Adem Öztürk

Adem Öztürk

Organik İnsan, Organik Ahlak…

Organik İnsan, Organik Ahlak…

Çağımız tüketim ve teknoloji çağı. Üretim ve tüketimdeki doyumsuzluk insanlığı değişime yöneltmiştir. Farkında olarak, bilerek ya da bilmeyerek insan yeni bir türe doğru mu yol alıyor?
Cinsiyet tartışmaları, koyun ve inek türlerinin itlafı, yapay et gibi iklim ve çevre tartışmaları insanı bir bilinmeyene doğru mu sürüklüyor?

Önce tarımsal üretimde ilaçlama ve GDO yoluyla bitkilerin doğasıyla oynandı. Üretim tüketim çılgınlığında akraba sebze türlerinden yeni türler üretildi. Bir tohumdan iki yıl verim alınabilir hale getirildi. Bitki insan eliyle kısırlaştırıldı. Eskiden çiftçilerimiz her yıl hasat ettikleri mahsulün bir kısmını tohumluk olarak ayırır, gübre ve ilaç atmadan ürettikleri ürünü sağlıklı bir şekilde tüketirlerdi. Günümüzde çiftçinin ürettiği ürün aynı zamanda tohum olarak kullanılamıyor.

Bitkilerin aroması bozuldu. Karpuz yerine kabak, domates yerine adının ne olduğunu bilmediğimiz sebzeler tüketiyoruz. Bunun gibi üretim ve tüketim çılgınlığı sonucunda şekli ve tadı çok farklı fakat adı değişmeyen sebzeler tüketiyoruz.

Bir ürünün organik olabilmesi için, yani aslına dönebilmesi için ziraat yetkililerinin söylediği en az dört üretim yılının geçmesi gerekiyor. Önce tarla/bahçe ilaçtan arındırılacak, iki yıl ürünsüz nadasa bırakılacak, iki yılda hiç ilaç ve kimyasal kullanılmadan üretim yapılacak, ancak üçüncü mahsule “Organik” damgası vurularak tüketime hazır hale geleceği belirtiliyor. Bunun zaman ve emek maliyetini varın düşünün…
İnsan da öyle maalesef…

Son yüzyılda aşırı tüketim çılgınlığı, GDO’lu plastik ve kimyasal ürünlerin beslenme, giyinme gibi yaşam alanlarında kullanılması, kanserojen temelli ürünlerin fazlalığı insan doğasını oldukça olumsuz etkilemiştir. Çarpık diş problemleri, doğum esnasında ve doğum sonrasında özel engelli birey sayısında artış, cinsiyet tartışmaları, kanser türlerinin artması insanın “Organik” olma özelliğini yitirdiğinin göstergesidir.
Doğası bozulan insanın davranışları da değişmiş, bozukluk, ruh ve ahlaka da yansımıştır.
Temel insan değerleri kaybolmuş, tüketim, çabuk zengin olma, bireyselleşme ön plana çıkmış sadece kendini düşünen ve kendi için yaşayan insan türü ortaya çıkmaya başlamıştır.
İnsan nasıl organiğine dönebilir?

Yukarıda tarımsal üretimin organik haline dönmesi için gereken süreden bahsetmiştim. Ortalama beş yıl tarımsal ve gıda üretiminde organik olma oranı yakalanabilir demiştik. Peki insan kaç yılda organik olur?
İnsan doğası ve yapısı değişimi yüzyılları alır. Önce beslenme alışkanlığı değişecek, daha sonra buna bağlı yeni nesil dünyaya gelecek. Tarımın üç üretim yılında doğasına döndüğünü düşünürsek, insanın kendi doğasına dönmesi ancak altmış yılı bulur. Her yeni doğan nesil kimyasal ve GDO kaynaklı yaşamdan korunacak ve üç nesil sonunda insan fiziki olarak aslına dönme ihtimali ortaya çıkacak. Doğası boğulan insanın davranış bozukluklarının düzelmesi de ancak altmış yılı bulur. İnsanın fiziki değişime bağlı olarak yaşadığı dönüşüm ahlak ve ruhuna da yansır, olumlu ya da olumsuz…

Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete… Demiş atalarımız…

Saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR