Tarih, bazen kendini tekrar eder. Bazen de aynı acının, aynı haksızlığın farklı sahnelerde sergilendiğine tanık oluruz. Mavi Marmara'dan Madleen'e uzanan bu yolculuk, tam da böyle bir tekrarın, ama aynı zamanda da insanlık vicdanının sürekli direncinin hikâyesidir.

15 yıl önce, 2010 yılının mayısında, Mavi Marmara gemisindeki onlarca kişi Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıktığında, ellerinde silah yoktu. Sadece tıbbi malzeme, gıda ve umut vardı. İsrail donanması bu gemiye uluslararası sularda saldırdığında, pek çok masum insanın canına kıydı. O gün dünya, İsrail'in sivil halka yönelik vahşetini gözler önüne serilmiş halde gördü.

Yıllar geçti, acılar dinmedi. 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşanan katliam, İsrail'in ne denli insanlıktan uzak olduğunu bir kez daha gösterdi. Binlerce çocuğun, kadının, yaşlının katledildiği bu süreçte, dünya sessiz kalmaya devam etti. İşte bu sessizlik içinde, yine bir grup cesur insan Madleen gemisiyle yola çıktı.

****

Rima Hassan, Greta Thunberg, Hüseyin Şuayb Ordu ve diğer aktivistler, Mavi Marmara'nın mirasını taşıyarak Katanya Limanı'ndan ayrıldılar. Onlar da silahsızdı, onlar da barışçıldı, onlar da sadece insani yardım götürmek istiyordu. Ve tahmin edileceği gibi, İsrail ordusu yine aynı vahşeti sergiledi. Gemiye müdahale etti, aktivistleri gözaltına aldı.

İki olay arasındaki benzerlik tesadüf değil. Gemiye yapılan müdahale, İsrail'in sistematik olarak uyguladığı bir politikanın sonucudur. Gazze'yi açık hava hapishanesine çeviren, milyonlarca insanı abluka altında yaşamaya zorlayan bu zihniyet, insani yardım götürmeye çalışan sivil insanlara bile tahammül edemiyor. Çünkü her barışçıl eylem, onların adaletsizliğini gözler önüne seriyor.

Mavi Marmara'dan Madleen'e uzanan bu yol, aslında insanlığın vicdanının ayakta kaldığını gösteriyor. İsrail'in baskısı, tehdidi ve şiddeti karşısında bile, dünyanın dört bir yanından insanlar Gazze'deki kardeşleri için harekete geçmeye devam ediyor. Madleen, umudun gücüdür, adalete olan inancın direncidir.

Ancak unutulmamalıdır ki, her iki gemiye yönelik saldırı da uluslararası hukuku hiçe saymıştır. İsrail, hem Akdeniz'de hem de uluslararası sularda sivil gemilere saldırarak, en temel insani değerleri ayaklar altına almıştır. Bu konu sadece Filistin meselesi değil, tüm insanlığın onur meselesidir.

****

Mavi Marmara'da akan kanın hesabı hâlâ sorulmamışken, Madleen'deki aktivistlerin maruz kaldığı muamele, İsrail'in değişmediğini gösterdi tüm dünyaya. Ancak değişmeyen bir şey daha var: İnsanlık vicdanının direnci.

Gazze'deki çocukların gözlerindeki umut söndürülmeye çalışılsa da, Mavi Marmara'dan Madleen'e uzanan bu yolculuk, umudun asla bitmeyeceğinin en güçlü kanıtı oldu.