Bedia Aktimur

Bedia Aktimur

DOST DEDİĞİN SENİ ZORLA CENNETE GÖTÜRENDİR

DOST DEDİĞİN SENİ ZORLA CENNETE GÖTÜRENDİR

 

"Kişi sevdiği ile beraberdir" hadis-i şerifini hepimiz duymuşuzdur; hatta bir çoğumuz bazı durumlarda, arkadaş ve dost seçiminde değer verdiğimiz kişilerin hataya düşmemeleri ve doğru seçimler yapabilmeleri için yol gösterici ve uyarıcı bir nasihat olarak da kullanmışızdır.
Bazı şeyleri tekrar etmekte fayda vardır.

Gelin bu hadis-i şerifi daha önceden hiç duymamış gibi, yeni bir hadis-i şerif öğreniyormuş gibi tekrar okuyalım.

Enes b. Malik (r.a.)'den rivayet edilmiştir.
Bir adam Rasulullah (s.a.v) 'e gelerek:

"Ey Allah' ın Rasulü kıyamet ne zaman kopacaktır?"
Diye sordu. Rasulullah (s.a.v) namaza kalktı ve namazını bitirince :

"Kıyametin kopmasını soran kimse nerededir?" Buyurdu. Adam :

"Benim Ey Allah'ın Rasulü" dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) :

" Kıyamet için ne hazırladın? " buyurdu. Adam :

" Kıyamet için fazla namaz ve oruç  hazırlayamadım fakat ben Allah'ı ve Rasulünü seviyorum " dedi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu :

" Kişi sevdiği ile beraberdir, sende sevdiğinle beraber olacaksın " buyurdu.

" Müslümanların müslüman olmaları dışında bu söze sevindikleri kadar başka bir şeye sevindiklerini görmedim."

Şimdi bu hadis-i şerifde anlatılan sevgiyi ve bu sevginin mahiyetini doğru  anlayabilmek ve hayatımızda uygulayabilmek için büyüklerimize baş vuralım çünkü onların göstereceği yol en  etkili ve kestirme yoldur. 
Ebu Osman Hiri hazretleri bu konuyu şöyle anlatmış:

"Allahü teala ile dostluk, güzel edeb ve devamlı murakabe, yani her an kendini ilahi müşahade altında hissetmekle; Rasulullah (s.a.v) ile dostluk, sünnetine tabi olmak ve muhabbetle dolu bir itaat ve teslimiyete bürünmekle; evliya ile dostluk, hürmet ve hizmetle; ahbap ile dostluk, günahta olmamaları şartıyla devamlı güler yüz göstermekle; aile ile dostluk, güzel huyla; cahiller ile dostluk, kendilerine duada bulunmak ve Allah'ın rahmetine nail olmalarını dilemekle olur."

   Bu güzel açıklamadan anlaşılıyor ki, sevmek sevdiğini her an yanında hissetmek, sevdiğinin hatırına arzu ve isteklerinden fedakarlık etmek, ve yine onun hatırına onun gibi yaşamaya çalışmak ve ona benzemek, ve yine onun muhabbetinden her şeyi güzel görüp, onu memnun edecek davranışlarda bulunmak, hoşgörülü ve merhametli olmak.

    İşte tüm bu anlatılan güzel davranışları kimin uğruna yaptığımızı iyi analiz etmemiz lazım. Yarın ahirette sevdiğimizle beraber olmak istiyor ve umuyorsak sevgimizi ve muhabbetimizi  dünya hayatında kimlere harcadığımıza dikkat etmeliyiz. Dünyadaki mutluluğun ahirette de devam etmesini istiyorsak sevgimizi ve muhabbetimizi bizi, beraberinde cennete götürecek olan bir sevgiliye feda etmeliyiz.

Bu konuyla ilgili bir hikaye dinlersek sanki daha iyi anlayacakmışız gibi geliyor ne dersiniz?
O zaman, yine en güzel yol gösterici olan büyüklerimize kulak verelim.

Nahşebi hazretlerinin naklettiği hikaye şöyle :

" Bir genç, padişahın kızının kapısına gelmiş ve kendisinin ona aşık olduğunu söylemişti. Haber padişahın kızına iletilince Hanım Sultan kapıya geldi ve gence:
"_ Al şu bin dirhemi de; bir daha bana da sana da zarar verecek böyle şeyler söyleme. " dedi.
Genç vazgeçmeyince:
"_ Öyleyse iki bin dirhem al! " teklifinde bulundu.
Nihayet pazarlık on bin dirheme varınca, genç, kabul etti. Bu durumu gören padişah kızı:
"_ Sen beni nasıl seviyorsun ki, gözün para pul ile kamaşıp beni görmez oldu. Beni benden başkasına tercih edenlerin cezası nedir biliyor musun? Boynunun vurulmasıdır. " dedi ve sahte aşkı dolayısıyla, onu uzaklaştırdı.
Bu hali duyan bir arif, düşüp bayıldı. Kendine geldiğinde şöyle dedi:
"_ Ey insanlar! Bakın dünyada sahte sevgilerin başına neler geliyor! Ya Hakk'ı sevdiğini iddia edip de ondan başkasına yönelenlerin başına ahirette neler gelmez ki!... "
  
    İşte bu nedenle, dünyanın aldatıcı tuzakları, geçici dünyalık menfaatler için kurulan dostluklar, bizi gerçek sevgi ve muhabbete layık olan Rabbi Zül Celal hazretlerinden ve O'nun Habib-i Edibi olan Peygamber Efendimizden alıkoymamalıdır.

Bu tuzaklara kanan ve gerçek sevgiden mahrum kalanları Mevlana hazretleri şöyle uyarıyor:

" Şunu iyi bilin ki, bu dünyadaki, fani ve yalancı dostlar, sahte sevgililer, sonunda hepside sana düşman olacaktır. Başkesen düşman kesilecektir. "
"  Halbuki sen, feryatlar içinde mezarda   ' Ya Rabbi, beni yalnız bırakma! ' diye yalvaracaksın. "

Sizi cennete götürecek dostlarınız olması dileğiyle.....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR