Ah Keşke Katarlı Olsak    

Gün geçmesin ki memlekette ilginç bir şey yaşanmasın. Bu hafta ne yazsam ne yazsam diye düşünürken, pat önüme bir haber düştü. Katarlı gençler sınava girmeden Türkiye’de tıp, diş hekimliği, eczacılık sağlık meslek yüksek okulu, hemşirelik alanlarında ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim alabileceklermiş. Anlaşma kapsamında hastane kurulması ve işletilmesi de varmış. Haber gündeme bomba gibi düştü. Birçok yayın organı “Katarlı gençlere sıvasız tıp imkanı” diye haber geçti. Hal böyle olunca da tepkiler gecikmedi. 
Şimdi gençlerimizin üniversiteye girebilmek için ne kadar çaba harcadıklarını biliyoruz. Birçok gencin aylarca hatta yıllarca mücadele verip, fakülte kazandığını, bu süreçte bir çok zorlu süreçten geçtiğini de biliyoruz. Bu yüzden haberi duyunca herkes gibi bende sosyal medyada tepki gösterdim. Çünkü düşünmesi bile ürkütücüydü.
Milyonlarca gencin umudunu, geleceğini tek bir sınava bağlayıp, tabiri caizse elin oğluna da tüm kapıların açılamayacağını, önceliğin bizim gençliğimizde olduğunu belirttim. Bu ülkeyi kalkındıracak, refaha erdirecek, gelecekte çok daha iyi yerlere taşıyacak olanın Katarlılar değil, Türk gençliği olduğunu söyledim. 
 Neyse ki işin doğrusu böyle değilmiş. İlgililer bir açıklama yaparak işin bizim gönlümüzden geçtiği gibi olduğunu belirtmiş.  Anlaşma sivilleri kapsamıyormuş, karşılıklı askeri bir anlaşma imiş. Bunu duyunca derin bir nefes aldık, oh çektik. 
 Yoksa gençlerimiz beş yıl boyunca “Ne mutlu Türküm” demek yerine, “Ah keşke Katarlı olsaydım” diyecekti.

[email protected]