Dünyanın dört bir yanında Filistin ve Gazze'de yapılan soykırıma hayır diyen ihtiyarlar, babalar, analar ölmesin diye haykırıyor.

Meydanları dolduran, milyonlarca insan öldürülen insanların yakınları babaları, anneleri, gençler bu kadar barut, bomba, füze, bombalar, katliamlar arasında yaralı yavrusu kucağında yürekten en sevgiliye Allah'a “Allahu ekber” diye yalvaran muhteşem sevgiyi hayran hayran insanlık izliyor. Acıların yürek yaktığı ölüler, çığlıklar arasında Allah'a yalvaran her şeyiyle ona güvenen, kalırsa gazi ölürse mertebeler en yücesi şehit oluyor.

Hayatın elçisi Hz. Muhammed ile gönderdiği kurtuluş, kul olma, Allah'ı sevme derecesi, bu can bin defa feda diyen bir teslimiyet. Dünyaya dalga dalga yayılan Allah'a güven ve teslimiyet, o Yaradan o Rabbimiz diye sevgiden, teslimiyetten, ona yakarıştaki doruk noktası Filistin'den Gazze’den dünyaya yayılıyor.

İnsanların ellerinde sevgililer sevgilisi elçimizden insanlığa kurtuluş reçetesi, kulluk, teslimiyet esaslarını merak eden insanlar akın akın Kur'an'ı arayıp yürekleri, merhametleri, vicdanları harekete geçiren bu devasa sevgi, bağlılık herhalde Allahım sana güveniyor, sana yalvarıyorum diye çok üstün teslimiyet inanç seli Gazze’den Filistin'den yeni doğan bir güneş gibi gönüllerden gönüllere araştıran, arayan, bulan deryalara kavuşan insan seli.

Filistin ve Gazze'de mertebelerin en büyüğü şehadet kıvılcımları, aydınlığı, yeni dünyanın kuruluşunda yol, yordam, kılavuz, kurtuluş oluyor. İnsanlık ayakta gönül ve Allah sevgisi yürüyüşü dünyanın dört bir tarafında karanlıkları aydınlatıyor.

Her geçen gün kurtuluş mutluluğu ile elinde Kur’an-ı Kerim'i araştıran susamış insanlığın yürüyüşü her an artıyor büyüyor.

Gazilerin ve şehitlerin yürüyüşü insanlığın yolunu, gönlünü aydınlatıyor.