Adem Öztürk

Adem Öztürk

Türkiye’de Siyaset Okumaları

Türkiye’de Siyaset Okumaları

Ülkemizde siyaset kurumu nispeten yeni bir yapıya sahiptir. Yani hem demokrasimiz hem de kurumları bir nesil ya da iki nesil ömründen fazla değildir. Batı ülkelerinde siyasi partiler ve kurumlar genellikle uzun süreler boyunca faaliyet gösterirken, Türkiye'de bu duruma çok az rastlanır. Avrupa demokrasi kültürü, yaşam tarzı ve siyaset kurumu sistemi, ülkemizdeki kurum ve sistemlerle aynı değildir. Ülkemizin kendine has dinamizmi, gelecek beklentisi, yaşam tarzı, siyasi ve politik düşüncelerin oluşmasında birebir etkilemektedir.

Ülkemizin bulunduğu coğrafyaya bağlı olarak, inanç ve kültür çeşitliliği vardır. İslam toplumu olmamız nedeniyle dünyada hakim din algısı olan Hristiyan kültürün bağnaz etkisi ülkemiz siyasi kurumlarını olumsuz yönde etkilemekte ve baskılamaktadır.

Dünya düşünce sistemi, inanç baskısından uzak gibi görünse de, hakim popüler kültür, tüm mesajlarında bilinç altına ve subilimine olarak Hristiyan kökenli mesajları aşılamakta ve yönlendirme yapmaktadır
Tüm dünya siyasetine yön veren ve belirleyici olan devletlerin ortak özelliği Hristiyan inancına sahip olmalarıdır. Örnek olarak BM 5+1 konseyi, Hristiyan inancına bağlı devletlerden oluşmaktadır. Bu devletlerin anayasalarında din doğrudan görünmese de, hakim politik tercihleri ve kararları din ve siyaseti birleştiren ve ona göre şekillendiren bir yapıya sahiptir.

AB tamamı Hristiyan inancına bağlı ülkelerden oluşmakta ve AB'nin kuruluş düşüncesi 1600 yıllarda papalık tarafından koordine edilmiş ve planlanmış, zihinlere işlenerek bugünlere gelinmiştir.

Ülkemizin son 150 yılda ve özellikle son 50 yılda yaşadıkları toplumun zihninde oldukça yer etmiştir.

Kurtuluş savaşına giden süreç ve akabinde yeniden toparlanma, 1950'lerden sonraki süreçte askeri darbeler ve 1970-1980-1990 yıllarında meydana gelen gelişmeler, Türk siyasi ve politik tarihine damga vurmuştur.

Günümüz dünyasında bilim ve felsefe önemli ölçüde ilerlemiş, laik uygulamalar ve devletlerin önceliği çoğunlukla laiklik üzerine odaklanmış olabilir. Ancak dünya siyasi ekosisteminde din ve dini politikaların etkisi yok denecek kadar az değildir, aksine önemli bir belirleyicidir. Bu gerçeği görmek ve algılamak, siyaset ve politika yapıcıları için son derece önemlidir. Popüler kültür ürünleri olan edebi yapıtlar, sinema, moda, yemek ve gezi, yaşamı doğrudan etkileyen kültürel faaliyetlerin tamamı hakim güç olan devletler tarafından politik yönlendirme amacı ile kullanılmaktadır.

Devletler, toplumlarının çıkar ve menfaatlerini koruma konusunda ırk ve din olgusunu ön plana çıkarmaktadır. Yani çıkarlarını dini ve ırki temellere dayandırmakta ve gelecek politikalarını bu temeller üzerine belirlemektedir.

Buna en güzel örnekler;

-Avrupa ülkelerinde 1800’lü yıllardan itibaren özgürlük ve bağımsızlık konulu roman ve eser veren yazarların Rus Çar’ları tarafından doğrudan desteklenmesi,

-Soğuk Savaş döneminde ABD tarafından Coca Cola /Pepsi Cola İçecekleri ve Jeans tekstil moda oluşumu desteklenmesi, (özgürlük ve gençlere yönelik düşünce akımları oluşturmak için)

-1900’lerden itibaren sinema sektörü saçma sapan senaryo ve kurgularla ile Hollywood filmleri aracılığıyla dünya kültür ve edebiyatına yön verilmeye çalışılması,

-ABD tarafından olmayan tarihini; fantastik olarak oluşturmak amacıyla fonlar üzerinden başka toplumların tarihine müdahale etme çalışmaları, Gibi çoğaltılabilecek onlarca örnekler vardır…

Ülkemiz olarak siyasilerimizin okuması gereken ve alması gereken en önemli ders milli kültürün yaşatılması ve benliğin korunmasıdır. Hangi kulvarda ve alanda siyaset yapılırsa yapılsın ana prensip bu olmalıdır. Son seçimlerde de görülmüştür ki Türk halkı;

- 1970’ler Kıbrıs Barış Harekatı, Ambargolar, Anarşi, Terör Olayları

-1980’ler darbe ve onun getirdiği sıkıntılar, PKK TERÖRÜ

-1990’lar koalisyonların getirdiği istikrasızlık yüksek ekonomik ve sosyal sıkıntılar akabinde başörtüsü meseleleri, PKK Terörü

Bağlamında toplumun sorunlarını bilen ve vatandaşın bu son elli yılda yaşadığı;

-Kardeş Kavgası, koalisyon istikrarsızlığı, PKK terörü, dinin inanç baskısı problemlerini okuyan ve buna çözüm önerisi üreten siyasi oluşumlar başarılı olacak ve olmuştur. İktidarda olan Cumhur İttifakı yukarıdaki problemleri doğru okuyarak siyasi çözüm önerilerini bu temel sorunlar üzerine sırlamıştır.

Sorunların ne kadar tespiti doğru İse çözüm önerisi de o kadar doğrudur.

Günümüz siyasi arenasında Cumhur İttifakı karşısında yer alan ve siyasi anlamda rakip olan partiler cumhur ittifakının kendilerine getirdiği gayri milli olma, savunma sanayiini karşı olma, ülkenin bölünmez bütünlüğünün tartışmaya açılması, terör konusunda net duruş sergileyememe gibi sorular karşısında net ve anlaşılır şekilde seçmenlere kendilerini anlatamadıkları görülüştür.

1970’lerde terör anarşi ve Kıbrıs hareketinin getirdiği ambargoya bağlı ekonomik krizler, 1980’li yıllarda PKK terör örgütü palazlanmasında hükümetin çaresizliği, 1990’larda PKK terör örgütü ve eylemlerinin çoğalması, genel ekonomik istikrasızlık, genel siyası istikrarsızlık, sosyal kopuş, 2000’li yıllarda seçmeni tutucu ve muhafazakâr olmaya, yerli ve milli savunma sanayii çalışmalarına pirim vermeye yöneltmiştir.
Son dönemde Afrika da meydana gelen olaylar, Ukrayna-Rusya savaşı, ve diğer ülkelerin sorunları ve çözüm önerileri kendi iç siyaseti ile içli ve dışlıdır, bağlantılıdır.

Hakim global güç olan ülkeler etkisi ve sömürgesi altındaki ülkelere Hümanizm ve Demokrasi ihraç ederken ve bu fikirleri savunurken, kendi ülkelerinin/vatandaşlarının refah seviyesi ve güvenliği sıkıntıya düştüğü an en azılı faşist uygulamaları savunma refleksi adı altına yaparlar.

Seçimler döneminde ülkemizde politika geliştiren ve halkın karşısına çıkan siyasi oluşumlardan bu durumu ülkemiz siyasi gelişmelerine uygun yorumlayanlar başarılı olmuştur.

Ana kuraldır, sistemin savunmasını doğru yaparsanız korursunuz. Eğer bir sistem bir mekanizma kendini koruyacak savunma refleksi gösteremezse yaşayamaz.

Ülkemizi yönetmeye niyetli olan kişilerin en temel düşüncesi bu olmalı…

Soru

Atatürk Mirası Kurumlar ve necip Türk milletinin geleceğine hangi politikalar ile sahip çıkacaksınız…
Cevap doğru ise sonuç ta doğrudur…

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR