Serhan Yetkinşekerci

Serhan Yetkinşekerci

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz

İran’da rüzgâr dindi artık. Ancak kafalar karıştı.
Olaylar, Amerikan fitnesi miydi? Yoksa İran’da bir kaynamamı var?
Her kafadan bir ses çıktı. Gezi Parkı ile özdeşleştirenler oldu. İç siyasete yönelik söylemler geliştirildi vs.
Peki orada gerçekten ne oldu? Tam anlamıyla bilemiyoruz. Gerçek bilgi edinebileceğimiz çok az kaynak var. Ancak tahmin yürütüyoruz…
***
İran’da geçen yıl cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Reformcu mevcut Cumhurbaşkanı Ruhani %57 oy oranıyla yeniden cumhurbaşkanı seçildi. 
Ancak reformcu Ruhani’nin karşısında bir kanat var. Tepkililer Ruhani’ye… Çünkü P5+1 ülkeleriyle nükleer anlaşmaya varan Ruhani, ülkeye ekonomide iyileşme sözü vermişti. Halk vaat edilen ekonomik iyileşmeyi göremedi.
İşsizlik ve enflasyon bir türlü tek hanelere indirilemedi.
Son 6 yılda bütçe %40 küçüldü.
Kendi halklarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmek yerine, Suriye ve Irak’ta nüfuz kazanma yoluna gittiler.
Halk zamanla dolmaya başladı içten içe. Protestolar her ne kadar 28 Aralık’ta başlasa da evveliyatı var…
***
Meşhed ve çevresinde başlayan eylemler tamamen ekonomik gerekçelerle ortaya çıkmıştı. Meşhed her ne kadar muhafazakâr kimliğiyle ön plana çıksa da, eylemler de şiddet, politika ya da dinden eser yoktu. Çok sayıda Afgan mülteciyi de barındıran Meşhed’de dert, sadece ekonomi gibi görünüyordu.
Ne zaman ki 29 Aralık’ta eylemler muhafazakâr olmayan şehirlere sıçradı… İşin rengi değişmeye başladı. Çünkü kitleler değişti.
Mesela, Arapların çoğunluğunu oluşturduğu Ahvaz…
Kürtlerin hayli kalabalık olduğu Kirmanşah…
Özellikle de uyuşturucu kartellerinin yoğun olduğu Luristan…
İş burada karışmaya başladı işte. Ekonomiden çıktı… Ruhani’ye, Mollalara sert tepkiler geldi. Hoş, muhafazakârlar da Ruhani’ye ve Mollalara tepkiliydi. Ekonomiden ve yolsuzluklardan ötürü… Ancak değişen kitle, değişik şeyler söyledi. Azınlık haklarından başka başka mevzulara kaydı vaziyet…
Eylemlerde artan şiddetin uyuşturucuyla olan ilişkisini de izah edeyim.
İran, dünyada uyuşturucunun en çok kullanıldığı ikinci ülkedir.
İran’da yılda ortalama 3 binden fazla insan uyuşturucudan ölüyor.
Hem güzergâhtır, hem pazardır. Afganistan ve Pakistan sınırlarında her yıl uyuşturucu kaçakçılarıyla yaşanılan çatışmalarda 500 ila bin güvenlik görevlisi hayatını kaybeder. Yaralıları saymıyorum.
İran hapishanelerindeki mahkumların yarısını uyuşturucu kaçakçıları oluşturur ve bunların çoğu idam edilir.
Özellikle Luristan tarafında protestoların nasıl bastırıldığına dair ufak bir ipucu vereyim. İran hükümeti iki gün önce, uyuşturucu kaçakçılarının idam edilmesine ilişkin kanunu yeniden düzenlemeye karar verdi. Yeni düzenlemeyle, cezaların idam yerine 25-30 yıl hapse çevrilmesi öngörülüyor. Zamanlama manidar…
***
Ekonomik gerekçelerle protestoya başlayan muhafazakârlar, işin başka yöne evrildiğini görünce evine çekildi. Halbuki onlar başlatmıştı protestoları. Dertleri ise ekmekti. Onlar evine çekilince kalabalık eridi tabi.
Eylemlere söz konusu bu kaçakçılar haricinde azınlıklar da katıldı. Araplar, Kürtler, meydandan kolay ayrılmadılar. Türk ve Azeri nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ise metanet vardı. Bizimkiler pek ses çıkarmadı. Kaldı ki Azeriler, İran’ın belli bölgelerinde baya kalabalıktır. Eğer seslerini çıkarsalardı, iş çok büyürdü.
***
Kısacası, ekonomik gerekçelerle başladı gösteriler. Sonrasında ise çığrından çıktı. Bunun toplumsal sebepleri var. İfade edildiği gibi bir fitne de olabilir.
Sırf iç siyasete yönelik söylemlere hizmet etmek amacıyla, ‘Ayetullah Mike yaptı. Amerikan fitnesi bu iş’ deyip sıyrılmak çok kolay geliyor tabi.
Ama oradaki İranlılara da sormaz mısınız hiç? ‘‘Kardeşim, Amerikalı bunu yaparken senin elin armut mu topluyordu?’’ diye… Hoş, önce soruyu bizim kendi ülkemizin insanlarına sormamız lazım. Hem en güçlüyüz, hem en mağdur… Nasıl oluyor anlamadım!
Velhasıl, ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Fitne de olsa, toplumsal bir mesele var. Bugün fitne olmasın diye ekmek derdi için sokağa döküldükten sonra evine dönen insanlar, yarın ekonomi düzelmediğinde yine sokağa çıkacak. O zaman da mı ‘fitne’ denilecek? Yahu adamlar aç aç! 
Üstelik, İranlılar dışarıdan kimin ne söylediğine de pek kulak asmazlar. Öyle iki adam, iki eylem, iki oyunla yıkamazsın. Çok daha fazlası gerekir…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR