Ferit Atmaca

Ferit Atmaca

Korona tabana yayılıyor

Korona tabana yayılıyor

Son bir iki aydır Ankara’da korona vakalarının ciddi oranda artmaya başladığı besbelliydi.
Virüsün en fazla gündemimizde olduğu Mart, Nisan, Mayıs aylarını hatırlayın. 
Günlük açıklanan verilere kilitlenir, rakamları endişeyle takip ederdik. 

Vaka ve ölüm sayılarında yaşanan artış karşısında ürperir, ya biz de virüse yakalanırsak diye endişe ederdik.
Ve gözümüz kulağımız çevremizde olurdu; var mı virüsün bulaştığı bir tanıdık, eş dost.
Kendim ve çevremden örnek verecek olursam, Türkiye genelindeki o en endişeli aylarda eş, dost, akraba, komşularımdan ve onların tanıdıklarından bir tane bile ne vaka sayısı duydum ne vefat haberi.

Son haftalarda öyle mi?
Her yandan üzücü haber alıyoruz. 
Bu durum eminim ki hepimiz için geçerli.
Her birimiz hemen her gün tanıdıklarımızın, eş dostlarımızın korona haberlerini duyuyoruz. 
Ve vefat edenlerin olduğunu öğreniyoruz.
Korona virüs adeta tabana yayıldı.
Geçen hafta, yapması için bıraktığım işi almaya gittiğim dükkanı gündüz gözüne kapalı görünce camdaki telefon numarasını aradım.
Dükkan sahibi üzgün bir ses tonu ile açtı telini. “Abi kusura bakmayın, eşimi kaybettik. Dükkanımız bir süre kapalı olacak” dedi. 
Üzüldüm; “Bir rahatsızlığı mı vardı” diye sordum:
“3 gün önceye kadar yoktu. Ne olduysa 3 günde oldu. Birden rahatsızlandı. … hastanesine götürdük, almadılar, … hastanesine gönderdiler. Oraya gittik orada yoğun muymuş ne olmadı. Başka hastaneye gittik. Bu arada 3 gün geçti, eşim vefat etti.” 
“Teşhis konulmadı mı, korona olabilir mi” diye sordum: “Testler falan yapıldı, sonucun çıkmasını bekliyoruz, daha çıkmadı.”
Son olarak yaşını sordum eşinin: “Daha 38 yaşındaydı abi. Şimdi biz ne yapacağız, küçücük çocuklarla kaldık öyle…” 
***
Yine geçtiğimiz hafta bir tanıdığın yakınından işittim:
Bir genç yurt dışından Konya’ya; yakınlarının yanına geliyor. Beraberinde virüs de getirmiş. Ninesine bulaştırıyor, teyzesine bulaştırıyor. Ve diğer aile fertlerine. Tüm aile karantinaya alınıyor. 70’li yaşlarda olan nine iki hafta önce vefat ediyor. Bir hafta geçmiyor henüz 43 yaşında olan teyze de hayatını kaybediyor. Geride kalan küçük küçük 3 çocuk. Eşleri dostları cenazesine bile katılamıyor haliyle. Ağıtlar telefonlarda yakılıyor… Gerçekten çok üzücü bir durum. Allah geride kalanlara sabırlar versin. 
*** 
Yakın binamızda bir ailenin babası kendinden şüphe ediyor, test yaptırıyor. Testi pozitif çıkıyor. “Evine gidip kendini karantinaya alacaksın” deniliyor. Öyle yapıyor. Birkaç gün sonra çocuklarından biri ateşleniyor. Hafta sonu olduğu için olsa gerek, 184 yönlendirmelerinden bir sonuç alamıyor, “pazartesi getirin bakalım” cevabını alıyor. Neyse ki çocuğun ateşi düşüyor, rahatlıyorlar. Ardından diğer çocuk ateşleniyor. Kendi imkânları ile hastaneye götürüyorlar. Ciddi bir sorun görülmüyor. “Evde karantinada kalmaya devam” deniliyor. 14 günlük karantina sürecinin sonunda ciddi hiçbir semptom gözlenmeyen aile dışarı çıkmaya başlıyor. 
*** 
Eminim ki hepimiz çevremizde bu tür vakalar, olaylar görüyor, duyuyoruz. 
Ve bu haberlerin sayısı günden güne artıyor. 
Tüm bunlar Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Ankara’ya ilişkin verdiği “İstanbul’u iki kat geçmiş durumda” bilgisinin sahadan teyididir. 

Ankara maalesef kıpkırmızı durumda.
Bu noktaya nasıl, neden gelindi?
Özellikle tatillerin önünün açılması, özendirilmesi ve düğünlerle ilgili kısıtlamaların erken kaldırılmasının bu yayılımdaki payı nedir?
Düğünler yeniden 1 saatle sınırlandırıldı; nişan, sünnet, nikâh törenlerine yasak getirildi ama iş işten geçmiş mi oldu?
Nedenler tartışıladursun, Ankara Valimiz "Koronavirüs salgınında birincilik Ankara’ya yakışmadı, yakışmıyor! Bunu değiştirmek, sabırla, dikkatle ve gayretle tedbirlere hep birlikte riayetimizle mümkün. Maalesef henüz başka bir yol, başka bir çare yok!" diye açıklama yaptı. 
Evet yakışmıyor. 
Bu tabloyu değiştirmeliyiz.
Devlet millet elele verip, bunun üstesinden gelmeliyiz.
Vatandaşlar olarak dikkatli olup, maskeye, temasa, temizliğe özen göstermeliyiz.
Bunla bitiyor mu?
Asla. 
Devlet de gerekli tedbirleri almaya devam etmeli. Yasaksa yasak, kısıtlamaysa kısıtlama, başka başka yeni kararlarsa kararlar…
Özellikle çalışma hayatında, toplu taşımalarda…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR