Ahmet Sefa DİKTEPE

Ahmet Sefa DİKTEPE

Yeni Bir 99 Depremi Yaşanmasın

Yeni Bir 99 Depremi Yaşanmasın

Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını devam ederken ülkemizde de büyük afetler yaşanmaya başladı. Önce birçok bölgemizde çıkan orman yangınları, sonrasında ise özellikle Batı Karadeniz bölgemizde meydana gelen sel afetleri bize tekraren gösterdi ki bulunduğumuz coğrafya itibarıyla tedbiri elden bırakmamamız gerekiyor. 
Bugün hem 17 Ağustos 1999’da yaşanan ve ülkemizin en büyük yıkımlarından biri olan depremin yıldönümü olması hasebiyle hem de uzmanların kuvvetle üzerinde durdukları yeni bir İstanbul depremi olasılığının ilerleyen süreçte karşımıza geleceği gerçeğini bir kere daha hatırlatmak ve yetkililere tedbir hususunda hatırlatmalar yapmak üzere bir yazı paylaşmak istiyorum.

Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı’nın (KENTSEV) 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 22. yıldönümü dolayısıyla Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerinden derlediği rapora göre, İstanbul’da 1 milyon 164 bin bina, 4,5 milyon daire bulunuyor ve her dairede ortalama 3,3 kişi yaşıyor. Kentte bulunan 1 milyon 164 bin binanın yüzde 42,2’sine denk gelen 491 bin adedinin muhtemel 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde hasar alması bekleniyor. 301 bin binanın hafif, 137 bin binanın orta, 39,5 bin binanın ağır, 13,5 bin binanın ise çok ağır hasar göreceği öngörülüyor.

Bir binada 3,8 dairenin yer aldığı göz önünde bulundurulduğunda toplam hasar alacak konut sayısının 1 milyon 866 bin adet konutun söz konusu şiddetli bir depremde hasar görmesi bekleniyor. Bu konutlarda yaşayan sayısının ise 6 milyon 157 bin kişi olduğu tahmin ediliyor.

Yukarıda yayınlanan rapora göre paylaşılan rakamların meydana getireceği yıkım, üzülerek söylemek gerekir ki Türkiye’nin kaldıramayacağı büyüklükte bir felakettir. Bu senaryonun veya bunun yarısı büyüklüğünde ki rakamlara denk düşecek bir senaryonun yaşanması halinde Türkiye 1999 yılında meydana gelen yıkımın daha büyüğünü yaşayacak demektir. 

Bugün Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri olan büyük İstanbul depremine karşı tedbir alma gerekliliğinin hiçte zamana yayılamayacak bir aciliyetinin olduğu açıktır. Toplam nüfusumuzun neredeyse dörtte birinin yaşadığı bir kentin Türkiye’nin tamamına şamil bir probleme yol açacağını söylemek kehanet olmasa gerektir. Türkiye bugün için aciliyeti olmayan altyapı/üstyapı yatırımlarının bir kenara bırakarak meydana gelmesi muhtemel gözüken İstanbul depremine hazırlanmak mecburiyetindedir.

Ülkemizin en önemli ticaret, sanayi, turizm kenti olan İstanbul’un nüfusunun da kademeli olarak azaltılması ve Anadolu’da açılacak yeni iş sahalarıyla İstanbul’un yükünün hafifletilmesi de orta vadede muhakkak devletimizin gündemine alması gereken bir konudur. Bu kadar bağıra bağıra gelen bir mesele için tedbir almamak hatta ve hatta gerekirse İstanbul’u yeniden inşa etmemek ülkeyi idare eden herkesi vebal altında bırakacaktır. İstanbul’da hükümet, belediye ve İstanbullular ortak bir çözüm için birleşmek ve depreme karşı gereken tedbirlerin alınmasını sağlamak/sağlatmak mecburiyetindedirler. Depremi engellemek elbette ki elimiz de değil fakat 1999’da ki yıkımı yaşamamak için gereken tedbirleri almak bizim elimizde…  
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR