Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

UZUN YOL

UZUN YOL

    İlkokulu bitirir bitirmez yaz tatillerinde bir yerde çalışmak üzere çıraklık yapardık. Çoğu zaman dolmuşla gidilen yere yürüyerek giderdik. Yürüyerek gittiğimizde haftasonu aldığımız paradan yol parası alır geri kalanını eve destek için verirdim. 
    Dolmuşta gittiğim zaman dolmuşun ön kısmına oturmayı takip ederdim. Şoför bana ‘Oğlum, şu düğmeye bas.’ Derdi. Ben düğmeye bastığımda da o aracın önüne engelli büyük bir demir sokar çevirmeye başlardı. Bir iki derken çalışırdı. Çalışmanın gerçekleştiğinde düğmeye basarak katkımın olması çok hoşuma giderdi.
    Dolmuşla gitmediğim zamanlarda da açık yolda satılan börek alırdım bazen de simit alırdım. Akşama kadar hiç yorulmaz heyecanla koştururdum. Akşamın nasıl geldiği belli olmazdı. 
    Tatil günü Pazar da Ulus’ta Hamamönü’nde Dışkapı’da Teksas Tommiks kitapları satılırdı. Devamlı yeni sayıları çıkardı. Durumu iyi olanlar yeni alır biz de eskiyle son sayıları takas ederdik. Bütün serileri takip ederdik ama 3,4,5 sayı sonradan gelirdik. Ben okuduklarımı okumadıklarımla takas ederdim. Amerikan kovboylarını bir kahraman gibi takip ederdik. Babam görürse kızardı, okumamı istemezdi.
    Çıraklığa başlayıncaya kadar yaz tatillerinde camiye Kur’an kursuna giderdik. Her akşam yorgunlukla uyumasa babama öğrendiklerimi gösterirdim. Babam öğrendiklerimden çok memnun olurdu.
    Liseye geldiğimde kitap okumaya başladım. Okuduğum romanların kahramanlarını, olayları her şeyi kafamda canlandırır, kitabı kapattıktan sonra onları hayal ederdim.
    O zamanlar televizyon yoktu. Radyonun içindeki konuşanları görmek için radyonun altından çok bakmışımdır. Bir de zevkle dinlediğim Radyo Tiyatrosu idi.
    Lise ve diğer sonraki yıllarca ağır konular toplumu sardı. Komşumuz Hüseyin öğretmen Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya türküsünü beni her gördüğünde okurdu. İçini çeker bir şeyler anlatırdı. Sağ sol gibi şeyler başladı.
    Durumu iyi zengin, güzel giyinen yiyen arkadaşlarımız Amerikan kotu giyer, Amerikan sigarası içer. Hayali Amerika’ya gitmekti. Heyecanlandığı zaman da kahrolsun Amerika diye bağırırdı.
    Ben de biraz araştırdığımda ülkemi sömüren emperyalist Amerika olduğunu öğrendim. Bir gün arkadaşların yanında ben de kahrolsun Amerika dedim. Sanki onlardan başkası söyleyemezmiş gibi neden söylediğimi sordular. Ben de ‘İlkokuldan itibaren çalışıyorum hala da cumartesi Pazar günleri seyyar iş yapıyorum bizi fakirleştiren yoksullaştıran Amerika olduğu için diye.’ Söylediğimi söyledim. Onlardan başka bu söyleyemez gibi bir halleri vardı.
    Yıllar geçti şimdi çocuklara bakıyorum iki yaşında cep telefonunu izlemeden mama yemiyor. Beş yaşındaki çocuklar sanal dünyada televizyondan ve cep telefonundan saatlerce oyunlar oynuyor. Oyunlarda ya kurucu ya düzenleyici durmadan savaş, öldürme, yeni yeni silahlar. Hepsini biliyor.
    Bazen o seyrederken takılıyorum. Yeni bir nesil oluşması için çok yoğun bir oyun programı. Ona günler yetmiyor. O dünyada gönüllü teslim olmuş olarak hiç kaçırmıyor.
    Yerli milli tarihi hadiseler, kahramanlıklar değerler geçmiş gelecek diye bir endişe yok. Günü yaşayan, her dediğim olsun diyen oyunların içinden çıkamayan gönüllü teslim olanı.
    Sanal dünyada ve bu oyunlarda bizi anlatmadığı gibi geçmişten geleceği bir köprü yok, kahramanları yok, İstanbul’u kim almış, tonlarca topu kaldıran Seyit Onbaşı yok, Selçuklu, Osmanlı vs. öğrenmeye zaman kalmıyor.
    Oradan oyunlar yaşam sanal dünya filmler deist olmayı kendiliğinden oluşturuyor. Sadece Tanrı vardır bu kadarda kalıyor.
    Milli eğitimimizde, kültür bakanlığımızda, eğitim programlarımızda bizim nereden gelip nereye gittiğimize, yaratan ne istiyor hayırlı başarılı evlat nasıldır Mehmet Akif’in İstiklal masasındaki tarif ettiği nesil nasıl oluşur?
    Milyonlarca kilometre toprakları alan Osmanlı’nın torunu Cumhuriyet’in çocuğu büyük dirilişten, omuzlarındaki gelecek yükten haberi olmalı. Çünkü yeniden yapılanan dünyada Asımın nesli, masa sizi beliyor. Zafer senin eserin olacak.
Ali İLKBAHAR
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR