Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Anadoluyu Avrupaya taşıyanlar

Anadoluyu Avrupaya taşıyanlar

Yıllar önce bilmedikleri, hayal edemedikleri, yaşayışlarının ortak yönleri yok denecek kadar az yeni dünyaya giden bir lokma aş için ilk defa uçağa binen veya ülkeler geçerek giden Aliler, Mehmetler, Fatihler, Mustafalar Almanya’ya gidiyor. Osmanlıyı yıkanların Osmanlı torunlarını aç açık çaresiz bıraktıkları için bu defa sefere değil bir lokma helal rızık için gidiyor. Rengini dilini dinini, örf ve adetini bilmediği yeni bir dünyaya gidiyorlar.

Yıllarca hikayeleri dinlenildi, filmleri çevrildi. Yürekleri yakan hasretlerinin destanları Türkiye’den Almanya’ya, Almanya’dan Türkiye’ye doğru dillerden dillere bazen gözyaşlarına karışarak bazen iç geçirerek buram buram özlem ve hasret yürekleri yaksa da, gözyaşlarına karışsa da bir destan oldu. Yıllarca anlatıldı, anlatılıyor.

Bugün ikinci, üçüncü kuşak Almancı diye değil, iş adamı, doktor, sanatçı yabancılar değil bizim doktor bizim restorancı bizim Ahmet bizim Mehmet diye konuşuluyor.

Yıllarca aynı işyerlerini, çarşılarını sokaklarını paylaştığı Almanlar. İlk günden bugüne o kadar büyük değişiklikler oldu ki. Türkiye’den gelen Mehmetler, Aliler bayramlarda kurbanlarını banyoda bile keserken, namazlarını bulduğu yerde kılsalar da benliklerini korumaya gayret ettiler.

Almanlar iş hayatı kurallarına öyle bağlılar ki onu yaşatma gayretleri çok büyük. Günlük hayatını tanzim kurallara öylesine bağlılar ki onun dışındaki bağları ya tamamen kopmuş ya da kiliseye aidiyet olarak kalmış.

Sabahın karanlığında işe akşam işten içmeye sarhoş olduktan sonra yatmaya bu her gün tekrar ediyor. Kiliseler boş çanlar çalıyor duyan yok, hayatlarını tanzim eden maddi kurallar maneviyatı var gibi görünen evlilik nikahları kilisede kıyıldığı için manevi dünyaları bu kadar. Bu yaşayışı bir ibadet gibi aksatmadan yaşıyorlar.

İşçi olarak dünyalarına giren Türk yeni arkadaşları onlara yeni modeller oldular. İşyerlerinde ilk başlardaki yabancılığın gitti, orada da uyum başarı arttı. Türkün müslümanın merhameti, gayreti, aldığını helal ettirme inancı Almanların çözemediği başarıyla karşılaştılar. Çırak bırakmak istediklerine sorumlu usta, görevli yönetici gibi görevleri gönüllü vermeye başladılar. İş dünyasındaki başarılarından dolayı gönül dünyalarını merak ettiler. Akşamları içmeye gelmiyor, namazdan vazgeçmiyor. Vatan hasretinin birlik ve beraberliği Almanların dikkatini çekiyor.

Almanlar bir ibadet gibi akşama kadar gazinoya giderken müslümanlar namaza sohbete bir ve beraber olmaya bir mescidimiz olsun gayreti sonuç vermeye başladı.

Fabrika tezgahlarında ufak ufak iş adamları, üreticiler. Okullarda başarılı öğrencilerden doktorlar, değişik meslek dallarında insanlarımız görev yapmaya başladılar.

Üçüncü kuşak yerli hakları aldığı gibi çalışma ve başarısı göz dolduruyor. Almanların dost olmada tercihleri olmaya başladılar.

Birbirlerini anladıkça seven doktor, iş adamı, yönetici vs. Türklerle dost olmak, beraber olmak. Yeni bir Almanya ama Anadolu’dan gelen artı değerler katan, hayatı hareketlendiren, mekanik, robotlaşmış Almanların da bizim kardeşlerimizi sevdikçe gönül bağları kurmak hayatı daha da güzelleştiren Anadolu’yu Almanya’ya taşıyan üçüncü kuşak elçilerimiz olması bizi mutlu etmiştir.

Yeni dünyanın başarılı kahramanlarından yüreklerimizi, göğsümüzü kabartan geleceğin gönüllüleri yolunuz açık olsun başarılarınız daim olsun.

Anadolu’yu Almanya’ya, Avrupa’ya dünyaya taşıyanlar. Zaferlerimizin dünyanın her yerinde coşkuyla kutlanması, Anadolu gönüllüleri yeni dünya kurulurken dip dalgasının izleri, müjdeleri.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR