Enes Boyacı

Enes Boyacı

Nefret söylemi ve siyaset

Nefret söylemi ve siyaset

Nefretle konuşma olarak da adlandırabileceğimiz nefret söylemi kavramı, belirli bir kişiye veya bir gruba karşı genellikle şiddet uygulanmasını teşvik eden ve nefret ifadeleri içeren konuşmaları kapsar. Günümüzde nefret söylemi oldukça artmış durumda. Çünkü sosyal medya mecraları hem erişilebilir hem de sözde özgür olduğu için nefret söylemini daha fazla üretilebilir ve daha fazla yayılabilir hale getirmiştir.

Gelişen teknolojiler ile hayatımıza giren sosyal medya mecralarının birçok iyi yönü olduğu gibi birçok da kötü yanı vardır. Nefret söylemi de bu kötü yanlardan birisidir. Özellikle Twitter nefret söylemi kullanımının artmasını sağlamakla kalmayıp, bir de bu nefret söyleminin insanlar arasında yayılma hızını büyük ölçüde artırmıştır. Hepimiz günlük hayatımızda Twitter’da defalarca bir topluluğa karşı gerçekleştirilen nefret söylemleri ile karşılaşıyoruz.

Sosyal medyada kullanılan bu nefret dilinin bu denli fazla olmasının bir sebebi de insanların sosyal medyayı denetimsiz kullanmalarından kaynaklanıyor. İnsanlar aslında gerçekte yüz yüze gelse düşüneceği fakat dile getirmeyeceği birçok nefret söylemini sosyal medyada denetimsiz ve filtresiz biçimde kullanabiliyor.

Günümüzde de seçimin yaklaşması ve siyasi arenanın kızışmasıyla birlikte nefret söylemleri çok artmış durumda. Özellikle Twitter’da insanlar siyasi görüşünü beğenmedikleri bir kişiye veya topluma karşı rahatlıkla nefret söyleminde bulunabiliyor. Bunu kolay kılan durumlardan birisi de denetimsizlik. İnsanlar nefret söylemlerinde bulunurken bunun denetlenmeyeceğini biliyorlar. Çünkü bu söylemlerin kullanımı şu günlerde o kadar arttı ki denetim mecraları hiçbirini denetlemeye yetişemez hale geldi. Artık bazı nefret söylemleri o raddeye geldi ki insanlar tek tweetle milyonlarca insana karşı nefret söyleminde bulunuyor. “A partisinden olanlar yaşamasın” veya “B partisine oy verenler dövülmeli” gibi tweetleri sık görmeye başladık. Bu tarz tweetler bunu okuyan insanı da etkiliyor tabi. Örneğin bu tweetleri okuyan bir genç belki kendisinden, belki de başka bir grubun ona zarar vermesinden korkuyor. Bu duruma bir an önce çözüm getirmeliyiz.

Bu durumla, yani nefret söylemi ile mücadele için de öncelikle tüm toplumumuza medya okuryazarlığı eğitimi verilmeli. Bunun en kolay yolu da okuldan geçer. İlkokuldan itibaren eğitim müfredatlarına zorunlu medya okuryazarlığı dersleri eklenmelidir. Bu sayede gençlerimizde ufak yaştan itibaren sosyal medyanın dinamiklerine karşı farkındalık oluşacaktır ve nefret söylemlerine karşı da mücadele edeceklerdir. Ayrıca unutmamalıyız ki nefret söylemleri sadece söylemin yapıldığı kişi veya grubun değil tüm toplumun sorunudur. Bu yüzden hepimiz el ele vererek bu sorun ile mücadele etmeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR