Alperen Aydın

Alperen Aydın

Atsız’a Red, Türk İslam Ülküsüne Davet!

Atsız’a Red, Türk İslam Ülküsüne Davet!

Hüseyin Nihal Atsız, Türk kültür ve tarihinin yeniden Türk gençliğe aşılanmasında büyük emeği geçen ve bu uğurda bedel ödeyen bir fikir adamıdır. Aynı zamanda bozkırı, Orta Asyalı yazarlardan daha güzel betimleyecek bir roman yazarıdır. Birçoğumuz onun BOZKURTLAR eserinde kendimizi adeta Göktürk ordusunun bir neferi gibi hissedip romanı okurken aynı zamanda yaşamışızdır.

Atsız’ın Türklüğe verdiği faydayı ve ödediği bedeli asla inkar edemeyiz. Doğru ve yanlış fikirlerindeki samimiliğini de her Türk milliyetçisi bilir. Fakat yine Türk milletinin ve gençliğinin geleceği, imanı için Atsız’ın birçok yanlış görüşünü dile getirmekte büyük fayda vardır. Atsız öyle bir yanlış yapmıştır ki kendi milletinin dini olan İslâmiyet’e ve Türk milletinin her şeyden öte tuttuğu manevi değerlerine hakaretler yağdırmıştır. Bu büyük ve affedilemez yanlışı yüzünden Atsız, İslâm hassasiyeti olan Türk milliyetçilerinin ve birçok ülkücünün muhabbet beslediği bir isim değildir. 
Bugün de devam eden Türk İslâm Ülküsü – Seküler Türk Milliyetçiliği kavgasında bu görüşlerin büyük oranda yer tuttuğunu, Ülkücü-Atsızcı ayrışmalarına  İslami hassasiyetin ayırıcı faktörlerden biri olduğunu söylemek gerekir.
Bizler, Atsız’ın faydalanılacak eserlerinden faydalanırız lâkin İslâmiyet’e karşı sarf ettiği sözlerinden dolayı Atsız’a muhabbet beslemeyiz. Haşa "Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır." diyen Hüseyin Nihal Atsız, biz ülkücülerin değil bir değeri olmak gönül bağı kuracağı bir zerre dahi olamaz! Zira bizim için kimse Allah (c.c) ve Resulü’nden (s.a.v) önemli değildir!

İslâm hassasiyetli bir Türk Milliyetçiliği anlayışı için Atsız’ın aşağıda yer alan, İslâm’a hakarete varan görüşlerine dikkat edilmeli, Müslüman Türk gençliğini bu fikirlerden korumalıyız. Gençlerimizi seküler milliyetçilik bataklığına iten bu görüşler yayılmamalıdır. Gençlik, kitabını bir peygamber torunu olan Seyyid Ahmed Arvasi’nin yazdığı ’Türk – İslâm ülküsüyle, derdinin gerçek dermanını bulmalıdır. 

Şimdi kaynaklarıyla beraber Atsız’ın sapkınlıklarını sizlere aktarıyorum. 

“Tanrı insan idraki dışındadır. Kur'an, Muhammed'in talimatıdır. Bunun birçok delilleri vardır. Bir tanesi birçok yerinde aya, güneşe, fecre, atların köpüren ağızlarına yemin ve and verilmesidir. Yemini kim eder? İnsan eder ve kendisinden daha üstün bir varlığın adına eder, Tanrı yemin eder mi? Tanrı'dan daha üstün bir varlık olmadığına göre kendi yarattığı aya, güneşe neden yemin etsin? Görülüyor ki bu yeminler Muhammed'in gönlünden ve beyninden doğmadır ve hatta Araplar arasında İslamiyetten önceki zamanların usul ve adabınca edilmektedir.” (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11 )

“Kur'an "âlemlerin sahibi olan Tanrı'ya hamdederim" diye başlamaktadır. Belli ki bu söz de Muhammed'indir. Çünkü Tanrı, kendi kendisine hamdetmez. Müfessirler her ne kadar Tanrı "böyle diyin" demek istemiştir yolunda tevillere geçmişlerse de Kur'anın sonundaki küçük sürelerde olduğu gibi, sürenin başına bir "söyle, de ki" hitabını eklemeyi Tanrı düşünmez miydi?” (A.g.m)

“Fakat ey Türk Gençliği, sana soruyorum: Sen Arap Muhammedin mezarını artık bıraktıktan sonra senin Kâbe’n Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar değil midir?” (Çanakkale Savaşı - ATSIZ MECMUA, 1932, Sayı: 17) 
“Din Arab’ın, hukuk sizin, harp Türklüğündür.” (Davetiye - 1940)

“Kumar, içki ve her türlü fuhşiyatla yozlaşmış, karılarını değiştiren ve kız çocuklarını gömecek kadar vahşet gösteren bir toplumda Muhammed'in başka türlü davranmasına imkân yoktu. Onlara korkunç cehennem azapları gösterecek ve dünyada doğrulukla yaşayanlara da öte âlemde köşkler, Kevserler yiyecekler, güzel huri kızları vaad edecekti.” (Yobazlık Bir Fikir Müstehasesidir - ÖTÜKEN, 1970, Sayı: 11)

“(Yobazlar) Soy soy insanların bir tek Âdem’le Havva dan türediklerine, Âdem’in 1050 yıl yaşadığına, Havva'nın her yıl biri erkek biri kız olmak üzere ikiz evlat doğurduğuna ve bu kardeşleri birbiriyle evlendirdiklerine inanırlar. Bir Sümer masalından çıkan tufan ve Nuh'un gemisi onlarca tarihi bir hakikattir. Hangi Teknik Üniversitesinden mezun olduğu belli olmayan Nuh'un yaptığı o pazarcı kayığına her cins hayvandan birer çiftin girip sığması ve 40 tufan gününde birbirine yemeden uslu uslu oturması da gerçektir vesaire... Şimdi bu kafadaki adamla bir fikir tartışması yapmaktaki trajediyi düşünün.” (A.g.m)

Göz ardı edile edile unutulmaya yüz tutan hakikatlerin ortaya çıkması adına, bu yazı serisinin devamı gelecektir. 
Selam ve dua ile... 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR