Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Bağıra bağıra gelen sonuç!

Bağıra bağıra gelen sonuç!

İlkokul yıllarımdan hatırlıyorum; Türkiyemizin tarım ve hayvancılık ülkesi olduğu anlatılırdı. Ülkemizin tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yettiği söylenirdi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin hayvancılıkta, diğer bölgelerimizden özellikle İç Anadolu’nun tarımda çok iyi olduğu ifade edilirdi.

Sonraları teknolojinin ilerlediği, tarım aletlerinin geliştiği, profesyonel besi çiftliklerinin kurulduğu düşünüldüğünde, üretim artmış ve bu alanlarda “kendi kendine yeten ülke”den, “ihracat yapan ülke” konumuna yükselmiş olmalıyız, öyle değil mi?

Son yıllarda kah buğday, kah et ve süt fiyatlarında yaşanan ani artışlar, durumun hiçte böyle olmadığını gösteriyor.

Bugün gelinen noktada bırakın ihracatı nohut, mercimek, buğday ve kırmızı ette ithalatla idare etmeye çalışıyoruz.

Bir yandan Toprak Mahsulleri Ofisi Ukrayna gibi ülkelerden ha bire buğday ithal ediyor, diğer yandan Et ve Süt Kurumu Macaristan gibi ülkelerden ha bire canlı hayvan satın alıyor.

Bizim buğdayımıza, nohut ve mercimeğimize, hayvanımıza ne oldu?

Bu soruyu sadece ve sadece “nüfus artışı” ile cevaplamaya çalışmak, üretimdeki başarısızlığımızın üzerini örtme gayretinden başka bir şey olamaz.

***

Değerli okurlar, yılbaşından bu yana kırmızı et fiyatları yüzde 60’a yakın oranda artmış durumda. Etin kilosu 3 ayda 100 ise 160’a çıkmış.

Neden peki?

Bunun tek bir nedeni yok, bu bir sonuç bence.

Yıllardır yazılıp çiziliyor;

Hayvancılık sektöründe durum vahim diye... Besiciler süt ineklerini kesime veriyor diye... Kesilen hayvanların yerine yenileri konulamıyor diye…

Bu feryatlar yeterince ciddiye alınmadı ki, et fiyatlarının 3 ayda yüzde 60 artması kaçınılmaz oldu.

Bağıra bağıra oluşan bir sonuç bu.

***

Şimdilerde Hükümet, Et ve Süt Kurumu eliyle bir takım tedbirler alarak, halka uygun fiyattan et yedirmeye çalışıyor.

Akla gelen ilk tedbir ithalat izni vermek oldu.

Et ve Süt Kurumu, yurt dışından kesimlik hayvan satın alıyor, dolarla.

İthal anguslar ESK kombinalarında kesilip, kurum mağazalarında uygun fiyattan satışa sunuluyor.

Taşıma suyla değirmen dönmüyor elbet.

ESK’nın ülke genelindeki mağaza sayısı 17 ve buralarda satışa sunulan uygun fiyatlı kırmızı et ve kıymadan vatandaş birer kilodan fazla alamıyor.

Bu 1 kilo kıyma-et için de sabahın köründe sıraya girmek ve saatlerce beklemek zorunda.

ESK’nın Sincan Mağazası’na kuyrukta itiş kakışlar yaşanması üzerine, sıramatik bile konmuş durumda.
Daha mağaza açılmadan vatandaş buradan sıra alıyor, kuyrukta sırasına göre bekliyor.

Kuyruk öyle uzun oluyor ki, mağaza açıldıktan birkaç saat sonra tüm ürünler tükenebiliyor ve sıradaki pekçok vatandaş eli boş dönebiliyor.

Hayli düşündüren bir kuyruk anlayacağınız.

Peki buralarda etin kilosu ne kadar?

Şu sıralar ESK mağazalarında kuşbaşı etin kilosu 130 TL’den, kıymanın kilosu 120 TL’den satılıyor.

ESK’nın yurt dışından satın alıp burada kestiği hayvanların etleri Tarım Kredi Mağazaları’nda da satılıyor.

Aynı şekilde buralarda da sıra var, kota var; 1 kilodan fazla alamıyorsunuz. Tarım Kredi Mağazaları’nda kuşbaşı etin kilosu 150 TL, kıymanın kilosu ise 140 TL’den satılıyor.

Tabi bu fiyatlar Ramazan ayı için geçerli.

En fazla seçime kadar uzatılır.

Sonra fiyatlar değişecek.

Hükümet, ESK eliyle Ramazan ayında vatandaşa uygun fiyattan et yedirmeye çalışıyor anlayacağınız.

Bu nasıl oluyor, finanse edilerek.
Nereden finanse ediliyor, genel bütçeden.
Genel bütçe kimin, hepimizin.

Bir cebimizden alınıp diğer cebimize konuluyor…

Bir garip sarmal.
Takdir aziz milletin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR