzel özetliyor, değil mi?
Günümüzde “tutarsız yazarlar”a örnek olarak çok sayıda isim sayabilirim.
Bana göre bunların başında “dün Türkiye gazetesinin safında iken, bugün Perinçek’in Aydınlık’ı safında yer alan” isim geliyor.
Düşünün ve savrulmayı hesap edin önce bir..
Türkiye gazetesi nere, Aydınlık gazetesi nere?
Enver Ören nere, Doğu Perinçek nere? 
Uçlar arasında savrulmuş bir isim… 
“Ben değiştim, dönüştüm” vs. dese bir nebze kurtarır belki, bugünkü yazılarında! 
Halen yeri geldi mi “ülkücü” olduğunu söylüyor.
“Türkiye gazetesinde iken de ülkücüymüş, bugün de öyleymiş.”!
Mao’cu Perinçek’in gazetesinde bir ülkücü!
İnanılır gibi değil. 
Bu isim, bugünlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhine kaleme aldığı kitabıyla gündemde.
Bahçeli’nin AK Parti’nin Başkanlık teklifine destek verdiği bir dönemde piyasaya çıkmış bir kitapla… 
“Kitabı”nda Bahçeli’yi güya yerin dibine batırıyor.
Bahçeli’nin aslında ülkücü olmadığını, rahmetli Türkeş’in bile kendisine şüpheyle baktığını, ülkücü camiaya ihanet ettiğini ileri sürüyor; bu iddialarına kanıt olarak yaşandığını ileri sürdüğü bir takım olaylardan söz ediyor.
Bininden biri doğru mudur, ona bile şüpheyle bakarım.
Çünkü daha önce tam tersi şeyler yazıp çiziyordu.
Dün Ortadoğu gazetesinde, bu konuda örnekler yayınlandı.
Yıldıray Çiçek adlı bir yazar, bu ismin Türkiye gazetesindeki yazılarından hatırlatmalarda bulundu.
Örneğin, 2000 yılında Bahçeli için aynen şöyle yazmış:
“Bugün değineceğimiz bir başka konu da merhum Alparslan Türkeş'in 3.vefat yıldönümü olacak. Türkeş Bey sadece Türk milliyetçileri ve hatta milliyetçiliğin önderi değil, aynı zamanda uzlaşmanın, sağduyunun ve de bütünleşmenin de ifadesi ya da adresiydi. Vefatı gerçekten ülke açısından büyük bir kayıptır ancak tesellimiz emanetinin ehline teslimidir.
Türkeş Bey'in Bozkurtları kutsal emaneti layık olana tevdi etmiş ve başbuğlarının kemiklerini sızlatmamışlar, tersine ruhunu şad etmişlerdir.
Devlet Bahçeli Bey, bugün Merhum Türkeş'in yolunda, izinde ve ilkelerinde sapmaksızın yürüyor.
Yürümüyor adeta koşuyor.
Evet, bayrağı merhumun işaret ettiği gibi daha yukarılara taşıyor.
Keşke Türkeş Bey bugünleri görse ve eseriyle övünebilseydi.
Yüce Yaradan'ın rahmeti üstünde olsun Sevgili Türkeş…"
"Kuşkusuz temel belirleyici olan da lider Bahçeli'nin tutumudur. Devlet Bey var olan medya anarşisinde imajını düzgün tutmayı becermiş ve inandırıcılığı ile karizmasını gölgelememiştir."
"Bir yıllık seyriyle lider olduğunu kanıtlayan Sayın Bahçeli"
"MHP Lideri Devlet Bahçeli Talebe Cemiyeti Başkanı'ndan ziyade sorumluluklar yüklenmiş büyük bir ülkenin devlet adamını çağrıştırıyordu"…
***
Evet, bu isim dün Bahçeli için böyle şeyler yazıyordu sürekli.
Bugün ise, Perinçek’in Aydınlık gazetesinde “Bahçeli NATO görevlisi”, “Kandil’den Bahçeli’ye teşekkür”, “Bahçeli’nin dün ettiği şu rezil küfürlere bakın”, “Ülkücülerin dövdüğü Bahçeli’nin kasetinde ne var” gibi yazılar kaleme alıyor. 
İnsan fikir değiştirir de, bu kadar da olur mu?
Bu mümkün değil.
Bu örnekteki yazarın hali bence tutarsızlık ötesi bir durum. 
Tek başına “tutarsızlık” açıklayamaz bu hali. 
Ve aklı başında, sağ duyu sahibi, omurgalı yazarlar asla böyle bir duruma düşmezler.
Haliyle bu yazarlar bir kişiyi haddinden fazla övmezler de… Elbette marifet iltifata tabidir. Lakin kararınca iltifata… Fazlası fayda değil zarar verir. Hem kişinin kendisine hem de karşıdaki kişiye. 
***
Asıl konumuza dönecek olursak, Ortadoğu yazarı Yıldıray Çiçek’in bu tutarsızlık üstü yazara ilişkin şu cümlelerini aktarmadan edemeyeceğim: 
“Bu cümlelerin sahibinin şimdi yazdıklarına bakarak akıl sağlığının yerinde olup olmadığına siz karar verin. Bir ara beyinden ameliyat olduğu bilgisini de göz önünde bulundurarak değerlendirin. Bunun gibi yüzlerce yazısı var. Başbuğ Türkeş'e ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye hakaretler eden, iftiralar atan bu adama destek verenlerin suratına tükürmek lazım ama o suratlar tükürük bile hak etmemektedir. Buna destek verenlerin hepsi bizim nazarımızda Doğu Perinçek çocuğudur.”
Şimdi soruyorum, Yıldıray Çiçek haksız mı bu yazdıklarında? 
Bu tutarsız sözde yazar hak etmiyor mu bu “Perinçek çocuğu” yakıştırmasını? 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR