Feyzullah Doğru

Feyzullah Doğru

Çanakkale Savaşı’ndan Bir Yiğidin Mektubu

Çanakkale Savaşı’ndan Bir Yiğidin Mektubu

Tam 100 yıl önce kazanılmış bir zaferin adı Çanakkale. Ülkenin her bir köşesinden gelen ana kuzuların aslan kesildiği yer.
Çanakkale, bir ölüm kalım savaşıydı. Çanakkale, bir saldırıya karşı, etten ve kemikten bir savunmaydı. Onlar dönmeyi hiç düşünmediler.
Ana kuzuları, Kınalı Kuzular...
Anneler, kuzularını kınalayarak gönderiyorlardı Çanakkale’ye. Her kınalı kuzu, bir kahramandı, bir destandı.
Yozgatlı Kınalı Hasan’da bunlardan biriydi.
Annesi, saçlarını kınalayıp göndermişti cepheye. “Haydi yavrum, köyüne, nişanlına veda et; Sabanını, tarlanı, her şeyini feda et;
O silâha sarıl ki, böyle günde bir erkek bir dualı demirden başka bir şey kullanmaz.
Bunu tutan bir bilek, Köleliğin uğursuz zincirine uzanmaz. “
Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım,
Şu yaralı bağrıma kara taşlar salayım.
Haydi oğlum, haydi git! Ya gazi ol, ye şehit!”
Kumandanı Hasan’ın saçlarını kınalı görünce yanına çağırır ve sorar:
“Oğlum bir erkek saçlarını kınalar mı? ” Hasan bir cevap veremez, çünkü sebebini kendisi de bilmez. Hemen bir arkadaşına, annesine göndermek üzere bir mektup yazdırır.
“Anacığım, kardeşlerimi askere gönderirken başına kına koyma... Zabit efendi bana sordu cevap veremedim. Kardeşlerimde cevap veremeyip mahcup olmasınlar.”
Mektubu alan annesi, anne yüreğinin sıcaklığını yansıtan cevabî bir mektup yollar oğluna.
“Ey oğlum, gözümün nuru Hasan’ım! Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor.
Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın. Ben senin anan isem, beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah, bu vatan için seni yaşattı. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor.  
Zabit efendiye söyle... Biz kurbanlık koçları kınalar, öyle kurban ederiz. Sen dört kardeşin arasında kurbansın. Sen İsmail’sin. Sen orada şehit olacaksın inşallah.
Kurbanlık koçlar nasıl kınalanırsa, bende senin saçını öyle kınaladım.
” Allah seni Peygamberin yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anıyor. Gözlerinden öperim.
Anan Hatice..
Hasan şahadet şerbetini içer. Arkadaşları cebinde mektubu bulurlar.
Komutanına kınanın sebebini söyleyememiştir ama yine arkadaşına not düşürmüştür mektubun sonuna.
“Anam yakmış kınayı aday diye Ben de vatan için kurban doğmuşum. Anamdan Allah’a son bir hediye,
Kumandanım! Ben İsmail doğmuşum.”
 Mektubu okuyan Hasan’ın komutanı ve diğerleri hıçkıra hıçkıra ağlamaktadırlar.
Günün Sözü: Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;  Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor! / Mehmet Akif Ersoy

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR