Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Mutluyuz, gururluyuz…

Mutluyuz, gururluyuz…

Ulusal medyamız önemli olaylar karşısında adeta ikiye ayrılmış durumda; bir kısmı bir tarafta, geriye kalanlar diğer tarafta… 

Orta yok denecek kadar zayıf… 

Bu taraflar enerjilerinin önemli bir kısmını birbirlerinin “haberlerini” çürütmeye çalışarak harcıyorlar.

Birinin ak dediğine diğeri kara diyor, kara dediğine ak diyor…

Manyak bir kutuplaşma hakim.

Tabi siyaset merkezli bir kutuplaşma bu.

Büyük taraf hemen her haberinde “Cumhur’u hatasız ve çok başarılı” göstermeye çalışıyor.

Geriye kalan küçük taraf ise, her olumsuzluğun altında “Cumhur’un olduğunu” savunup, “Millet’i her derde deva” olarak sunuyor. 

Ulusal medyada önemli olaylar, açıklamalar, bilgiler, veriler; bu temelde yayınlanıyor veya görmezden geliniyor. İlle değinilmesi gerekiyorsa da saptırılarak aktarılıyor.

Haberler, köşe yazıları, değerlendirmeler genelde tarafa göre siyaset merkezli olunca, tutulan siyasiler fikir değiştirdi mi, onlar da anında dönmek zorunda kalıyorlar ve böylelikle ortaya yer yer komik, yer yer ise tiksindirici, acınası görüntüler çıkabiliyor. 

***

Medyamızdaki bu kutuplaşma, herkesin üzerinde mutabakat sağlayacağı en net verileri bile tartışmalı hale getirebiliyor.

Örneğin Merkez Bankası’nın rezervleri, enflasyon rakamları, mahkemelerin kararları… 

TÜİK her ay düzenli olarak enflasyon verilerini açıklıyor. Son rakamlar malum yüzde 80’e yaklaşmış durumda. 

Bir taraf bu rakamları, yüksek olduğundan, okurlarından, izleyicilerinden yani halktan gizlemeye çalışıyor.

Görmesinler, duymasınlar diye farklı gündemler oluşturma gayretine girişiyor. Rakamlara değinilecekse de daha çok “bunun geçici olduğu, bir iki aya uçuşa geçileceği” mesajlarına vurgu yapılıyor. 

Karşı taraf ise bu verileri manşetlerinden indirmediği gibi “gerçek rakamların aslında çok ama çok daha yüksek olduğunu” savunup, bazı paralel araştırma merkezlerinin verilerinden söz ediyor. 

Merkez Bankası’na dair veriler de öyle… Bilmem şu kadar doları erittiğini diline dolamış bir taraf, ağzından düşürmüyor bunu. Diğer taraf ise bunun tümden yalan olduğu yönünde yayınlar yapıyor sürekli. 

Örnekler bu şekilde uzayıp gidecektir.

Peki hangisi doğru? Gerçekten tam anlamıyla bir muamma… 

Bu belirsizlik içinde vatandaş ne yapıyor? İsteyerek veya istemeyerek taraflardan birinin içinde buluyor kendini. 

Kimileri ise peşin hükümle hangisine inanmak istiyorsa ona inanmak istediği için bilinçli seçiyor tarafını. 

Bir rakam vardır, bu doğrudur veya yalandır. Siyaset ve medyadaki kutuplaşmanın da etkisiyle bu rakama iki komşudan biri “doğru" derken, diğeri yalan diyebilir; içindeymiş, yanındaymış edasıyla. Bu ısrar yer yer sert tartışmalara, kavgalara, karşılıklı ağır suçlamalara kadar gidebilir. Bunun örneklerine çoğumuz şahit olmuşuzdur. 

Burada da “orta”yı görmekte zorlanıyoruz. 

*** 

Ha bu tarafların ortak noktada buluştuğu, hemen hemen aynı başlıklarla aktarabildikleri “olay”lar da yok değil.

Örneğin magazin, trafik kazaları, adam kaçırma, kadın dövme vakaları… Tiktokvari videolar, fotoğraflar, olaylar anlayacağınız. Ana haber bültenlerinin girişleri, gazetelerin sürmanşetleri ile arka kapakları başta olmak üzere pekçok alan bu haberlerle doludur.  

Taraflar milletimiz için, devletimiz için asıl önemli olan meseleler ve olaylarda kendilerine göre bir algı oluşturma çabasından arta kalan zamanlarda, bu haberleri aktarmada ortak bir noktada buluşabilirler. 

*** 

Bu noktada yerel gazeteleri daha gerçekçi, daha faydalı buluyorum.

Ulusal medya organlarımızın büyük kısmı, yukarıda anlatmaya çalıştığım tarafgirlik motivasyonuyla genel üzerinde yayın yaptıklarından, illerde, ilçelerde halkın gündeminde ne olduğunu göremiyorlar.

Gerçekten yayıncılık yapan yerel gazeteler ise, çıktıkları illerde, ilçelerde ne olup bittiğini, mahallelinin sorununu görüp, gündeme getirerek, çözümlerine vesile olabiliyor.  

İşte gazetemiz İlksayfa’nın yayınları ortada… 

Milli ve manevi meselelerle tarafımızı net olarak gösterirken, Ankara’da ilçe ilçe, mahalle mahalle, cadde cadde vatandaşın gündeminin ne olduğuyla hemhal olmaya çalışıyoruz.

Bir sorun mu var, eksiklik mi, talep mi var… Siyasetten uzak bir şekilde gündeme taşıyıp, çözüm yolunu arıyoruz.

Nitekim yayınlarımız ses getiriyor, yetkilileri, ilgilileri harekete geçiriyor. 

Buna son örnektir KVK ile ilgili haberimiz.

Geçen hafta yayınladığımız bir haberde, Türkiye’nin en büyük teknik servis firmalarından olan KVK’nın tamire verilen telefonları onarıp geri göndermekte çok geciktiğiyle ilgili şikayetleri gündeme taşımış, örnek somut olaylar aktarmıştık. 

Haberimiz üzerine KVK yetkililerinin, sözkonusu mağdur vatandaşlara ulaşarak, gecikmeden dolayı özür diledikleri ve sorunu çözdükleri öğrenildi. Yetkililerin bu konuda daha dikkatli olacaklarını söyledikleri ifade edildi. Mağduriyetleri giderilen vatandaşlar hem KVK’ya hem de gazetemize teşekkür etti.

Ne mutlu bize.

Yine Hamamarkası’nda Türk Telekom TTNET abonelerinin yaşadığı kesinti sıkıntısı haberimiz üzerine giderildi. 

Telekom Ankara Bölge Müdürlüğü’nden yetkililer gazetemizi ziyaret ederek, aksaklığın neden kaynaklandığı, benzeri aksaklıkların yaşanmaması için ne gibi çalışmalar yaptıklarını anlattılar.

Mutlu olduk, başarılar diledik. 

Yine Ankara Kalesi’nde bulunan ve yıllardır restore edilmeyi bekleyen Kesik Baş Türbesi’yle ilgili “Tarihimize Sahip Çıkalım” başlıklı haberimiz yetkilileri çalışmaya sevk etti. Türbenin aslına uygun bir şekilde restore edileceği açıklaması yapıldı tarafımıza. 

Bunlar gibi sayısız yolda, parkta halkın şikayetleri doğrultusunda yaptığımız haberler üzerine onarım, bakım, temizlik çalışmaları yapıldı, yapılıyor.

Yapıma, temizliğe, çözüme kısacası hayra vesile olmak ne güzel. 

Mutluyuz, gururluyuz.

Durmak yok yola devam.
 

Fatih Akkaya / Gazete İlksayfa

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR