Faruk Tufan

Faruk Tufan

Bir teşekkür bir çağrı

Bir teşekkür bir çağrı

Ankara’mızda Karşıyaka Mezarlığını bilirsiniz.

Hepimizin yolu düşmüştür, düşüyordur.

Bu büyük mezarlıkta bölgeye hakim bir tepede güzel de bir cami bulunuyor.

Karşıyaka, Ankara’mızda ki en büyük mezarlık olduğu için, özellikle öğle namazlarının ardından hemen hergün çok sayıda defin gerçekleşiyor.

Haliyle cenaze namazlarına katılım da çok yoğun oluyor.

Bunun için düşünülmüş olan büyük cami avlusu hergün dolup boşalıyor.

Bilenler bilir:

Cami avlusu yağmura kara karşı korunaklı; üzeri çok güzel tentelerle kapalı, lakin etrafı doğal olarak açık. Yüksekte de olduğu için çok esiyor, “ceyran” yapıyor.

Öyle bir esinti ki, yazın bile olumsuz etkileyebiliyor insanı.

Kış aylarındaki durumu belirtmeme gerek yok sanırım!

Lafı, gazetemizin dünkü manşetine getirmek istiyorum.

İşte bu avlu mükemmel bir sistemle ısıtılmaya başlanmış.

“Radyant sistemi”yle.

Gazetemiz de dün bunu manşet yapmış.

Haberi hatırlayalım:

“Karşıyaka Mezarlığı’nın cami avlusu radyant sistemi ile ısıtılmaya başlandı. Cenaze namazlarının kılındığı cami avlusu artık sıcak iken,  defin alanlarındaki çamur vatandaşa zor anlar yaşatmaya devam ediyor.

Büyükşehir Belediye ekipleri tarafından Karşıyaka Mezarlığı camisinin avlusundaki tentelere yerleştirilen radyant ısıtıcılar, cenaze yakınları için büyük rahatlık oluşturdu. Cami avlusu yazın bile çok serin oluyordu. Doğalgaz ile çalışan ısıtıcılar avluda soğuğu olabildiğince kırıyor. Bu kış başında yerleştirilen ısıtıcılar oldukça yerinde bir hizmet olarak vatandaşların takdirini topluyor.”

***

O cami avlusunda kış bile olmamasına rağmen cemaatin ceyranda kaldıklarını, soğuktan tir tir titrediklerini biliyorum.

Şimdi kış günü bile avlu sıcacık olmuş.

Gerçekten büyük hizmet olmuş.

Altında Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Şube Müdürlüğü’nün imzası var yanılmıyorsam.

Allah razı olsun hizmet sahiplerinden.

Tekrar tekrar teşekkür ediyorum.

***

Cami, avlusu, ısıtılması tamam…

Lakin mezarlık defin alanlarının durumu hiç de iç açıcı değil.

Geçtiğimiz günlerde Karşıyaka’daydım.

Radyant sistemi ile ısıtılmış olan cami avlusunda cenaze manamızı kılıp, sıra defin işlemine gelince, peşpeşe sıkıntı yaşadık.

Bir kere, koca mezarlık içinde yollar küçük kalmış durumda.

Mezarlık şehrin dışında kaldığı için, insanlar şahsi araçları ile geliyorlar.

Yollar da epey dar olduğundan, mezarlık içinde acayip bi trafik oluşuyor.

Dur-kak yaparak epey ilerledikten sonra, defin yerine yakın bir mesafede aracınızı park sorunu yaşıyorsunuz bir de.

Hadi o nu da geçtik…

Defin yerleri çamurdan geçilmiyor.

İnsanlar araçlarından indikten sonra uzunca bir mesafe yürümek zorunda ve doğru düzgün yol yok, çamur içindeki bayırlardan falan geçmeliler bunun için.

Gerçekten yakışıksız bir görüntü.

Gazetemizin sözkonusu haberinde bu konuya da değinilmiş.

Şöyle deniliyordu:

“Mezarlık defin alanları ve bu alanlara ulaşım yollarının çamurlu oluşu ise vatandaşı olumsuz etkiliyor. Vatandaşlar özellikle şu kış günlerinde buralarda oluşan çamurdan yürümekte zorlanıyor. Mezarlıkta çamura karşı poşet sektörü bile oluşmuş durumda. Küçük çocuklar mezarlıkta vatandaşa çamurdan korunma amacıyla ayaklarına bağlamaları için poşet satıyorlar.”

***

Kış günü, defin yerleri elbette çamur mu olacaktır!

Tamam da, defin yerlerine kadar ki bölümler de böyle mi olmak zorunda!

İnsanlar omuzlarında tabutla defin yerine ilerlerken, yerdeki çamur nedeniyle yürümekte zorluk çekiyor.

En azından aradaki o bölümler için bir çare bulunabilir diye düşünüyorum.

Bilemiyorum ne yapılabilir!

Fakat eminim ki, ilgililer üzerinde biraz kafa yorsa, bir çözüm üreteceklerdir.

Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Şube Müdürlüğü’nün görev ve sorumluluklarının neler olduğuna baktım, resmi sitelerinden, aynen şöyle yazıyor:

f) Mezarlıkların, defin sahalarının genişletilmesi veya yeni mezarlık alanları ihdas edilmesi ve mezarlık ve cenaze işlerinin yeni teknolojilerle donatılması, yeni projeler oluşturulmasına ilişkin çalışmalarını yürütmek
g) Mezarlıkların içindeki ana ve tali yolların asfalt ve bordür döşemelerinin, su ve aydınlatma şebekelerinin, mezarlık çevre ve iç duvarlarının yapımı, bakımı, ıslahı ve onarımı işlerinin yapılmasını sağlamak,

ğ) Mezarlık alanlarının peyzaj tasarımı ve uygulamasını, ağaçlandırılmasını ve yeşil alanların bakımının yapılmasını sağlamak…”

Asfalt hemen mümkün olmuyorsa, mıcır serilebilir örneğin.

Veya başka bir yolu olmalı.

Düşünün, cenazenizi defnedeceksiniz, çamurdan yürüyemiyorsunuz.

Çocuklar ellerinde poşetlerle size yaklaşıyor:

“Almak ister misiniz” diye soruyor.

Niçin?

Ayağınıza geçirip, çamurdan korunmak için!

Sonuç itibariyle Başkentimize yakışmıyor, o görüntü.

Ben şahsen üzüldüm, utandım.

Özellikle, çamurlu tablonun poşet satışını doğurmuş olması, poşet satışının vatandaşlar tarafından rağbet görmesi beni epey düşündürdü.

Burada bir yanlışlık var bence.

Böyle olmaz, olamaz, olmamalı.

Buradan ilgililere çağrıda bulunmak istiyorum:

Şu işe de bir el atın lütfen.

Bir yolunu bulun ve bu yakışıksız görüntü ortadan kalksın, defin alanları olabildiğine temiz olsun; ne çocuklar poşet ticareti yapsın, ne de insanlar o poşetlerden almak zorunda kalsın.

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR