Ne oldu da yıkım başladı?

Ankara’da hobi bahçeleri yıkılıyor.

Özellikle Ayaş’ta yıkımlar hız kazanmış durumda.

Ne oldu da böyle oldu?

Belediyeler yıllardır göz yumdukları hobi bahçelerini neden yıkmaya başladı?

Ben söyleyeyim:

Valilik düğmeye bastı da ondan.

Bakın; Valilik bir süredir, tarım arazileri üzerindeki izinsiz yapılarla ilgili çalışma yapıyordu.

Aralık 2024’te tamamlanan çalışmalarla, Ankara genelinde yaklaşık 19 bin dekar tarım arazisinin izinsiz şekilde bölündüğü, buralarda 2240 ayrı taşınmaz ve 840 kooperatif oluştuğu, bu alanların büyük kısmında ruhsatsız yapılar inşa edildiği kayıt altına alındı.

Aralık ayı sonunda Valilik, Enerjisa’ya yazı göndererek, buralardaki aboneliklerin iptal edilmesini istedi.

Valilik, DSİ ve Başkentgaz’a da yazılar yazarak, buralardaki su kuyusu ruhsatları ile doğalgaz aboneliklerinin iptal edilmesi talimatını verdi.

Valilik eşzamanlı olarak belediyelere de talimat göndererek, “Buraları yasal olmayan yapılaşmalardan arındırın” dedi.

Ve kaymakamlıklardan “gelişmeleri takip etmeleri” istendi.

Üzerinden 4-5 ay geçti ama bir hareket olmayınca... Vali Vasip Şahin, 29 Mayıs 2025 günü Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarını, kaymakamları, tarım il ve ilçe müdürlerini toplayıp, durumu ve bu durum karşısında kimin üzerine ne düştüğünü bir de yüz yüze anlattı.

İşte bu toplantı, Ankara’daki hobi bahçeleri için sonun başlangıcı oldu.

Yıkımlar başladı.

Öncelikle Ayaş’ta, Mamak’ta…

***

Peki Ankara’da kaç hobi bahçesi için yıkım emri verildi?

Valiliğin üzerinde kaçak yapılar olduğunu tespit ettiği tarla sayısı 2240. Bunların üzerinde ortalama 25 ayrı bölme olduğu düşünülürse, bu 56 bin hobi bahçesi anlamına geliyor.

Yani Ankara'da Valilik 56 bin hobi bahçesinin yıkım emrini vermiş oluyor.

***

Ankara’daki hobi bahçesi sayısı 56 binin çok çok üzerinde. Valilik, bir kısmı için yıkım emri vermiş durumda.

Bu noktada akıllara gelen “Ayrımı neye göre yaptı; hangileri için yıkım emri verdi, hangileri için vermedi, vermiyor” sorusunun cevabı “31.12.2017”dir.

Bu tarihten önce yapılmış ve Çevre Bakanlığı’ndan Yapı Kayıt Belgesi almış hobi bahçelerine dokunulmuyor.

Yani İmar Barışı’ndan faydalanmış hobi bahçeleri için şimdilik yıkım kararı bulunmuyor. Bu tarihten sonra yapılmış hobi bahçeleri için yıkım kararı verilmiş durumda.

***

Gelelim bu işin mağduriyet oluşturup oluşturmadığı hususuna…

Daha önce çok yazdım, yineliyorum:

Hobi bahçesi bir ihtiyaçtır.

Bu zenginin olduğu gibi garibanın da ihtiyacıdır.

Ve eminim ki herkes bu ihtiyacını en yasal şekilde gidermek ister. Kim kaçak göçek işlere bulaşmak ister?

Parası olan, zenginimiz ister tek tapu tarla ister arsa üzerine en güzel bağ bahçeyi, villayı inşa edebilir, kimse de bir şey demez.

Ya buna imkanı olmayan dar ve orta gelirli vatandaşlar?..

Onların da hakkı değil mi temiz hava, meyve sebze yetiştirmek, toprakla haşir neşir olmak? Tablet telefona boğulmak yerine toprakla oynamak onların çocuklarının da hakkı değil mi?

Bu noktada devreye devletin girmesi gerekirdi.

Devlet ilgili kurumlarıyla halkın bu ihtiyacını karşılamaya dönük projeler üretmeliydi.

Devletin elinde tarım dışı, marjinal sayılan arazi mi yok? Buraları parsel parsel bahçeye dönüştürüp, halkın kullanımına sunabilirdi.

Sosyal devlet olmak bunu gerektirirdi.

Ama yapmadı…

Dar ve orta gelirli vatandaşın bu ihtiyacının karşılanmasına dönük hiçbir adım atılmadı.

Hal böyle olunca halk da kendi çözümünü kendisi üretti.

Kimileri aralarında kooperatif kurarak, kimileri tarlayı rızai taksimle bölerek bahçeler inşa etti.

Emlakçıların da işe girmesiyle bir rant oluştu.

Hobi bahçeleri böyle doğdu, böyle çoğaldı.

Şimdi devlet çıkmış, “kaçak bunlar yıkacağız” diyor.

Olmaz.