Son bir yıldır yaşanan olaylara anlam vermek imkansız! Neler oluyor bize? Nedir bu devlet düşmanlığı..?  Ne istiyorsunuz..? Merak ediyor ve sormak istiyorum  ‘Son yüzyılda yaşananlar silindi mi hafızanızdan?’  Kim dost kim düşman?  Düne kadar karşı saflarda görünenler ne oldu da aynı safta yer almaya başladılar? Sorular beynimizi meşgul ederken, dünün yaşanılanlarına bakıp yarını yorumlamak güç olmasa gerek.

Yıllardır insanları Din İslam adına kullananlar,  çıkar ilişkileri devreye girince, ülkesinin ve milletinin refahını baltalamak pahasına,  Kur’an-ı  Kerim okuyorlar gerekçesiyle insanları  evlerinde basıp eza ceza eden, İskilipli Atıf hocaları idama götüren bir zihniyetin yanında yer alıp, bu milletin hiç bir zaman unutamayacağı  ‘ZULÜM  ASRI’ na noktayı koyan devletine, sırf menfaatlerine uymadığı için ihanet etmiştir. Ne yazık ki ihanet makamı artık uzaklarda değil, başucumuzda olanlardan gelmiştir.

Bizler, Devlet büyükleriyle başlamayan dua kabul olunmaz düsturuyla yetiştik..!  Ben, bu güne  kadar duamın kabulüne aracı olacak büyüklerimiz olmadığı düşüncesine sahip olduğum  için bu düşünceyi kendime ilke edinmemiştim.  Ancak, şimdi ellerimizi açtığımızda, duamıza bizi yönetenler ile başlamazsak, Allah katında kendimizi sorumlu hissetmeliyiz. Çünkü artık başımızda iman ve vicdan sahibi, halkının ve ümmetin derdi ile dertlenen yöneticilerimiz var Elhamdülillah. Elbette Mevla bizi bundan sorumlu tutacaktır.

Yöneticilere karşı ayaklanma ve onlara karşı tavır takınma hareketleri devlete büyük zararlar verebileceği, huzuru ve sükûnu büsbütün yok edebileceği için Peygamber Efendimiz buna izin vermemiş, “Aranızda namaz kıldıkları sürece onlara karşı gelmeyin” buyurmuştur.

Yine Peygamber Efendimiz: “Yedi kimseyi Allah Teâlâ kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan kıyamet gününde, gölgesinde barındıracaktır. Bunların başında Adaletli Devlet Başkanları gelmektedir.‘’

‘’Kıyamet gününde insanların Allah Teâlâ’ya en sevgili olanı ve O’na en yakın yerde bulunanı, Adaletli Devlet Başkanıdır.” Buyurmuştur.

Durum bu kadar hassas ve ciddiyetini korur iken, ülkenin huzurunu bozmak için uğraşanlar, elbette önce halk, sonra HAK katında hesabını vereceklerdir. Yüz yıllık bir zulme dur diyen, geride bırakılan bu süreçte ülkesinin ve milletinin kaybedilmiş olan itibarını, yeniden ecdadına yakışır şekilde geri kazanan bir lidere bu millet sahip çıkacak ve kurulmuş olan bu düzen ve huzuru kimsenin bozmasına izin vermeyecektir.

Beddua ve hakaret edenlere, yine Efendimiz (s.a.v)’in, üzerlerinde çok şık duran şu sözünü hatırlatmak isterim: ‘’Mü’min, mü’minin aynasıdır.’’ Karşınızdaki insana bakarsınız ancak kendinizi görerek konuşursunuz. Kötü söz sahibine yakışır.

Ne diyelim… Allah ıslah etsin. İnşallah, bu başkaldırının arkasına takılanlar, daha fazla isyan içine düşmeden gerçeği görür ve gerekeni yapanlardan olurlar.