Şule Erciyas

Şule Erciyas

Kuran’ı Öğreten Kişide Bulunması Gereken Edepler

Kuran’ı Öğreten Kişide Bulunması Gereken Edepler

İmam Nevevî’nin Kur’an-ı Kerim’i öğreten ve öğrenen kişide ilk olarak “ihlâs” olması yani Allah’ın rızasını öncelemesi gerektiğini vurgulamıştır. Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: Şüphe yok ki, ameller niyetlere göre değerlendirilir. Herkes için niyet ettiği şeyin karşılığı vardır.

İhlas hakkında Fudayl b. İyâz şöyle demiştir: “İnsanlar için ameli terk etmek riyadır. İnsanlar için amel etmek ise şirktir. İhlâs, Allah’ın seni bu iki halden de kurtarmasıdır.” Kur’an’ı öğreten kişi dünyevî arzulardan yüz çevirmeli, menfaat, üstünlük ve övgü alma gibi Kur’an’ın vakarına yakışmayan davranışlarda bulunmamalı, öğretimi kirletmemelidir. Kur’an öğrettiği talebesinden az bir menfaat bile olsa hediye dahi َbuyurmuştur şöyle Teâlâ Allah. etmemelidir kabul Kim dünya kazancını tercih ederse ona da bundan veririz; ama onun ahirette hiçbir nasibi olmaz. Yine ilmi dünyalık için kullanan kişi hakkında Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Allah Rasulü şöyle buyurmuştur:

“Kim kendisiyle Allah’ın rızasının umulduğu bir ilmi sadece dünyalık bir menfaat elde etmek için öğrenirse, o kimse kıyamet günü cennetin kokusunu alamaz. Kur’an-ı Kerim’i öğreten bir öğretici talebelerinin başka hocalara da gidip eğitim almalarından rahatsızlık veya kıskançlık gibi nefsani duygulara kapılmamalıdır. İmam Nevevî bu hal üzere olan öğreticiyi “cahil öğreticilerin müptela olduğu bir musibet olarak nitelemektedir. Çünkü bu durum, öğreticinin niyetinin bozuk olduğunu ve Allah’ın rızasından uzak olduğunu göstermektedir. Eğer ki Allah’ın rızasını kazanmak maksadı taşımış olsa idi, bu durum onu rahatsız etmezdi.

Kur’an öğreticisi, talebesini ibadet maksadı ile okutmalı ve başkalarından da eğitim almaya giden talebesinin ilmini artırmak maksatlı gittiğinin idrakinde olmalıdır. İmam Şâfiî’nin (h. 204) şöyle dediği nakledilir: “Keşke insanlar bu ilmi (yani kitaplarımı) öğrenip bana ondan hiçbir şey nispet etmeselerdi.”69 Kur’an öğreticisi öğrencisine iyilikte, nasihatte ve ikramda bulunmalıdır. Öğrencisine karşı yumuşak huylu olmalı, onları hoş karşılamalı ve yeri geldiği vakitlerde iyilikte bulunmalıdır. Nitekim Allah Rasulü de yeryüzünün çeşitli yerlerinden ilim öğrenmek için gelen insanlara iyi davranma hususunda ashaba nasihatte bulunarak bir ilke koymuştur. Öğretici talebesine nasihatte bulunmalıdır.

Allah Rasulü “Din; Allah için, kitabı için, Rasulü için, Müslümanların yöneticileri için nasihattir buyurmuştur. Öğretici, talebesinin şevkini artırmalı, ona Kur’an öğrenmenin faziletlerini hatırlatmalı, onu iyi işlerle meşgul olması için teşvik etmeli, kötü huy ve davranışlardan, faydasız işlerden ise kaçınması için nasihatlerde bulunmalıdır. Öğretici, Peygamber (s.a.s.)’in şu hadisini kendisine ilke edinmelidir; “Sizden biriniz kendisi için istediğini din kardeşi için istemedikçe (gerçek manada) iman etmiş olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR