Osman Doğan

Osman Doğan

SİZ KARAR VERİN!

SİZ KARAR VERİN!

Türkiye’de konuşman ses getirsin istiyorsan, diline ya Erdoğan’ı dolayacaksın, ya da Diyaneti…

 İşte bütün sorun Diyanet ya da Erdoğan olabilmekte, ya da devlet için insan olabilmekte…

 Bu sözlerin anlam kargaşasına sebep olacağını düşüne bilirsiniz.

Ya da insanlık adına mücadele veren bu kişilerin çabalarını  etkisizleştirmek için kolları da sıvaya bilirsiniz.

Ama ülkenin maneviyatını çalmak istiyorsanız Diyanetine, geleceğini yıkmak istiyorsanız Cumhurbaşkanına saldırmalısınız.

Kim oldukları değil, ne oldukları değil neyi temsil ettiklerini hissettirerek  onları itibarsızlaştırmalısınız.

Aksi taktirde bu memleket büyüyor, süper güç olan devletler, bunu kendilerine bir tehdit olarak görüyor.

Eğer ki siz diyanete ve Cumhurbaşkanına saldırmak isterseniz, yedi düveli birden arkanızda görürsünüz. Ama onları savunmak isterseniz tek başına kaleminizle bir savaş başlatmış olursunuz…

Başında da söylediğim gibi, bütün sorun Erdoğan olabilmekte … Bütün sorun Diyanet olabilmekte…  Siz Erdoğan olduğunuz anda ya da Diyanet olabildiğiniz anda,  her gün size saldıran, sizi itibarsızlaştırmak için kolları sıvayan yedi düvelin bir zamanlar Çanakkale’de başımıza üşüşmesi gibi, başınıza üşüşürler…

Bunu biraz açalım Erdoğan olmak nedir mesela?

  Erdoğan olmak halk olmak değil midir? Erdoğan olmak bir zamanlar takım elbiselerinin çizgileri bozulacak diye, diz çökemeyenlerden, en fakirimizin sofrasında oturan cumhurbaşkanı olmak değil midir?

Erdoğan olmak insan olmak değil midir? Biraz  ağlamak, biraz çaresizce gözyaşı dökmek değil midir? Erdoğan olmak yüreği ile insanını hissetmek değil midir?

Erdoğan olmak gecenin zifirinde, sabahın ilk ışığında hizmetkarı olduğu insanına hizmet etmek değil midir? Erdoğan olmak içeride iş birlikçilerine, dışarıda işe taşeronlara karşı sırtını sineyi millete yaşlayıp dik durmak değil midir?

Erdoğan olmak Ali olmak, Osman Olmak ,Ebubekir Olmak, Ayşe Olmak, Fatma Olmak, Hamza Olmak, Bilal Olmak, kısaca insan olmak değil midir?

İnsan olmaya çalışırken, insanlık dışı yarınlar sunmak isteyenlere karşı uyanık olmak değil midir?

Son olarak Erdoğan olmak hak aşığı Müslüman olarak dünyaya mazlumun çaresizin sesini duyurmak değil midir?

Peki Diyanet olmak nedir?

Diyanet olmak duanın tükenmemesi için sebep aramak değil midir? İnsanımızın maneviyatını çalmaya çalışanlara karşı hakikati hatırlatmak değil midir?

 Türkçeleştirilmiş bir ezandan manevi anlamını tekrar kazanmış olan iade-i teslim  bir İslami kimlik değil midir?

Türkün-Kürdün- Zencinin- Laz’ın- Abazanın- Yörük’ün- Acemin eşit olduğunu, tek farkın takvada olduğunu hissettiren kucaklayan bir İslam değil midir?

Geç kalma erken gel deyip kucak açan, devletin en ücra yaylasında bir imamıyla adeta bayraklaşmak değil midir?

Sözün başlangıcını ve bitimini yürekte hissettiren o kutsal kitapla katılaşan kalpleri yumuşatmak değil midir?

O kadar çok ki iki alanın kendisine has olan özellikleri… İşte konunun tam bu noktasında bir insan düşünün ki maneviyatı  elinden alınmış…

 Maneviyatı çalınmış, çaresiz, ne yapacağını bilmez bir eda ile bu devletin bir kademesinde yer almış…

Yedi düvel senden ,bizden daha erken teşhis etmiş, boşuna söylememiş, devleti yıkmak istersen maneviyatını çal diye…

Maneviyatın iade edilmek istendiği günümüzde, geçmişin hasretini çeken bu yedi düvel şimdi çıldırıyor…

Geriye dönmek isteyen- ezanın susturulduğu günleri hatırlayıp keşkeler çekenler arada bir seçim dönemlerinde içindeki kurtlarını da dökebiliyor…

 Birileri çıkıp Diyaneti kapatacağım diyor, biri ezanı susturmaktan bahsediyor, bir diğeri de omurganın ana merkezi olan cumhurbaşkanına saldırı dilini edepsizliği ile yoğuruyor…

Kıymetli okurum biz uyanan bir millet olmalıyız artık. 

Dün bu ülkede çirit atan, devletin en yüksek makamında şer için strateji geliştirenlerden şimdi Allah Rıza'sı için konuşanlara,

Dün haksızlık için çırpınanlardan bugün rıza-i İlahi için emek verenlere,

Dün sırtını Amerikalı hocalara, ağa babalarına yaslayanlardan, bugün hak aşığı diyanetine yaslayanlara

Dün şehirli- köylü ayırımından, bugün baş tacı edilen müslümana,

Dün namaz kılanın yobaz sayıldığı, bugünse vicdan namazdadır diyenlere,

Dün beş tane sendika olup devlet yıkanlardan, bugün devlete güç veren sivil toplum örgütlerine,

 

Dün medya patronuyum deyip devletin Başbakan'ını belirleyenden, bugün devleti milleti için meydanları dolduranlara,

Dün imam hatiplidir, muhtar dahi olamaz diyenlerden, bugün bir Bahar'ın bir imam hatipli ile başladığı bu günlere...

İşte  dünü ve bugünü kendi iradenizle yorumlama fırsatı doğuyor size,

Siz karar verin, dünü mü yaşayalım yarını mı?

 Ülkem adına dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR