Şule Nallı

Şule Nallı

Türk kültür değerlerimiz

Türk kültür değerlerimiz

Kültür, bir milletin maddi ve manevi değerlerinin bütününe denir. Burada “maddi değerler” derken bir milletin yeme, içme, yaşama, geçimini sağlama gibi etkinliklerini kapsamaktadır. “Manevi değerler” ise, milletin duygu, düşünce, ahlak, gelenek ve göreneklerini içeren özellikleridir.

Türk Dil Kurumu “kültür” kavramını temel anlamda “Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin” olarak tanımlamaktadır. Kültür, bir milleti ayakta tutan en önemli yapı taşlarından biridir. Kültürün bozulması veya yok olması, milletlerin sonunu hazırlayan nedenlerdir. Türk kültürü, milletler içinde en yüksek ahlakı ve yaşayışı içeren değerlerden oluşmaktadır.

Türk kültürü de kendine ait oldukça değerli özellikleri olan geniş kitlelere yayılmış bir kültürdür. Kültürel değerlerimiz arasında en önemlileri; Dilimiz, Dinimiz, Gelenek ve göreneklerimiz, Sanatlarımız, Dünya görüşümüz ve kendi tarihimizdir. Türk kültürü çok eski çağlara dayanan oldukça köklü bir geçmişe sahip olan bir kültürdür. İslamiyet dinini benimseyen Türkler farklı inançları ve kültürleri aynı bayrak altında hoşgörüyle tutan bir kültür olmuştur. Türkiye bulunduğu coğrafya gereği kültürel yapısını çok çeşitli kültürlerin birikimden almıştır. (Doğu ve Batı Kültürü).

Biz Türklerin bilinen en önemli özelliklerinden birisi de misafirperverlikleridir. Gelen misafirleri her türlü koşulda evlerinde gibi hissettirmek için özenli bir çaba gösteririz. Türkler aynı zamanda milli değerlere oldukça önem verir ve bu değerleri yaşatmaya dikkat ederler. Bu değerlerden birisi de bayramlardır. Türkiye'de bayram demek sevgi, barış, hoşgörü ve birliktelik demektir. Milli bayramlar geldiğinde halk bu günleri büyük bir coşku içinde geçirir. Halk oyunları ve müzik de Türk kültürünün göstergeleridir.

Pandemi nedeni ile bu kültürümüzü yapamasak da unutmamalı ve unutturmamalıyız. Millî kültürümüzde bugün erozyon yaşandığı ve tabiri caizse, gün geçtikçe yozlaştığı/yozlaştırıldığı yadsınamaz bir gerçektir. Bu süreç içinde iç siyasetin de etkisiyle, diğer yabancı kültürlerle, ne yazık ki alışverişimiz olmuştur ve olmaktadır.

Bazen olumlu, bazen olumsuz. Bazılarımız batı hayranı bazıları Arap hayranı. Mesela Arap kültüründeki pek çok olumsuzluk ve hoşnutsuzluğun, adeta bir virüs gibi Türk bünyesine bulaştığını üzülerek müşahede ediyoruz.

Özellikle kadına ve çocuğa bakış açısı bakımından. Galiba günümüzdeki kültür anlayışında toplumda yaşanan tartışmalar, hoşnutsuzluklar ve olumsuzluklar bunlardan kaynaklanıyor. Bugün en büyük gayreti kültürümüze göstermeliyiz. Çünkü bugün, kendi kültürümüzde olmayan birçok şey maalesef kendi kültürümüzmüş gibi yansıtılmaktadır. Millî kültürümüzle ilgisi olmayan şeyler, kendi millî ve öz kültürümüze zarar vermektedir. Oysa bizi ayakta tutan en önemli unsur, kendi millî ve evrensel kültür değerlerimizdir. Sonuç olarak, millî ve evrensel kültür dediğimizde, geniş kapsamlı değerler bütünü akla geliyor. Günümüzde, kültürel dünyamız gitgide yozlaşıyor. Buna izin vermemek gerekiyor. Anadolu kültürünün çok zengin bir yapıya sahip olduğu bilincinde ve farkında olmalıyız. Bu zenginliği baltalayıp yok etmek yerine, geliştirip güçlendirmemiz ve nesilden nesile, kuşaktan kuşağa aktarmamız tarihi, insani ve ahlaki bir zorunluluktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR