Ahmet Fidan

Ahmet Fidan

Baki kalan bu kubbede hoş bir sada:

Baki kalan bu kubbede hoş bir sada:

 

Ahmet Hatipoğlu baki âleme göçtü

 

Acı haber çabuk ulaşır. Tasavvuf musikisinin büyük üstadı günümüzün Itri’si  Ahmet Hatipoğlu (Burdur-1933 / Ankara-2015) 23 Ağustos 2015 Pazar günü sabaha karşı Ankara’da Hakk’a yürüdü.  Merhum Hatipoğlu’nun vefat haberi kısa sürede duyuldu.

Hatipoğlu’nu yakından tanıyanlar sevenleri için vefat haberi hiç şüphesiz son derece üzücüydü. Hatipoğlu hocanın yakın dostluğunu kazanmış ve gönül bağı olan birisi olarak şüphesiz hacı haberle sarsıldım.

Hatipoğlu,  ismi anılınca tasavvuf musikimize yaptığı hizmetler ve sanatı öne çıkmaktadır. Birlikte olduğumuz yaklaşık yirmi yıllık sürede başta Ankara olmak üzere yurt içi ve yurtdışı seyahatlerin canlı hatırları bir film şeridi gibi zihnimden geçti.

 Şöhretli sanatkârlar, genellikle kapris, kasıntı ve çevresine tepeden bakma özellikleri tanınırlar. Hâlbuki Hatipoğlu hoca,  gerçek ve büyük sanatkâr olmasına rağmen; tevazuu, dostluğu ve hususiyle hoş görüsüyle tanınmakta ve anılmaktaydı.

Ömrünün son günlerine kadar aksatmadan hizmetini sürdürdü. Geçirdiği ameliyat ve nekahet döneminde Ankara Radyosu’nda verdiği son konserinde bitkinliğine ve yorgunluğuna rağmen oturduğu sandalyeden koroyu büyük bir başarı ve maharetle ile yönetmişti.

TRT’nin bir zamanlar İslâm’a ve özellikle tasavvuf musikisine olumsuz ve katı tavrına karşı verdiği mücadelede hem kendi bestelerini hem de unutulmuş, tarihin tozlu raflarında gün yüzüne çıkmayı bekleyen eserleri repertuvara sokma başarısını ve erdemini göstermiştir.

Gerek icraları ve gerekse besteleri başlı başına bir makale konusudur ve konumuzun dışındadır. Hatipoğlu’nun uzun ve başarılı musiki hayatında öne çıkan arkasında bıraktığı eserleridir.

Daha yakından tanımak için verimli hayatına kısa bir göz atmakta yarar var.

Ahmet Hatipoğlu, “Burdurlu Hatib Hoca” nâmıyla tanınan alim “Hacı Mehmet Hatiboğlu” ile “Edibe Hanım”dan, ağabeyleri Hasan ve Hüseyin’den sonra ilâhiyat Prof. Dr. Mehmet Sait  Hatipoğlu’nun ikizi olarak 1933’de Burdur’da dünyaya geldi. İlk–orta tahsilini; Burdur, İzmir ve Antalya’da tamamladıktan sonra 1955’de ses sanatçılığı sınavını kazanarak Ankara Radyosu’na kadrolu olarak girdi. Aynı tarihte başlayan yükseköğrenimini de sürdürerek, A. Ü. Hukuk Fakültesi’nden 1961’de mezun oldu.

Askerlik göreviyle avukatlık stajının bitiminden sonra tekrar Ankara Radyosu’na döndü. İmtihanlarını vererek Tanbur sanatçısı, Ses yönetmeni (tonmayster) ve Kudüm sanatçısı oldu. Tâkib eden yıllarda, TRT Ankara Radyosu’nda “Türk Mûsıkîsi Müdürlüğü” yaptı. Hocalık, Denetleme, Araştırma ve İnceleme, Repertuar gibi çeşitli sanat kurulu uzman üyeliklerinde bulundu. S.Ü. Devlet Konservatuarında dört sene kadar hocalık da yaptı. Mevlana’nın 800. Doğum yıldönümü dolayısı ile TYB olarak bir dizi faaliyet programı tertib edilmişti. Halep Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve T.C. Halep Başkonsolosluğu ile ortaklaşa Halep’te bir dizi faaliyet gerçekleştirildi: Sempozyum, sergi ve konser. Rahmetli Ahmet Hatipoğlu hoca korosu ile sahne aldı. Yaklaşık dokuz yüz kişilik modern bir salon. Konserden önce Edebiyat Fakültesi Dekanı ile konuştuk. Benim bozuk Arapçam, onun bozuk Türkçesi ile anlaştık. Benden, iki saat düşünülen Tasavvuf Musikisi konserinin kısa tutulması. “Çünkü Halepliler ekâbirdir. Yarım saatten sonra salonu boşaltırlar. Sayın Hatipoğlu’na ayıp olur. Mümkünse konseri kısa tutması için Sayın Hatipoğlu’na ricada bulunun.” dedi.

-“Hocam, Halepliler Hatipoğlu hocayı bir dinlesinler, konseri en az üç kez tekrar ettirecekler.” dedim. Salon dolu. Birinci arada arka sıralarda oturan şii din adamlarından biri koşarak sahneye çıktı ve Ahmet Hoca’yı öptü. Üçüncü uzatmadan sonra koro yemek için sahneden ayrılmasına rağmen Halepli seyirciler salonu terk etmiyorlardı.

Üsküp’te, Kalkandelen Harabati Tekkesinde, Gostivar’da Gelibolu’da ve TRT’den canlı yayınlanan konserlerinde destek ve tevazuuna şahit oldum.

Şam dönüşü yan yana oturuyoruz. Çoluk çocuktan söz açıldı. “Ah Fidan hocam” dedi. “Yaş ilerledi. İki oğlum var. Evlenmediler. Bir an önce torun sahibi olmak istiyorum.” diyerek torun özlemini dile getirdi.  Sonraki yıllarda muradına erdi, torun sahibi oldu.

Yeri kolay kolay doldurulmayacak kadar önemli bir sanatkâr olan Ahmet Hatipoğlu’na Allah’tan rahmet, başta ikiz kardeşi Prof. Dr. Mehmet Sait Hatipoğlu hoca olmak üzere eşi, oğulları, öğrencileri, Musiki camiası ve dostlarına taziyelerimi sunuyorum.  Mekanın cennet olsun aziz dost.

 

G Ü N Ü N    H İ K M E T İ

“Baki kalan bu kubbede hoş bir sada”

Baki

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR