Samet CAN

Samet CAN

Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç, neden hiç methiye yazmadığını bu sözlerle anlatmıştı: ''Nefi günün yetkililerine 60 kadar methiye yazmıştır. Bende bir tane övgü yoktur. Övülecek insan mı yok? Var ama yarınını bilmiyorum.''

Abdurrahim Karakoç, 1932 yılında Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. Dedesi, babası ve kardeşi de şair olduğu için şiirle iç içe bir iklimde büyüdü. Abdurrahim Karakoç’un en belirgin özelliği yazdığı taşlamalardı. Mihriban şiiri başta olmak üzere yazdığı aşk şiirleri daha ünlü olsa da onun şairliğinin öne çıkan özelliği taşlamalarındaki eleştirel tavrıdır.

“Yalan-dolan ile devran sürmeyi

Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.

Milletin başına çorap örmeyi

Biz ne bilek beğim, böyükler bilir.”

Doğru veya yanlış orası tartışılır ancak Karakoç her konuda inandığı gibi dosdoğru şekilde kâğıda işlemiş ve Anadolu’nun kalbinde yerini almıştır. Kendisi gibi şair olan Bahaettin Karakoç, Abdurrahim Karakoç’un Türk milletinin kalbinde nasıl yer edindiğini şöyle anlatır: ''Kaç gezide Abdurrahim'in kitabını şapkalarının altından çıkaran ağalar gördüm. Öyle severlerdi ki bir öküz verseler bu kitabı vermem derlerdi. Kitabın üstüne akan terleri silerek ‘Şair böyle olur böyle!’ derlerdi.''

“Gitmişti makama arz-ı hal için

‘Bey’ dedi, yutkundu, eğdi başını

Bir azar yedi ki oldu o biçim

‘Şey’ dedi, yutkundu, eğdi başını”

“Ne dostlarımız kabul ettiğimiz derecede iyidirler, ne de düşman saydıklarımız tahmin ettiğimiz derecede kötü.” Karakoç; ömrü boyunca Anadolu’nun, Anadolu insanının sorunlarını dile getirdi ve Anadolu da onu o ölçüde bağrına bastı, kabullendi. “Mihriban” dedi gönülleri titretti, “Beni dinle ey kadı/Bozuldu işin tadı” dedi yürekle su serpti. Karakoç, bu alemden göçeli 12 sene oldu. Rahmet olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR