Ferit Atmaca

Ferit Atmaca

Bakan’dan açıklama geldi

Bakan’dan açıklama geldi

4 Haziran’da Kent Tarımı başlığı altında, küresel gıda krizinin konuşulmaya başlandığı günümüzde endüstriyel tarıma alternatif modellerin üzerinde durulması gerektiğini ifade ederek, şöyle yazmıştık:

“Gerek geleneksel gerekse kent tarımında belediyelere büyük görevler düşmektedir.

Belediyelerimiz bu konuda yol açıcı, zemin hazırlayıcı olmalıdırlar.

Bu iş sadece uygun fiyata fide dağıtmakla olmaz. 

Bir kere o fideleri ata tohumlarından kendileri üretmeli ve bu işi ciddi ciddi yapmalılar. 

Ardından şehir merkezlerinde olsun, çevre bölgelerde olsun… Halkın ekip biçebileceği doğal tarım alanları oluşturulmalı… 

Hele hele Büyükşehirlerde kent tarımına çok ihtiyaç var.. 

Çünkü insanların yaşam alanlarında stresini alan, onları psikolojik anlamda da rahatlatan bir teknik bu…

Düşünsenize, her bir ilçemizde bir Kent Çiftliği kurulmuş… Nasıl olur ama?..”

*** 

16 gün sonra yani 20 Haziran’da Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’den tam da bu konuda bir açıklama geldi.

Tarım Bakanı “Vatandaşın ucuz gıdaya erişimi için kent tarımını uygulamaya başlayacaklarını, kent tarımını destekleyeceklerini” bildirdi. 

Peki nasıl olacak bu? 

Bakan şöyle anlattı: 

“Nüfusun kümelendiği yerlerde aynı zamanda üretim alanlarını da koruyor olmamız gerekiyor. Her yeri sanayileştireceğiz diye bir şey olmaz. Kocaeli'ndekilere mikrofon uzatın. Ne kadar memnunlardır? O kadar fabrikalaşma var ki…

İnsanlar temiz hava almak için 100 kilometre kat edip Düzce'ye, Bolu'ya gidiyor. Gelelim soruya… Bir kilo domates Antalya'dan İstanbul'a 800 kilometre yol yaparak geliyor. Hem tazeliğini kaybediyor hem de ulaşım maliyeti fiyatın üzerine biniyor. Yolda da yüzde 25 fire veriyor. Bunun da maliyeti fiyata yansıyor. Üstelik, egsoz emisyonu da havayı kirletiyor.

Halbuki, İstanbul'un çevresinde Çengelköy, Şile, Çatalca, Beykoz, Silivri var. Buralarda bakir alanlar var. Üretici de var. Çatalca'da domates yetiştiren kardeşimiz doğrudan ürünü lokantalara, evlere dağıtabilir. Bu yolla, vatandaş hem taze, hem az maliyetli ürün yiyecek. İklim değişikliğine sebep olan unsurları ortadan kaldıracaksınız ve köyden kente göçü de engelleyeceksiniz.”

Nerelerde uygulanacak kent tarımı?

Vahit Kirişci, bu soruya da şu cevabı verdi:
“İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerin etrafında… Erzurum- Erzincan gibi üretim kabiliyeti olan yerlerde… Bir de jeotermal kaynak varsa, iklimi sert olan yerde 365 gün üretim yaparsınız. Sıcak yerlerde de serayı soğutmak için güneş enerjisini kullanırsınız. Bizim kurtuluşumuz tarımdaysa, tarımın kurtuluşu da kırsalda… 2023'te ne ürettiğini, nasıl üretildiğini bilen, kendi önceliklerini belirlemiş bir ülke olacağız.”

***

Sayın Bakan’ın “kent tarımı” ile ilgili bu düşünceleri beni fevkalade memnun etti.

Ülke olarak hatta insanlık olarak kurtuluşumuz tarımdaysa, tarımın kurtuluşu da kırsalda vesselam.

Kırsal ise her yerdir; 

Bu da en düşük maliyet, en doğal, en sağlıklı, en taze, en hesaplı ürün demektir.

Bakan’ın bu açıklamalarının ardından kent tarımı için atılacak adımları heyecanla bekliyoruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR