Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Yerli tohum

Yerli tohum

Vitamin, mineral ve besinsel lif bakımından zengin beslenme istekleri, yerli buğdaylara ve tohumlara olan ilgiyi artırmıştır.

Yerli çeşitlerden elde edilen ürünlerin lezzet ve aromalarının farklı olduğunun belirlenmesi bu ürünleri modern çeşitlerden ayıran en önemli özelliktir.

Yerel çeşitler tespit edilmeli, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen, Sürdürülebilir yerli tarım yöntemleri desteklenmelidir. Tarımsal ilaç ve gübre kullanılmadan doğal şartlarda üretilen yerli buğday çeşitlerimiz ve tohumlarımız insan sağlığı için yararlı özellikleri ile bilinçli tüketicilerin aradığı sağlıklı ürünler oluşmaktadır.( uluslararası ekmek Festivali)

Önümüzde dünya savaşları çıkarma yerine ufak çaplı savaşlar çıkarıp sömürlerini devam ettirirken esas gıda savaşları ön plana daha da çıkacaktır. Gıda üzerinden yapılan saldırılarda saldırı yapanlara bir şey olmazken, tüketici Hedef alınmaktadır. Hastalıkları daha da artmaktadır. Sebebi beslenmede, yerli ve doğal olmayan gıdaların artmasıdır.
 

Onun için hastayı tedaviden çok insanların sağlığını devamını sağlayacak yerli tohumlardan gıdalar üretmeliyiz. Kendimizi ve neslimize kurtarmak için yerli geleneksel tohumlarımıza dönmeliyiz.

Resmi gazetenin 8 Kasım 2006 Çarşamba günü 26340 sayılı 5553 nolu tohumculuk kanunu ile tohumların sertifikalı olmasına önem verilmiştir. Piyasada denetim ve sertifika  verme yetkisi Türk Tohumcular Birliğindedir. birliğin içinde de birçok çok uluslu şirketler yer almaktadır. Esas Karlı çıkan tohumları sertifikasını elinde tutan çok uluslu şirketlerdir.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul şube başkanı Ahmet Atalık “ sertifikalı tohumların atalık tohumların sonunu getirebileceğini kaydetti.”

Buğday Derneği;” tohumların sertifikalı hale getirilmesi Gıda ve tohum bağımsızlığını tehdit etmektedir.”
Tohumculuk pazarının büyüklüğü 750 milyon dolardır. 150 milyon doları sebze, 600 milyon doları tarla bitkisi olarak bir dağılıma sahiptir.

Tohumların %70 i yabancı menşeilidir. Mısır’da %95, pamuk da %80, soyada %80, sebzede % 75, patateste %95, ayçiçeğinde % 82, buğdayda %5 oranlarında yabancı menşeili tohum kullanılmaktadır.

Bu topraklarda gelenek ve göreneklerle oluşan damak kültürü çok uluslu şirketler için yok sayılıyor. Yerli tohumlar gözardı edilerek, destek verilmeyerek bitiriliyor. Dolayısıyla sağlıklı yaşam bitiyor.

Sadece sertifikalı tohumlara destek verilmesi durumunda; 

1-    Yerli çeşitlerimiz yok olacaktır. Örneğin Adana'nın yuvarlak patlıcanı, pembe domates, deli bezelye, Ayaş domatesi, Urla börülcesi vesaire gibi yerli çeşitlerimiz ortadan kalkacaktır.
2-    Tohumculuk sektörümüz tamamını ile yabancı firmaların eline geçecektir.
3-    Bu uygulamayı yapan birçok ülkede yerli çeşitlerin tarihe karıştığını da unutmamamız gerekir.

Ne yapılması lazım;

1-    Sertifikalı tohuma verilen destek gibi küçük işletmelerde üretim yapılan yerel çeşitlerde mutlaka özel bir destek kapsamında alınmalıdır.
2-    Üreticinin elinde bulunan yerli tohumlar izlenmeli, toplanmalı ve çoğaltılmalıdır.
3-    Küçük aile çiftlikleri yerli tohumu kullanıyorsa o bile desteklenmelidir.
4-    Yerli tohum için gerekli tüm çalışmalar yapılmalıdır, biyoçeşitlilik korunmalıdır.

Yerli tohuma yapılacak destekle, insanlar sağlıklı halinin korunması ile ilaç kullanılması azalacaktır. Halkımız ve yeni neslimizin hastalıklardan korunması için yerli tohumun yaygınlaşması gerekmektedir. Yerli Tohumdan gerekli sağlık desteğini almamız için kimyasal gübre ve ilaçlardan vazgeçmeliyiz.

Üreticimiz sadece çok kazanmaya yönlendirilmeli hem kazanmalı Hemde milletin sağlığına katkıda bulunan yerli tohumlardan üretim yapmalıdır.

Kaynaklar;

1-5553 sayılı yasa

2- www.zmo.org.tr

3-özden Güngör- Zir.Müh.Od.Yön.Kur.Bşk

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR