Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Camilerimiz

Camilerimiz

Kendimiz tanıdığımızda bazı sorular, daha büyük cevaplar beklemektedir. Ben kimim, nereden nereye gidiyorum. Topraktan sayısız nimetler sunan, onu besleyen, gökyüzünde asılı bulunan bulutlardan su alarak, kar olarak gönderen bereket geliyor. 

Hz. Adem Peygamberimizden, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed son peygamberimiz ile onun vasıtasıyla bizlere bildiren her şeyin sahibi yaratılmayan yaratan, din günün sahibi Allah’tır. 

İnsanla birlikte insanların uyacakları kanunları kuralları belirleyen kitapları ile insanlığa resulleri vasıtası ile belirleyen Allah’tır. Doğduğumuzda ezanı, öldüğümüzde selayı, helali, haramı, haklıyı, haksızlığı, doğru ile yanlışı vesselam tüm hayatımızı çepeçevre kuşatan kurallarının uygulayıcısı sevgili peygamberimiz ve geçmişteki bütün peygamberle insanlığa sabahı, akşamı geceyi, gündüzü, ayı, güneşi, bütün gezegenlerin ilmini yaratılanları tanımaya faydalanmaya aklı insanlara vermiştir.

Tarih vahiyle felsefenin mücadelelerine şahit olmuştur. Felsefe ile vahye karşı kullananlar dün de bugün de bulunmaktadır. Vahyi felsefe ile korumaya zenginleştirmeye anlatmaya çalışan ilim insanlarımız da olmuştur. 
Vahyin hayatımızın tamamı kuşatan kurallarının canlı uygulanmasında gayret gösterilmiştir.

Büyük alimler, imamlar, vakıflar değişik zaman göre değişen kurumlar vahyin canlı yaşanmasında sayısız örneklerinden bazıları devlet yönetiminde. En baştaki ile Şeyhülislam yan yana sevgi ve saygı ölçülerinde Allah rızasının bütün kurallarının yaşaması ve yaşatılmasında gayret gösterilmiştir. Allah katındaki İslami yaşama yaşatma çalışmalarına, şeytanın gönüllü askerleri engel olmak istemişlerdir.

Ömür dediğimiz hayatımızın yaşanması eğer Allah rızasını gösteren kurallara uygun yaşamış isek cennet en önemlisi de Allah’ın rızası ile hem dünyada hem de esas ahirette ödüllerin sahipleri müminlerdir. 

Bir de ruhsat almış şeytanın orduları vardır. Onu da Cehennem beklemektedir. 

İnanan insanlar bütün insanların Allah’ın rızasına uygun yaşamasını ister, gayret gösterir. Tebliğ görevini yapar. Eğer o insanlar hidayete erer. Allah’ın rızasına uygun hayatını düzenlerse kendini sayısız nimetler cennetle ödüllendirilirler.

Tebliği yapan da çok mutlu olur. 
Allahu Teala yeryüzünü mescit ilan etmiştir. Bunun yanında çok önemli bir müessesemiz camilerimiz vardır.  Bu camiiler müminlerin ortak yerleri. Allah’ın evidir. Buraya gelip tebliğ yapma esaslarını öğrenmek için namaz kılmak için hatta cemaatle kılındığında onun sevabı daha fazladır. Ülkemizde çok önemli İslam’ın sembolü camiler dışında, ülkem o dünyada her yerde davetin yapıldığı camilerimiz vardır. 

Cumaların dışında camilerimizden yeterince faydalanılmamaktadır. Yaşam alanımızın merkezinde bulunması gereken camiler yaşam alanımız dışına çıkarılmak istenmektedir. Fonksiyonlarını yerine getirdiğinde yapanlara büyük saygı, sevgi varken geçmişte olduğu gibi bugün de vardır.

Bugün camilerimiz yeteri kadar değerlendirilmediği için bu boşluğu vakıflar, dernekler, hayır kurumları doldurmaya çalışmaktadır. 

Yukarıdan aşağıya Bakanlık, Diyanet, müftülükler, imamlar, cami dernekleri bütün yetkililer camilerimizin hayat alanımıza tekrar dolu dönmesi için;
1-    Müftülüklerimizin öncülüğünde ticarethaneye kiraya vermek yerine, yeterli ölçülerde ihtiyacı gören nikah kıyılacak cazip alanların yapılması
2-    Sosyal faaliyetle, Kur’an, Arapça vs. öğrenmede bayanları, gençleri, çocukları kucaklayan oyun alanları da dahil dede ile torunların buluştuğu mutlu ama mutlaka cazip alanlara dönüştürmeliyiz. 
3-    Caminin bulunduğu bölgenin içindeki yoksul, öksüz, yetim insanların, çaresizlerin bir program dahilinde, Aile Bakanlığı, Diyanet, Müftülük, imam cami derneği hayırda ve tebliğde insana faydalı olmada daha aktif program ve çalışmalar yaparak cazibe merkezi olacak yerler haline getirilmelidir.
4-    Namazlardan sonra camilerimizi kitleme yerine camilerimizi ve gönüllerimizi değişik vesileler organize ederek açık bulundurmalıyız.
5-    Sanat, kültür, spor, gezi vs. yöreye ve ihtiyaca göre halkın da desteğiyle camilerimizi yaşam alanımızın merkezine getirmeliyiz. 
6-    Suçlayacağımız Z gençliği yoktur. Fark edip aradığı boşluklara program çare olan camilerimizi beklenmektedirler. 
7-    Kütüphaneler, kitaplar, vakıflar, Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı vs. hazır alanları hayatımıza kazanılacak organizasyonlar beklemektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR