
Muharrem Ayı Aşure Günü
Her dinin, milletin kutsal veya diğer zaman dilimlerinden farklı kabul ettiği kendine özgü belirli gün ya da ayları vardır. Yüce Dinimiz İslâm’da da bu tür gün, gece ve aylar vardır. Şüphesiz insan için en değerli mefhumlardan birisi de zamandır. Çünkü her şey zaman içinde var olmakta, gelişmekte ve yine zaman içinde yok olmaktadır. İnsan hayatında önemli bir yere sahip olan ilim, amel, servet ve diğer birçok değer, zaman içinde elde edilebilmektedir.
Zamanı, gerektiği şekilde değerlendirebilenler hem dünyada hem de ahrette huzuru yakalayacaklardır. Zira Kuran’I Kerim’de zamanın öneminin bir sure ile vurgulanması gerçekten anlamlıdır. Andolsun asra ki insan gerçekten ziyan içindedir. Asr, 103/1 ayetinde yer alan Asr kelimesinin, zaman anlamında kullanıldığı müfessirlerin çoğunluğu tarafından ifade edilmiştir.2 Bu ayet, zamanın önemine işaret etmektedir. Sevgili Peygamberimiz de İki nimet vardır ki insanların çoğu bunların değerinden habersizdirler. Bunlar sağlık ve boş zamandır. Buyurmak suretiyle zamanın ve sağlığın önemine dikkat çekmiştir.
Zaman kavramı yaratılmış varlıkların ömürlerini içinde yaşadıkları bir süreçtir. Yüce Kitabımız Kuran’ı Kerimde zaman konusuna doğrudan ya da dolaylı yollarla dikkat çekilmektedir. Bu yolla, bir yandan her şeyi yaratan Yüce Allah’ın varlığının ve birliğinin bir delili olarak zaman ön plana çıkarılmakta, bir yandan da son derece kısa bir zaman diliminden ibaret olan insan ömrünün iyi değerlendirilmesi ve ahiret mutluluğunun elde edilmesi yolunda zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret edilmektedir. Haram aylar içinde Muharrem ayının ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu ayrıcalığı Muharrem adından da fark etmek mümkündür.
Zira muharrem kelimesi, haram kılınmış, hürmete layık anlamlarına gelmektedir. Kısacası haram aylar uygulamasının genel adı, anlam itibarı ile bu aya özel bir ad olarak verilmiştir. Bu özel uygulama, şüphesiz Muharrem ayına atfedilen önemin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. Aynı önem İslam kültür ve tarihi sürecinde de devam ede gelmiştir. Zira İslam Hz. İbrahim’in tebliğ ettiği Hanif dini esaslarının devamı niteliliğinde olması sebebi ile o geleneğin değerlerinin de sahibidir, dolayısı ile bu ayı değerli kılan tarihi olayları önemser.
Diğer yandan, İslam’ın zuhurundan sonra da Muharrem ayı, dini, sosyal ve tarihi önemi haiz olaylara sahne olmuştur. Bu durum Muharrem ayını, İslam kültürü açısından daha da ön plana çıkarmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine’ye hicret ettiğinde orada Arap halkla birilikte yaşayan Yahudiler vardı. İşte bu Yahudiler, Hz. Musa ile İsrail oğullarının, Firavunun zulmünden Aşure günü kurtulduğunu söyleyen Yahudileri Hz. Peygamber yalanlamamış ve hatta bu yönde olumlu bir tavır sergilemiştir.
Bunun yanı sıra tüm Samî dinlerde özel bir yere sahip görünen aşure günü, Cahiliye Araplarınca da önemli kabul edilmiştir. Hatta Resul-i Ekrem’in de peygamberlik öncesi ve sonrası dönemde bir süre bu günde oruç tuttuğuna dair rivayetlere de rastlanır. Medine döneminde bu orucu Müslümanlara tavsiye ettiği bilinen bir husustur. Aşure günü oruç tutulması uygulaması, Ramazan orucunun farz kılınmasına kadar devam etti. Ey iman edenler Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç sizden öncekilere olduğu gibi oruç size de farz kılındı. Bakara, 2/183 ayeti inince Aşure orucu isteğe bağlı hale geldi.
Muharrem ayı içerisinde Hz. Hüseyin gibi büyük bir şahsiyetin şehit edilmiş olması, bütün Müslümanlar için büyük bir acı olmuş ve Müslümanları derinden etkilemiştir. Bu zatın, Hz. Peygamberin sevgili torunu olması ise bu acıyı daha da artırmaktadır. Tarihin belli bir kesitinde meydana gelen bu üzücü olayları iyi düşünmek ve bunlardan ders çıkarmak gerekir. Müslümanlara düşen görev, bu tür müessif olayların tekrarlanmasını önleyecek bir bilinç ve anlayışa sahip olmak; kardeşlik, birlik ve beraberliğimizi korumaktır. Ehlibeyt, ev halkı, ev sahibi ile eşi, çocukları ve torunları demektir. Terim anlamı ile Hz. Peygamber(a.s.)in ailesi ve soyu” demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.