Bedirhan Şahin

Bedirhan Şahin

Milyonların yüreği sarı lacivert attı

Milyonların yüreği sarı lacivert attı

Abu Dabi'nin sıcak gecesinde, Etihad Arena'da tarihe altın harflerle yazılan bir hikâyeye tanık olduk. Fenerbahçe'nin Monaco'yu 81-70 mağlup ederek ikinci kez Euroleague şampiyonu olması, sadece bir basketbol maçının sonucu değildi; milyonların yüreğinde biriken umudun, sabırla beklenen o anın gerçekleşmesiydi.

Maç bittiği anda, İstanbul'dan Ankara'ya, İzmir'den Antalya'ya kadar uzanan bir coğrafyada aynı sevinç çığlıkları yükseldi. Evlerin en üst raflarında, dolapların derinliklerinde, bazen de yıllar boyunca gözden uzak köşelerde bekleyen sarı lacivert bayraklar bir anda hayat buldu. Sanki o bayraklar da bu anı bekliyormuş gibi, rüzgârda dalgalanmaya başladıkları anda şehirlerin rengi değişti.

Fenerbahçelilerin sokağa dökülüşü, sadece bir şampiyonluk kutlaması değildi aslında. Bu, uzun yıllar boyunca birikmiş özlemin, sabırla beslenen inancın ve hiç bitmek bilmeyen sevginin sokağa taşmasıydı. Her köşe başında, her meydanda, her caddede sarı lacivert formaların oluşturduğu sel, şehirleri adeta yeniden boyuyordu.

200'ün üzerinde belediyenin kurduğu dev ekranlar, teknolojinin gücüyle duyguları birleştiren köprüler oldu. Aileler, arkadaşlar, tanımadıkları insanlar yan yana geldi. O anlarda hiçbir fark yoktu aralarında; yaş, cinsiyet, sosyal statü, hiçbiri önemli değildi. Hepsi bir arada, hepsi aynı takımın, aynı renklerin, aynı sevdanın çocuklarıydı.

En yaşlı Fenerbahçeli dededen en küçük sarı lacivert formalı çocuğa kadar herkes aynı heyecanı yaşıyordu. Gözlerde biriken mutluluk yaşları, yıllarca beklenen bu anın değerini anlatıyordu sessizce. Çünkü Fenerbahçe sadece bir kulüp değil, bir yaşam biçimi, bir kimlik, bir aidiyet duygusuydu.

Bu zafer, sahada ter döken oyuncularımızın olduğu kadar, tribünlerde, evlerde, sokaklarda kalplerini ortaya koyan milyonların da zaferiydi. Her pas, her sayı, her savunma hareketi sadece sahada değil, milyonlarca yürekte yaşanıyordu. Bu birliktelik, bu dayanışma, işte Fenerbahçe'yi bu kadar özel kılan şeydi.

Sokakları saran sarı lacivert renkleri, sadece bir gecenin coşkusu değildi. Bu renkler, yarınlara umutla bakmayı, zorluklara karşı birlikte durmayı, sevgiyi paylaştıkça çoğaltmayı simgeliyordu. Fenerbahçe'nin ikinci Euroleague şampiyonluğu, sporun ne kadar güçlü bir birleştirici olabileceğinin en güzel kanıtıydı. Ayrıca kazanılan ikinci zafer, ilkinin tesadüf olmadığını tüm herkese kanıtladı.

Dün gece, yürekler tek attı. Dün gece, rüyalar gerçek oldu. Dün gece, sarı lacivert aşkın ne demek olduğunu bir kez daha hatırladık. Ve bu his, Abu Dabi'den yurdumuzun her köşesine kadar uzanan o muhteşem birliktelik, unutulmayacak hatıralar arasında yerini aldı. Ben de bu duygularla bizlere güzel hisler kazandıran başta koç Šarūnas Jasikevičius olmak üzere tüm Fenerbahçe Basketbol Takımını yürekten tebrik ediyorum. Tebrikler Fenerbahçe, tebrikler Bizim Çocuklar. Darısı nice zaferlere…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR