Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Fırat’ın katillerine elektrik verenlere iyi hal indirimi 

Fırat’ın katillerine elektrik verenlere iyi hal indirimi 

Fırat Yılmaz Çakıroğlu olayı malum. 

Çakıroğlu’nun vahşice şehit edilmesinin üzerinden tam 7 yıl geçti.

Geçtiğimiz 20 Şubat Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun 7. vefat yıldönümüydü.

Bu 20 Şubat’ta da özellikle "ülkücü" arkadaşlar, Fırat Yılmaz'ın fotoğraflarını paylaşıp, onu anıyor, katillerine ve katillerinin siyasi temsilcilerine, o temsilcilerin bugün masa altından temasta olduğu diğer siyasi partilere tepki gösteriyorlar.

Çakıroğlu'nun anılması, unutulmaması, olayı ilk günden bu yana yazıp çizen biri olarak bence de çok önemli.

Çakıroğlu olayı asla unutturulmamalı. 

Amma ve lakin bana öyle geliyor ki, Çakıroğlu paylaşımı yapan arkadaşların pek çoğu olayı “kimler tarafından şehit edildiğinden ibaretmiş” gibi lanse ediyor. 

Ne zaman, nerede, nasıl ve en önemlisi hangi politikalar sonucu şehit edildiğinin ya farkında değiller, ya da bunu görmezden gelmek istiyorlar. 

Oysa asıl bunların sorgulanması ve asıl bunların unutturulmaması gerekir diye düşünüyorum. (PKK ve yandaşlarının Türk milliyetçilerine, ülkücülere bakışını bilmeyen mi var...)

Sosyal medyada da yazdım, buradan yinelemek istiyorum: 

Fırat Yılmaz Çakıroğlu ne zaman, nerede, nasıl, kimler tarafından şehit edildi? 

O şehit edilirken kimler seyretti?

O’nun şehit edilişini hangi medya organları "karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavga" diye sundu, aktardı? 

“Açılım sürecine zarar verir” teraneleriyle Fırat’ın şehit edilişini görmezden gelenler kimlerdi?

"Ülkücü Çakıroğlu PKK'lılar tarafından şehit edildi" diye yazmak bile hangi çevrelerce suç olarak görüyordu?

Velhasıl Çakıroğlu hangi siyasi politikalara, hangi açılım-saçılımlara kurban edildi?

Ben şunu bilir şunu söylerim:

Fırat Yılmaz Çakıroğlu, açılım kurbanıdır. Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun hem de bir devlet üniversitesinin göbeğinde, güpegündüz; sırf ülkücü, HDP-PKK ve açılım karşıtı olduğu için, terör örgütü sempatizanları tarafından bıçaklanarak öldürülmüş olması dönemin saçılım politikalarının bir sonucudur. 

Değerli okurlar, 

Çakıroğlu olayından 4 ay sonraki Haziran seçimlerinin ardından şükür ki “açılım” yanlışından dönülerek, bölücü terör örgütü ve yandaşlarına layıkıyla muameleye başlandı.

Bu süreçte Çakıroğlu’nun katillerini üniversiteye sokan, onları cesaretlendiren yöneticilerden de hesap sorulması bekleniyordu.

Nasıl beklenmesin?..

Pekçok üniversitede olduğu gibi burada da dönemin üniversite yönetimi, PKK/KCK sempatizanı öğrencilere ceza vermediği gibi yazılı ikaz dahi yapmıyor, bu da onları cesaretlendiriyordu. Bu cesaretle eylemlerini sıklaştırmışlar ve eylemlerdeki şiddetin dozunu artırmışlardı. Örgüt üyesi öğrenci ve arkadaşları fakülte yakınında bir yere “Hozan Serhat” ismini vermişlerdi hatta… Burada çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar, terör örgütünün propagandasını yapıyorlardı… Açıktan bebek katili Öcalan’ın fotoğraflarını paylaşıyorlardı… Ve bu faaliyetleri için elektrik ihtiyaçlarını da devletin Fakültesi’nden karşılıyorlardı…

Tüm bunlar karşısında seyirci kalan, zaman zaman da göz yuman en başta üniversite yöneticileri olmak üzere tüm ilgili kamu görevlilerinden hesap sorulmalıydı. 

Beklenti buydu.

Peki ne oldu? 

Dönemin sadece rektörü Candeğer Yılmaz, rektör yardımcısı Atilla Silkü, edebiyat fakültesi dekanı Ersin Doğer ve genel sekreteri Mehmet Bülent Özkan hakkında olaydaki kusurlarından ötürü dava açıldı. İddianamede, yukarıda saydığım terör eylemleri bir bir sıralanıyor, bu 4 ismin kusurları olduğu belirtilerek, haklarında 3’er yıla kadar hapis cezaları isteniyordu. 

Sonuç? 

Sanıklar tutuksuz yargılandılar ve geçtiğimiz gün sonuçlanan davada mahkeme 2 ismin beraatına karar verdi. Kalan 2 isim için ise önce 10’ar ay hapis cezası verdi, ardından bu cezaları iyi hal indirimiyle 8 ay 10’ar güne indirdi, sonra bunu da para cezasına çevirdi.

Nasıl ama?

Fırat’ın katillerinin devletin üniversitesinde nüfuz edinmelerine yol veren, bölücü eylemleri için devletin fakültesinden elektrik çekmelerine göz yuman yöneticilerden nasıl, gereğince hesap sorulmuş mu?

Takdir aziz milletimizindir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR