Bedirhan Şahin

Bedirhan Şahin

Kapıdaki Tehlikenin Farkında Değil misiniz?

Kapıdaki Tehlikenin Farkında Değil misiniz?

Temmuz 2025, Türkiye için son 55 yılın en sıcak ayı olarak kayıtlara geçti. Ağustos’un da Temmuz’dan aşağı kalır yanı olmadı. Sıcaklıklar, günlük hayatın her alanını etkilerken enerji tüketiminden tarıma, şehir yaşamından sağlığa kadar geniş bir yelpazede sonuçlar doğuruyor.

Özellikle şehirlerde yaşayan vatandaşlar için bu dönemde aşırı sıcaklar, yaşam konforunu ciddi şekilde azaltıyor. Klimasız alanlarda çalışan insanlar, yüksek nem ve sıcaklık nedeniyle günlük işlerini sürdürmekte zorluk yaşıyor. Evlerde ve iş yerlerinde enerji tüketimi önemli ölçüde artıyor; klima ve vantilatör kullanımı, elektrik faturalarında ciddi artışlara yol açıyor.

Sıcak hava dalgaları, yalnızca konforu değil, aynı zamanda sağlığı da tehdit ediyor. Özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler sıcak çarpması riskine karşı korunmalı. Uzmanlar, sıcak havalarda bol su içmenin, serin alanlarda bulunmanın ve güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmamanın hayati önem taşıdığını belirtiyor. Bununla birlikte toplu taşımada ve şehirlerdeki açık alanlarda gölge alanların yetersizliği, vatandaşların yaşamını daha da zorlaştırıyor.

****

Sıcak havaların ve uzun yağmursuz dönemlerin en somut etkilerinden biri su kaynakları üzerindeki baskıdır. Ankara örneğinde, baraj doluluk oranları ciddi bir alarm veriyor. Şehirdeki barajlarda doluluk oranı yüzde 19,31 olarak ölçülürken, aktif doluluk oranı yalnızca yüzde 8,39 olarak gözlemleniyor. Bu durum, işin uzmanlarına göre önümüzdeki üç aylık süreçte şehrin ciddi bir su sıkıntısı ile karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor.

Yaşadığım bölgede son dönemde sık sık su kesintileri yaşanıyor. ASKİ, kesintilerin EnerjiSA kaynaklı olduğunu belirtse de, günler boyunca susuz kalmak günlük yaşamı ve hijyen koşullarını olumsuz etkiliyor. Örneğin, bu hafta Salı ve Perşembe günleri sular gece geç saatlere kadar kesildi. Sonuç gerçekten EnerjiSA kaynaklı mıdır bilmiyorum. Tek bildiğim bir şey var ki; susuzluk çok kötü bir şey. Allah bizleri bu durumla ilgili sınamasın.

****

Öte yandan Küresel ısınmanın ve sıcak hava dalgalarının etkileri yalnızca şehirlerde hissedilmiyor. Tarım sektörü de ciddi şekilde risk altında. Uzun süren yağmursuz ve kar yağışsız dönemler, tarlalarda ve bahçelerde sulama ihtiyacını artırıyor. Sulama maliyetleri yükselirken, verimlilik düşüyor ve ürün fiyatları giderek artıyor. Bu durum, market raflarına yansıyan gıda fiyatlarını yükselterek vatandaşın cebine de doğrudan etki ediyor.

Yüksek sıcaklıklar, bazı ürünlerde erken olgunlaşmaya veya ürün kaybına yol açıyor. Özellikle sebze ve meyve üretiminde sıcak havaya bağlı deformasyonlar gözleniyor. Tarım uzmanları, iklim değişikliğinin etkisiyle önümüzdeki yıllarda gıda güvenliğinin daha da riskli hale gelebileceğini belirtiyor. Tarımsal üretimde verim kaybı, su kaynaklarının kısıtlılığı ve artan maliyetler birleştiğinde hem üreticiyi hem tüketiciyi zorluyor.

****

Aşırı sıcaklar, özellikle hassas gruplar için ciddi riskler taşıyor. Yaşlılar ve çocuklar, güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkarken dikkatli olmalı; bol su tüketmeli ve serin alanlarda bulunmalı. Toplum olarak, bu gruplara yardımcı olmak da ortak bir sorumluluk. Belediyeler ve sağlık kuruluşları, sıcak hava uyarıları ile risklerin önüne geçmeye çalışıyor. Evlerinde yalnız yaşayan yaşlı bireylere destek olmak, parklarda ve toplu alanlarda su ve gölge sağlamak, küçük ama etkili önlemler arasında.

Sonuç olarak;

Küresel ısınma, sadece çevresel bir sorun değil; günlük yaşamımızı, sağlığımızı, enerji kullanımımızı ve gıda güvenliğimizi etkileyen bir olgu olarak karşımızda duruyor. Temmuz 2025’in rekor sıcaklıkları, susuzluk riski, artan enerji tüketimi ve tarım üzerindeki baskılar, bireylerden belediyelere kadar tüm toplumun dikkatini çekiyor. Küresel iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak, hem bireysel alışkanlıklarla hem de toplumsal sorumluluklarla mümkün.

Su tasarrufu yapmak, enerji tüketimini düşürmek, sağlıklı ve bilinçli tüketim alışkanlıkları kazanmak, her birimizin yapabileceği somut adımlar olarak öne çıkıyor.

Sıcak havalar, önümüzdeki yıllarda daha sık yaşanacak gibi görünüyor. Bu nedenle şehirlerde yaşamı kolaylaştıracak önlemleri almak, su kaynaklarını korumak ve tarımsal üretimi sürdürülebilir hâle getirmek kritik önem taşıyor.

Küresel ısınma ile mücadele, sadece çevreyi korumak değil, yaşam kalitesini ve toplum sağlığını korumak anlamına geliyor.

Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR