Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Huzur Evi

Huzur Evi

Şöyle geriye dönük düşündüğümde benim hayatıma yaşamıma yön verenler ebe, dede, anne, baba yaz Kur’an kursu, âkil adamların sohbetleri, okullar v.s.  Annemin ninnileri hikayeleri aman ha onu yapma, bir başkasını yap gibi içten samimi ikazları, eğitici nasihat ve öğrettikleri.
Babamın samimiyeti yaşayarak örnekliği, bizi camiye götürür sonra dondurma, şeker gibi sevdiğimiz şeyleri alırdı. Onunla olmak güç verir, cesaret verirdi. Benim babam başka örnek insan dev adam yokluğu doldurulamayan örnek aldığım kahramanım.
Ebem bensiz yatmaz, geç geldiğimde beklerdi. Şeker, sakız mutlaka bir şey verirdi. Meğer babama toplu şeker, sakız v.s. aldırır onu azar azar bizlere verir, bizi görünce gözlerinin içi güler, sımsıkı sarılırdı. Onunla çok iyiydik. Bana en çok helali, haramı, doğruluğu, yanlışlığı, komşu haklarını v.s. hep o anlatırdı.
Dedem ah dedem çok sert görünür, her dediği olmasa da olmuş gibi dik dururdu. Hep yukarıda bir yerde olmak isterdi. Farklı olmasını farklılığının fark edilmesini isterdi. Otoriterdi, sert iskeletin altında yufka bir yürek sevecen bir ihtiyardı.
Yavaş yavaş sokulur, sarılırız, dik durur sonrada bizi bizden çok sıkar kucaklardı. Bize asker hatıralarını, atlarını, koyun sürülerini hatıralarını anlatırdı. Köy odasını bir de annesini, babasını anlatırken bütün heybeti kaybolur bizi kucağına oturtur onlardan bahseder. Gözleri dolar sesi kısılırdı. Sonra birden kendini toparlar. Bize birer demir para verirdi. Sonrada çocuklar haydi ben camiye geç kalmayım der, camiye giderdi.  Yiğit adamdı, yardım severdi, insanların arasındaki ihtilafları çözmesi için kendine gelirlerdi verdiği karara uyarlardı.
Önce dedemi, sonra ebemi, sonra babamı, annemi öbür aleme uğurladık. Uzun zaman geleceklermiş gibi geldiler.
Benim kreşlerim, ana okullarım ilk okullarım hayatıma yön veren gönlümde aklımda yer ederler. Hayırlı amellerimin mimarları.
Bir gün Ankara’nın bir ilçesinde bulunan huzur evinde programa davet ettiler. Huzur evinde oturanlarla misafirlerle tokalaştıktan ellerini öptükten sonra program başladı. Program başlayalı on beş dakika ancak olmuştu koridordan bir çocuk çığlığı geldi. Bağırarak ağlıyor, bir şeyler söylüyordu. Gürültüden program yapılamayınca ara verildi.
Koridora çocuğun ağladığı yerde toplandık. Çocuk hem ağlıyor hem de;
-Baba ben dedemi istiyorum, dedem ne olur burada bırakmayalım. Ben onu çok özlüyorum, ne olur onu evimize götürelim. Bir taraftan sımsıkı dedesine sarılmış bir taraftan da onu götürmesi için babasına ağlayarak yalvarıyor.
Dedesinin kucağından kalktı babasına annesine geldi.
-Ya dedemi götürürüz, ya da ben gitmiyorum. Ben dedemle kalacağım. Ben dedemle olmak istiyorum.
Babası,
-Kızım deden burada rahat evde hem kim bakar, ben annen çalışıyor, 
Kız;
- Baba ben bakarım, ben dedemi istiyorum diye ağlarken babasına döndü bütün gücüyle;
- Baba, anne ben sizi huzur evine koymayacağım çünkü dayanamam. Ben sizi kesin kesin huzur evine bırakmam diye haykırıyordu. Çocuğu ve dedesini dedenin odasına götürdüler.
Programdan geldikten sonra müdürü aradım. Dedesini eve götürelim diyen olay ne oldu , Müdür;
-Çocuk evde kimseyle konuşmayıp her gün belli zamanlarda dedesinin resmini yapmaya başlamış. Annesi babası işten her geldiğinde de dedesini soruyormuş. Aile dedeyi eve getirmeye karar vermişler. Dede eve geldikten sonra torunun neşesi huzuru, mutluluğu yerine gelmiş. Sevinçten severek de dedesine hizmet ediyormuş.
Hayatımıza yön veren okulumuz sevinç kaynağımız ebe dedelerimizin eğitimine çok ihtiyacımız var. Anasız, babasız, ebesiz, dedesiz olmuyor. Şekil veren sevgiyi, şefkati, eğitimi, insanlığı öğretenleri kaybetmeyelim. Sımsıkı sarılalım dualarını alalım. Keşke şunu da yapsaydım yerine yaşarken dualarını alalım.
Eskiden büyüklerimiz konuşurken falan annesini huzur evine vermiş diye onunla iş yapmak istemezler samimi içten olmazlar. Hatta bazıları konuşmazlarmış.
Atalarımız yaşarken kıymetini bilelim. Ne yaparsanız ne ederseniz. O da sizin başınıza gelir derlerdi.
En büyük tutkularımızın gönül ve dualarını almak gayret ve çalışması ile. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR