Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Üç Aylar

Üç Aylar

İnsanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olan Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırılmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.(Bakara Suresi Cüz 2 Ayet 185)

Üç aylar; Recep, Şaban, Ramazan. Ramazan ayı bir yıl aradan sonra iki ilk aylar onu hatırlanması arınma aydınlanma ayı olan ramazan hazırlık aylarıdır. Gönüllerde, müminlerde, sohbetlerde, çarşı ve pazarlarda üç aylara hazırlıklar başlar. Çarşılarda bereketli alışverişler Ramazan ayı için canlanır.

Üç ayların ilk iki ayı dua ve ibadet deryasının Ramazan ayına ruhun gönüllerin hazırlık yönlenme aylarıdır. Ramazan her karanlığı aydınlatan evlere gönüllere Allah sevgisinin yükseldiği kardeşlik haklarının bol bol hatırlandığı yoksulların mazlumların yetimlerin çaresizlerin daha fazla hatırlandığı Kur’an’ın kurtuluşumuz için önderimiz liderimiz peygamberimiz tarafından getirilen uygulamasını öğreten ramazan ayıdır.

Üç aylar bugün olduğu gibi geçmişte de aynı duygu ve imanla yaşamaya gayret edilir. Üç aylar ve Ramazan bayramı bütün hanelerde aynı heyecanla karşılama heyecanı aynıdır.

Çocukluğumda bayramlıklarımızla arefe gecesi yatar, sevinçten uzun zaman uyuyamaz gene de sabah namazında evin tamamı ayaktadır. Erkekler sabah ve bayram namazına hazırlanır. Bayanlar sabahın köründe bayram hazırlıklarına devam edilir.

Ezandan sonra camiye gideriz. O gün cami doludur. Sabah namazı hocanın hutbesi sonrası bayram namazı kılınır. Camide veya bahçede imamla ilk yaşlılar ve çocuklar bayramlaşır, yanına sıraya girer. Koskoca daire yetmez ikinci sıra olur. Hoca duasını yapar. Evlere dağılınır.

Bizim bakkalımızın Ali amcası vardı.Efendi, saygılı ramazanda oruç tutmazdı. Ama ramazanda bakkala geldiğinde ekmeği dahi açıktan almak istemezdi. Sorduğumuzda oruç tutan komşulara ayıp olur onun için paketletirdi.

Eğlence merkezlerinin bazıları ramazanda tamir tadilat için kapalı tutarlardı. İçkili restoranlar açılmaz yıllık tatili ramazana getirirdi. Lokantalar iftar yemeklerine ağırlık verir, toplu iftar olurdu.

Kimse kimseye oruç tuttuğuna veya tutmadığına karışmaz. İnançlarını yaşamaktan kimse ötelenmez ayrıştırılmazdı. O manevi havayı paylaşması iki tarafın birbirine sevgi saygısını arttırırdı.

Akrabalar arası, komşular arası, iş dünyası kendi aralarındaki iftar sofraları sadece yemek değil hazzına doyulmaz sohbetlere vesile olurdu.

Küsleri barıştırmak gelenek halinde her bayram yapılırdı. Kimse karışmadığı halde gençler dahi ramazanda açıktan yemezdi.

Avrupa’da yılbaşına 15 gün kala bütün işyeri ara verir sipariş almaz. Bizde üç aylarla başlayan Ramazanda doruğa çıkan manevi haz gibi…

Son yıllarda arefe gününden tatile gitmek, dışarıda alenen yemek, bazı restoranların daha da ilgiyi arttırması çoğaldı.

Bu da geleceğimizin mimarları gençler arasında daha yaygın sevdiklerimiz de olsa inanç özgürlüğü var. Ama insan en sevdiği gençlere güveniyor. Karşılıklı sevgi ve saygıda örnek olacaklarına inanıyorum.

Bir mümin için Allah’ın rızasını kazanmak, Allah’ın müjdelerini kazanmak hayatın manası. Bunu da sevdiklerimizle paylaşmak arzusu duyuyoruz.

Bunun altyapısının sanal dünyada eğitimde vs… eksik olduğu kanaatindeyim.

Her şeye rağmen inanç ve ibadet özgürlüklerimize saygılı olmalı, birbirimizi anlamalı, sevmeli ve saymalıyız.

Hep birlikte Türkiye olmalıyız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR