Şule Nallı

Şule Nallı

Yaşam tarzımız bizi ifade eder

Yaşam tarzımız bizi ifade eder

Üretim, ulaşım ve iletişim teknolojilerinin iç bütünlüğünün yarattığı karşılıklı-bağımlılıklar ve oluşturulan ağlar toplumun yapısını belirler. Yaşam tarzı araştırmaları, toplumun yapısını, kesitlere ayrılmasını ve oluşan katmanları inceler. Janet Schayan in söyleşisinden ve derlemelerinden yararlanarak, yaşam biçimi ve yaşam tarzı ve yaşam kalitesinin bileşen ve bağlamlarını açıklamaya çalışalım.

Üretimin mekansal yaygınlığı, kentleşme sürecinin hızlanması yaşam biçimi ve tarzlarını çeşitlendiriyor. Yaşam biçimi, insanların bir arada yaşama şekilleridir: Hayat arkadaşlığı, evli birliktelik, evli olmayan birliktelik, çocuksuz birliktelik, aynı evi paylaşma, yalnız yaşayanlar, partnerinden ayrı yaşayanlar, birden fazla kişiyi kapsayan hanede yaşayanlar, internette tanışarak evlenenler, anne-baba olanlar, çocuğu yalnız büyütenler, reşit olmayan çocuklar, reşit çocuklar, aileyle birlikte yaşayan çocuklar, aileden ayrı yaşayan çocuklar, aynı evi paylaşanlar, internette tanışanlar, internette tavsiye ile alış-veriş edenler, okul arkadaşlığı, işyeri arkadaşlığı vb.

Ayrıca tam zamanlı ve yarı zamanlı çalışma, proje-odaklı işlerin yaygınlaşması, kiralama usulü çalışma, dışardan iş yapma gibi "atipik istihdam" da yaşam biçimlerini farklılaştıran etkenlerdir.
İnsanların yaşam biçimlerindeki farklılıklar gibi, yaşam tarzları da onları birbirinden ayırır. Yaşam tarzı, yaşamı nasıl sürdüreceğimizle ilgili temel seçimlerimiz ve genel hayat görüşümüzdür.

Geleneksel yaşam tarzları, güvenlik, alışkanlıklar, geleneksel erdemler gibi uçta olmayan, herkesin zihninde meşrulaştırabileceği ortada yer alan anlayışa dayanır. Toplumun kendi içindeki katmanlarda, bir alt sınıfından bir üstekine geçiş arayışları yaşam tarzını farklılaştırır. Bu yaşam tarazı içinde merkezi kavrayış işe odaklı olabileceği gibi, eğlence, dinlence vb. alanlara da odaklanmış olabilir. Birbirine benzeyen yaşam tarzları toplum içinde kendine özgü birliktelikler oluşturur; bir yere ait olma güveni yaratır. Toplumsal yaşamda benzer anlayışı ve yaşam tarzları olanlar bir araya gelir; bu birliktelikte en önemli etken "aidiyetin yarattığı güvenin" insanları rahatlatmasıdır… Ait olduğumuz gruptan dışlandığımızı hissettiğimizde "güvensizlik" algıları güçlenir…

Ataerkil aile yapısının çözülmesi, çekirdek ailenin öne çıkması, kentleşmenin hızlanması da yaşam biçimlerini ve tarzlarındı yeniden yapılandırıyor. Bu yeni yapılanma, daha önce kesinleşmiş, tanımlı, katı ve kesin betimlemeleri olan rolleri farklılaştırıyor.

Aile modelleri gittikçe daha çeşitleniyor. Geleneksel ataerkil aile, sosyolojide "farklı dönemlere ait olanların eş zamanlılığı ilkesi" çerçevesinde varlığını korusa da, giderek daha seyrek rastlanır hale geliyor. Bu durum, daha önce hayatı yönlendiren geleneksel kurumların " bağlayıcı gücünü" azaltıyor; kişisel irade önem kazanıyor; insanlar artık "eğilmek ve kırılmak" pahasına birlikte yaşamayı sürdürmüyor; yaşam biçimleri ve tarzlarını değiştirerek yollarına devam ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR