İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

Çocuk gelinler ve Türkiye gerçeği!

Çocuk gelinler ve Türkiye gerçeği!

Öncelikle çocuk kimdir, hangi yaş grubuna çocuk deniliyor? Ona bir bakalım. 

    Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin birinci maddesine göre, "18 yaşına kadar her insan çocuktur" ifadesini kullanmaktadır. (UNICEF, 2004:5), Çocuk Koruma Kanunu'nun üçüncü maddesi de çocuğu "Daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişi" olarak tanımlamaktadır. (Çocuk Koruma Kanunu, 2005)
     Yapılan bilimsel araştırmalarda da bu şekilde değerlendirilmektedir. Biz değerlendirmelerimizi, bilimsel araştırmalara göre yapmamızın en doğru yaklaşım tarzı olduğuna inanıyorum. Bu konu ile ilgili araştırmalara geçmeden evvel son günlerde yapılan altı yaşındaki çocuğun evlendirilmesi tartışmalarında at izinin it izine karıştığını ifade etmek isterim. Çocuğun hak ve hukukunu savunmak yerine, bu olay bahane edilerek, İslam'a ve onun değerlerine saldırmak ön plana çıktı. Bu saldırı sadece ateistlerden, deistlerden veya İslam düşmanlarından değil, bizzat kendilerini Müslüman olarak tanımlayan vatandaşlarımızdan bilerek veya bilmeyerek geldi. 

    Elbette böyle bir olayı savunmak, görmemezlikten gelmek söz konusu dahi olamaz. Taraf olanları, gerçekleşmesine neden olanları, Allah'ın laneti ile lanetliyorum. En ağır cezayı almalarını temenni ediyorum.
    Bir tarikata sempati duyan bir ailenin, böyle iğrenç, son derece çirkin, insanlık dışı hareketleri her türlü cezayı hak etmişlerdir. Ancak, bu durum gerekçe gösterilerek, İslam'a ve Müslümanlara saldırılması asla kabul edilemez. Şimdi her hangi bir partide veya kurumda bir insan böyle bir iğrenç olayı gerçekleştirmesi o partinin veya kurumun tamamını bağlar mı? Tamamı suçlanır mı? Nitekim en alçak tacizler yapıldı partililer tarafından ama kimse o partinin tamamını suçlamadı. Söz konusu olan, adı Müslüman ama kendisinin Müslümanlıkla alakası olmayan, iğrenç emellerini maskelemek için manevi değerlerimizi kullanan alçaklar ve hainler bahane edilerek İslam'a saldırmak adet haline geldi. Genellemek ne insanidir, ne ahlakidir ne de vicdanidir. Suçlar kişiseldir. Hukuk da böyle söyler, insani değerler de...

    Şimdi gelelim "Çocuk Gelinlere ve Türkiye Gerçeğine".

    Yapılan bilimsel bir araştırma; (Çocuk Gelin Olmaya Giden Yol-İlknur Yüksel Kaptanoğlu ve Banu Ergöçme’nin bilimsel araştırması) on kadından üçünün çocuk gelin olduğu, birinci derecede akrabaları ile çocuk yaşta evlendirildiği, yasal düzenlemelerin yetersiz kaldığını ifade eder. Çocuk yaşta evlenmelerin nedenleri olarak da, ekonomik, demografik, yerleşik gelenekler, eğitim düzeyi, okula göndermemek için evlendirilme olarak sıralanmıştır. 

    Yine bu bilimsel araştırmaya göre; çocuk gelinlerin kırsal kesimlerde ağırlık olmasına karşılık şehirlerde de olduğudur. En gelişmiş ülkelerde bile örneğin ABD de 15-19 yaş arası evliliğin % 4 olduğu gerçeği dile getirilmiştir. Kırsal kesimde çocuk gelinlerin fazla olması, yerleşik geleneklerin etkili olduğudur. Ulusal ve uluslararası düzenlemelere rağmen çocuk gelinlerin toplumsal bir gerçek olması, bunun sadece yasalarla çözümlenemeyeceği, çocuk gelinleri onaylayan, meşru gören, sosyal ve kültürel değerlerin çoğu zaman yasalardan daha güçlü olduğu gerçeği dile getirilmiştir. Bahsedilen ortalama yaş grubu ise, maalesef 13-14 yaşlarında yoğunlaştığı görülüyor. Her ne kadar zaman içerisinde bu çocuk gelinler azalmaya başlamışsa da hala gizli saklı yapıldığı ifade edilmektedir.

    Bazı bölgelerde on kadından dördünün çocuk yaşta evlendirildiği varılan başka bir sonuçtur. Başka bir gerçek ise, eğitimin etkili olmasına rağmen, lise ve üzeri eğitim alanların yüzde 5 i, sekiz yıllık eğitimi tamamlayanların yüzde otuzu çocuk yaşta gelin oldukları açıklanmaktadır. (15-19 yaş arası). Kırsal alanda bu durum çok daha vahimdir. Yüz kadından 45 i 18 yaşından önce evlendiği ortaya çıkmıştır. Kentte yaşayanlar arasında ise bu oran yüz kadında 26 sı 18 yaşından erken evlenmiştir. 14-15 yaşlarında evlendirilen çocuklar kırsal kesimde daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. 

    Yapılan bu bilimsel araştırmada, refah düzeyininde çocuk gelinlerin oluşmasında etkisini ortaya koymuştur. Örneğin, en düşük refah seviyesinde yaşayan kadınların yüzde 41 i, en yüksek refah düzeyinde olanlarda ise bu oran yüzde 14 olduğu tespit edilmiştir. Yani refah düzeyi etkili ama çocuk gelinlerin oluşmasını yok etmiyor. Akrabalar arasında çocuk yaşta evlilik oranının yüzde 45 olduğu belirleniyor. Elbette çocuk gelinlerin yasa dışı gerçekleştiğini söylememize gerek yok 

    Ama ne yazık ki, yasalarımıza göre 16 yaşında evlenmek anne-babanın rızası ve özel nedenlerden dolayı yasal olabiliyor. Hâkim kararı ile ortalama 16 yaş civarındaki çocuk gelinlerin oranı ülke genelinde yüzde 16.8... Ürperdiniz değil mi?

    Eğitimin çocuk gelinlerin oranını düşürdüğü bir gerçek olmasına rağmen tek başına yeterli olmadığı, gelenekler ve önyargısal düşüncelerin çok daha etkili olduğu görülmüştür. 

    Özetin özetini verdiğimiz bu bilimsel araştırma bize çocuk tanımının yeniden yapılması, kadın ve insan haklarına yönelik ihlal olarak değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. 

    Bu araştırma aklımıza şöyle bir soruyu getiriyor! Şu veya bu nedenden dolayı çocuk gelinlerin olmasına neden olan veya olanlar yargılanmalı mı veya yargılanacak mı? 13 yaşından itibaren gelin adayı olan ve büyük bir kısmının gelin olduğu çocukların haklarını kim savunacak?

    Peki, bu sosyal yara nasıl kapatılabilir, çocuk gelin olmaya giden yol nasıl sonlandırılır?

    - Başta Milli Eğitim Bakanlığı hemen harekete geçmeli, zorunlu olan 4+4+4 eğitim sisteminin en sıkı takipçisi olmalı, mutlaka her çocuğumuzu takip etmeli, liseyi bitirmeleri sağlanmalı. Bu konuda geç kalınmış olsa da, her türlü yasal düzenleme acilen yapılmalı. Gerekirse en şiddetli cezai müeyyideler uygulanmalı.

    - Sosyal Politikalar ve Aile Bakanlığı üzerine düşeni yapmalı, istisnasız her çocuğu 18 yaşına kadar takip etmeli, kendisini bu çocuklardan sorumlu tutmalı. Gizli-saklı yapılan çocuk evliliklerine mutlaka engel olmalı.

    - Diyanet İşleri Başkanlığı halk üzerinde çok daha etkili olmalı, bugün var olan resmi nikâh olmadan dini nikâhın yapılmaması hususunu büyük bir hassasiyetle takip etmeli, halka bu konuda gereken eğitimi vermeli, imamlarımızın görevlerini tam olarak yapıp yapmadıkları sıkı bir şekilde denetlenmeli, takip edilmeli. 

    - Ve en önemlisi, gerek çocuk gelinlerin oluşmasında gerekse çocuk tacizlerinde, kim tarafından yapılırsa yapılsın, en şiddetli cezanın verilmesi hususunda yeni bir yasal düzenleme yapılmalı.(Çocuk tacizleri konusunda ki idam istemimizi tekrar ediyoruz)

    Aksi halde sorumlu;  her çocuk gelinden ve her çocuk tacizinden başta adı geçen kurumların başındaki yöneticiler olmak üzere halkın bizatihi kendisi olacaktır. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR