Osman Akdoğan

Osman Akdoğan

Müslüman

Müslüman

Kudüs Fatihi Sultan Selahaddin-i Eyyübi Hz. 25 yıl çadırda yaşamıştı 

"Kendinize ev yapsanız" diyen kişilere, 
"Allah´ın evi Mescid-i Aksa işgal altındayken ben nasıl evde otururum." Demişti.

Bu sözü şimdi kanepelerine, koltuklarına, halılarına bir seksen serilerek okuyan Müslüman!

 İyi oku!

Miracın nasip olduğu Kudüs işgal altında.  Aslında Müslümanım diyen her bir birey işgal altında.

Evlerimiz, yatak odalarımız, telefonlarımız, televizyonlarımız, araçlarımız her şey işgal altında.

Savaş sadece Kudüs´te değil, kendimizi kandırıyoruz. Savaş yıllar önce bütün Müslüman ülkelere karşı başlamış durumda.

İş birlikçiler Müslüman kılığında.

Zaman ve şartlar CİA ve MOSSAD´ın belirlediği aşamalara göre ilerlemekte. Ahlaki çöküntü feth edilmiş durumda.

 Kırıntılar halinde elle tutulan birkaç örf, anene, gelenek ve bir avuç insanın vazgeçemediği devlet ve millet…

Bunun haricinde herşey saldırı halinde, işkal altında.

 Silah satıcılarının pazarı sadece mermi ve bomba satmak değil. Ülkesinin silahını içecek olarak paraya  dönüştüren, şampuan olarak Müslümanın kirini temizleyen, elbise olarak Müslümanı örten sayısız kalem yeni düzenin getiri kapısına dönüştü.

 Kısaca kullanıldığında öldüren cephanelikler yerine kullanıldığında cephaneye para akıtan ürünler geldi.

Tabi biz en iyi yaptığımız şeyle devam ediyoruz. Canımız çok yandığında sokaklara taşıyor, sesimizi yükseltiyor enerjimizi kısmi olarak boşattıktan sonra evlerimize gidip yatıyoruz.

En iyi yaptığımız şey silaha karşı yüreğini ortaya koyuyor diyerek Siyonist´e Filistinliyi öldürtecek çığırtkanlığı yapıp, öldürttükten sonra kaçımız üzerine tekrar oturuyoruz.

En iyi yaptığımız şey Müslüman ağlarken biz bir birimizden uzaklaşıyoruz. Merhum Necmettin Erbakan her defasında Siyonist İsrail´in er ya da geç Akdeniz´e gömüleceğini söylemekte.

Bu güne kadar söyledikleri adeta anı anına uyan bir liderin bu söylemini düşündüğümüzde içimiz soğusa da nasıl? Sorusuyla baş başa kalıyoruz.

İslam içi boşaltılmış bir algıya dönüştüğünden beri yarına dair bir hayal pek imkan dahilinde görünmüyor.

 Müslümanız dua bizim silahımız deriz. Peki, gerçekten silah, teknoloji, dua ile elde edilebilir mi?

Bu soru karşısında inançsız dahi ilan edile bilirim.

Öncelikle İslam ülkelerinin iç dünyaları ile dışa yansıyan arasında tezat oluşturmaması şart.

Dışardan Müslüman, içeriden Hristiyan, Yahudi, Musevi…

Olduğu için bu haldeyiz. Olduğu için Filistin´i, Katarı, Arakanı, Somali´yi sadece ve sadece sosyal medya devletinde dile getiriyoruz. Ki bu sosyal medya devleti dahi onların bize sunduğu bir alan… biz yazarken sürekli fişlendiğimiz devasa bir sistem.

Müslüman bir klavye delikanlısına dönüşmemeli. Müslüman icat edebilmeli, üretebilmeli, az tüketmeli.

Onara bilmeli, yapabilmeli. Müslüman inancını içinde yaşayarak devleti için ürettiği her bir şeyde ibadet ettiğini hissetmeli.

Herkes bir Din görevlisi gibi hassas olmalı ama herkes din görevlisinin görevini üstlenmemeli

 Herkes bir öğretmen hassasiyetinde olmalı ama, herkes bir öğretmenliğe soyunmamalı.

Herkes sağlık alanında her şeyi bilen olmalı ama doktorluğa soyunmamalı.

Ama herkes yapılan hizmetin devlet için yapıldığını, yapılanın ibadet hükmünde olduğunu bilerek yapmalı.

Herkes yaptığı işi aksak, eksik yapmamalı…

İşte o zaman Müslüman çaresiz kalmaz. Birlik varsa dirlik vardır diyen Müslümanın sırtı yere gelmez.

Her alanda dışa bağımlı bir devlet olmak zengin olmak değildir. Gözümüzün önünde dünyanın en zengin ülkesi olan Katar var.

Katar Türkiye gibi bir dosta sahip olmasaydı şimdi zenginliğini sembolize eden o paraları bir işe yaramayacaktı.

Sınırları içinde hapsolmuş olan yer altı kaynaklarıyla bir adım ileriye gidemeyecekti.

İşte tam bu noktada Müslüman üretmeli, Müslüman az tüketmeli diyorum.

Norveç Flemen ülkelerinin en zenginlerinden.

 Yer altı, yer üstü kaynakları açısından müthiş bir güce sahip. Ve en önemlisi bugün dışa kapanan, hiçbir vatandaşı üretmeyen bir halde olmuş olsa 130 yıl devletini yaşatacak kadar güçlü bir alt yapıya, ekonomiye, üretime sahip.

Müslüman…

Kavramsal değerler olarak Kutsal kitaptan dünyayı en iyi okuyan ama anlamayan Müslüman…

 Anladığını idrak edemeyen Müslüman…

 Bir olun, iri olun, diri olun mesajını önemsemeden bir birine küsüp kafiri dost gören Müslüman…

Kendi kardeşleri açlık ve sefillik içinde yaşarken sırf kâfire yaranmak için milyonlarını kâfirin gülümseyişine kurban eden Müslüman…

Kimlerleyseniz onlardan olursunuz sözüne itimat etmeden, içi çürümüş, dışı çürümekte olan Müslüman…

Unutma Domuzdan post, Kafirden dost olmaz MÜSLÜMAN!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR