Serhan Yetkinşekerci

Serhan Yetkinşekerci

‘Tek başıma bir partiyim’

‘Tek başıma bir partiyim’

Kimi ‘Yasakçı Vali’ olarak hatırlar onu, kimi ‘zıpkın’ diye tasvir eder, kimisi de ‘Süper Vali’ der. Halkın takdiri de sonuncusudur. Süper Vali’ydi Recep Yazıcıoğlu.
Tam 14 yıl evvel, 8 Eylül 2003’te şüpheli bir trafik kazasıyla ayrıldı aramızdan Türkiye’nin en genç valisi.
Aslında ayrılmış demem lazım. Zira, onun şöhretini ve kıymetini idrak edemeyecek kadar gencim. Ancak yıllar içinde Yazıcıoğlu’yla ilgili okuduklarım, izlediklerim, duyduklarım kendisinin ve hizmetlerinin daima baki kalacağını öğretti bana.

GÜZEL ADAM

Şen kahkahalı, çabuk parlayan, sözünü esirgemeyen, kalender bir adam…
Siyasetin ne sağına sığar, ne de soluna… Onun derdi memleketi, insanı...
1948’de Trabzon Köprübaşı’nda gelir dünyaya. Okul arkadaşlarından biri Adnan Kahveci diğeri de beşik kertmesi olan Meryem Yazıcıoğlu’ydu. Kaderini görmüştü ikisi de. Daha Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıftayken evlenmişlerdi.
İlk görev yeri Aydın’dı. 20 yaşında bir kaymakam vekili olarak atanır. 6 aylık çalışmadan elde ettiği deneyimini, gördüklerini şöyle özetler: Bürokrasi hastalığı. Ona göre devlet halktan kopmuştu.
Nihayetinde kaymakam olarak atanır. İlk görev yeridir Rize’nin Kanlıdere ilçesi. Oradan Adana Bahçe’ye sürülür. Derken sırasıyla, Ağrı Hamur, Çanakkale Ayvacık, Hatay Kırıkhan, Çorum Alaca ve Bolu Akçakoca’da kaymakamlık yapar.
Her gittiği yerde halk bağrına basar genç kaymakamı. Hikayesi çoktur. Tek tek yazmaya kalksam bu sütunlar almaz. 

EN GENÇ VALİ

Her gittiği yerde Ankara’nın dikkatini üzerine çeker. Başta yaşı küçük gerekçesiyle Kenan Evren tarafından ret yemiştir. Ancak Özal’ın ısrarıyla 36 yaşında Türkiye’nin en genç valisi olarak Tokat’a atanır.
Hemen sıvar kolları Yazıcıoğlu, ilk iş eğitime el atar. Vali değil, şantiye şefi gibi çalışır. Kısa sürede 3-4 bin derslik açar. Burada yaptığı işler, Devlet Planlama Teşkilatına model, doktora tezlerine de konu olur. İcraatları çarpıcıdır. En genç valinin Tokat’ta yaptırdığı, ilkokul ve sağlık ocağı sayısı Cumhuriyet tarihi boyunca Tokat’ta yapılandan çok daha fazladır.
41 yaşında Aydın’a atanır. Tokat’taki eğitim ve sağlık hamlelerini burada da aynen uygular. Ancak burada birilerinin ayağına basmıştır. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz Erzincan’a sürmüştür Yazıcıoğlu’nu.

SÜRGÜNDEN DOĞAN EFSANE

Erzincan görevi zorludur. Daha ayağının tozuyla o acı depremi yaşar. 6.8’den geriye kalan enkaz ağırdır. 8 ayda enkazı da şehri de ayağa kaldırır. Devletten aldığı yardımdan ziyade halkla el ele vererek yapar bunu.
Bir talihsizlik de Temmuz 93’te yaşanır. Sabaha karşı acı bir telefon uyandırır valiyi,  ‘‘Sayın valim, Başbağlar’da katliam olmuş’’ Köydeki manzara vahimdir. Kadın, erkek, çoluk, çocuk bir camide toplanıp katledilmiştir.
Katliamdan sonra geceleri kendi külüstür cipine atlar bir başına ücra köylerde dolaşır vali. Jandarmadan ya da emniyetten bir ihbar varsa bizzat oraya gider. Halkla bizzat konuşur, ilgilenir. Hepsi de ilk kez bir vali görmüştür.
Köylerde teröre engel olmak için şehirle köy arasında bir köprü inşa etmek ister. Eski köprünün olduğu yere, Kemaliye’ye. Devlet, her zaman her yere istediği gibi gidebilmelidir. ‘Gidemediğimiz yer bizim değildir’ der. Böylece, ‘Hayatımın projesi’ dediği köprü için sıvar kolları.
Keban Barajı’nın yapımı nedeniyle Fırat Nehri yutmuştur eski köprüyü. 30 yıl boyunca siyasilerin sözünü verip de yapamadığı köprü, 23 köyle bağlantı sağlayabilirdi. Ulaşım feribot ve salla yapılıyordu. Göl kenarında doğum nehri yapanlar, hastaneye yetişemeyip ölenler, terör… Köprü şarttı, hayattı, ama yapmak çok zordu.
Şantiye şefliğini yapar yine. Devletin, ‘1 trilyona mal olur’ dediği köprüyü, yine halkla el ele vererek 300 milyara bitirir. Üstelik 8 ayda.
Süper Vali, halkın sevgilisi olmuştur. Ancak dobra çıkışları başını ağrıtır. Liyakate önem veren Süper Vali, o dönemlerde emniyet müdürlerinin vali olarak atanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, ‘‘Polisten vali olmaz’’ der.
Ankara bu çıkıştan rahatsızdır. Özellikle Saadettin Tantan.

BAŞARI CEZASIZ KALMAZ

Bir gece telefonu çalar. Arayan bir gazetecidir. Süper Vali, 9 yılın sonunda terfi beklerken merkeze çekildiğini öğrenir. Zoruna gider ama başı önünde derdini anlatmaya devam eder her yerde. 3 yıl kalır Ankara’da ve ardı arkası kesilmeyen siyasete giriş teklifler alır. Sırasıyla ANAP, DYP ve AK Parti çağrıda bulunur. Üçüne de cevabı aynıdır…
‘Ben tek başıma bir partiyim. Ne parti valisi olurum, ne de partici’
3 yılın sonunda Denizli’ye atanır. Heyecanlıdır fakat, gözünden rahatsızlık yaşamaya başlar. Tedavi için Ankara yolu gözükür. Devletin malını hiçbir şahsi işinde kullanmayan Süper Vali, Ziraat Odası Haldun Tellioğlu’na ‘gel beraber gidelim’ teklifinde bulunur. Tellioğlu da bir araba ayarlar, kendi araç kullanamadığı için çaycısını da şoför yapar.

ŞÜPHELİ KAZA

Araç, Ankara’ya 36 km kala, Temelli yakınlarında aşırı hızdan dolayı takla atar. Tellioğlu oracıkta hayatını kaybeder. Çaycı ise yara almadan kurtulur. Süper Vali ise, kaza raporuna göre araçtan fırlamıştır.
5 gün yoğunda bakımda kaldır Recep Yazıcıoğlu. Sevenleri hınca hınç doldurdu İbn-i Sina Hastanesi’nin önünü. Artık 55’indedir. Yorulmuştur. Yoğun bakımdan çıkamaz Süper Vali… Bir recep ayında geldiği dünyaya yine bir recep ayında veda eder.
Sevenlerinin kucağında ‘suikast miydi?’ sorusuyla  beraber, gözyaşı vardır…
Ancak çok değerli bir miras bırakır ardında. Yaptığı hizmetlerin bütünüyle ve söylemleriyle oluşturduğu bir miras.
Bir röportajından aldığım şu satırlardaki haklılığını ise kulağımıza küpe etmeliyiz.
‘‘Bizim yetişme tarzımızda, eğitim sistemimizde yasakçı bir anlayışı var. Tartışma, sorgulama, araştırma ve eleştiri yok. Halbuki ne sosyal alanda, ne teknik alanda mutlak doğru yoktur. Bizler hiçbir şeyden şüphe duymuyoruz. Üretici olamıyoruz. Bizler sadece bekliyoruz. Vali tebdili kıyafet giysin Denizli'yi kurtarsın. Başbakan Türkiye’yi kurtarsın. Böyle bir şey yok. Kurtarıcı halktır. Halkın örgütlü gücüdür, halkın katılımıdır. Problemler bu şekilde çözülür. Ama biz hep kurtarıcı, kurtar bizi ana, kurtar bizi baba gibi yetişme tarzımızdan kaynaklanan beleşçi bir yaklaşım içindeyiz. Bu nedenle bizden dinamik bir yapı, dinamik, özgür, üretken beyinler çıkmıyor’’
Süper bir vali geçti bu Anadolu’dan… Tam 14 yıl oldu. Unutmamalı…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR