Muhammed Gömük

Muhammed Gömük

Permanent Tribunal of Crımes Against Humanıty

Permanent Tribunal of Crımes Against Humanıty

Muhammed Gömük en sonunda yapacağını yaptı, işi büyüttü, şimdi de İngilizce başlık atıyor diyeceksiniz. Yok, öyle değil. Başlık olarak yazdığım “Permanent Tribunal of Crimes Against Humanity”, İnsanlığa Karşı Suçlar Daimi Mahkemesi’nin İngilizcesi. Daha önce böyle bir mahkemeyi duyanınız oldu mu? Duymanız mümkün değil; çünkü henüz kuruluş aşamasında olan bu uluslararası mahkemeyi kamuoyuna ilk defa ben ilan ediyorum.
Hayırdır, nereden icap etti” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hatta “var mı öyle kendi kendine mahkeme kurmak” da nasıl oluyormuş diye hayıflanacağınızı düşünüyorum. Sonuna kadar haksızsınız. Hele önce bir şu yazacaklarımı okuyunuz.

Fransız istihbaratı (DGSE) koordinasyonuyla Türkiye ve Kürt Halkları Daimi Mahkemesi (Permanent Peoples’ Tribunal on Turkey and Kurds) adında gayriresmî bir mahkeme kuruldu. Paris merkezli bu sözde mahkeme, aynen PKK’nın ya da IŞİD’in kurduğu sözde mahkemeler gibi keyfe keder yargılamalar yapıp kafasına göre kararlar veriyor. Kafasına göre derken de sıkı bir Türkiye düşmanlığı ve haçlı zihniyeti temelinde kafaları çalışıyor. En büyük emelleri, Türkiye’yi soykırımcı, katliamcı, terörist, cani bir ülke olarak yaftalamak, Türk Milleti’ne ve Devletimizin ulu’l-emrine ağzı alınmayacak hakaretler yağdırarak egolarını tatmin etmek. Zavallılar!

Bir nebze egolarını tatmin etmişe de benziyorlar. Zira 15-16 Mart 2018 tarihlerinde yaptıkları sözde duruşmalarla Türkiye’yi ve Başkanımız Recep Tayip ERDOĞAN’ı savaş suçlusu ilan edip gıyaplarında yargıladılar. Utanmadan bir de Paris Büyükelçimizi duruşmalara davet etmişler. Tabii Büyükelçimiz bu soytarıları muhatap kabul etmemiş.
Bahis konusu düzmece mahkeme kararı, 30 Mayıs günü medyamızda yazılıp çizildi. Haberi alır almaz TAY-DER olarak harekete geçtik ve mezkur kararda imzası bulunanlar ile bu kararı destekleyici mahiyette beyanat veren Fransız siyasetçilerden 31 Mayıs 2018 günü İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayetçi olduk (Soruşturma numarası: 2018/70235).

Teröre destek ağırlıklı suçlarla şikayetçi olduğumuz isimleri kısaca belirtmek isterim: (Permanent Peoples’ Tribunal on Turkey and Kurds) adı verilen düzmece mahkemenin üyeleri Philippe Texier (Fransa Yargıtayının Onursal Üyesi), Teresa Almeida Cravo (Portekiz Coimbra Ünversitesinde Doçent Doktor), Majid Benchikh (Cezayirli Fahri Profesör), Luciana Castellina (İtalyan Komünist Partisi üyesi gazeteci yazar), Domenico Gallo (Roma Bölge Adliye Mahkemesinde Daire Başkanı), Denis J.  Halliday (vaktiyle Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Asistanı olan bir İrlandalı) ve Norman Paech (Almanya’da Kamu hukuku profesörü) ile tescilli Türk düşmanı olan Fransız siyasetçiler Danielle Simonnet, Corinne Morel Darleux ve tabii ki Valérie Boyer. Özellikle bu Valérie Boyer son derece şapşal bir Fransız terörist. Bakmayın siyaset miyaset yaptığına. Biz onun gibi siyaset/demokrasi/özgürlük/insan hakları gibi mefhumların arkasına sığınarak terör destekçiliği yapılmasına HDP’den aşinayız.

Valérie Boyer denen saçma insan, Türkiye, Süryanilere güya soykırım yaptı diye yasa teklifi hazırlamıştı ama bu teklifin metnini wikipedia’daki bilgilerden kopyalaya yapıştır yaptığı ortaya çıkınca Fransa’da alay konusu olmuştu. Lakin başardığı bir şey var: Sözde Ermeni soykırımıyla ilgili yasa teklifini bu PKK sevdalısı kadın hazırlamıştı, bu teklif yasalaştı. Bir ara Fransa’da “Ermeni soykırımını inkâr etmek” suç sayılıyordu. Şaka gibi! Nerede ifade özgürlüğü, nerede düşünce özgürlüğü! Bazıları da sanıyor ki Fransa medeni bir ülke, Fransa bir hukuk devleti! Hadi oradan, müptezeller! Neyse ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bu insanlık dışı yasa nedeniyle Fransa’nın hak ihlali yaptığına karar verdi.

Fransa, gerçekten de çok çirkef bir ülke. Son yıllarda Almanya gibi, Belçika gibi, İsveç gibi tüm siyasal enerjisini Türkiye düşmanlığına harcıyor. Nedenini biliyoruz; Türkiye’nin dış politikada sergilediği şahin politika ve onurlu duruş, Fransa gibi sapına kadar hristiyan terörüne batmış ülkeleri zıvanadan çıkarıyor. Hırslarından geberiyorlar.
Gelelim bizim Mahkemeye…

Bizim Mahkeme diyorum çünkü tamamıyla TAY-DER’in himayesinde kurulan, arkasında resmî bir destek olmayan sivil bir teşebbüsten bahsediyorum. İnsanlığa Karşı Suçlar Daimi Mahkemesi, yetkin hukukçular önderliğinde toplanıp sömürgeci ülkelerin insanlık dışı eylemlerini yargılayacak, kararlar alacak. Kararların uygulanması için girişimler yapacak. İnsanlık dışı eylemlerde parmağı olan ülkeleri anlayacakları dilden cezalandırmak için eylem planları hazırlayacak. Yahu elin Fransızı, İtalyanı, Almanı, İngilizi kafasına göre mahkeme kuruyor da biz niye kuramayalım? Üstelik bizimkisi daha doğru dürüst çalışacak, gerçek mânâda evrensel özelliğe hâiz olacak, objektif kararlar alacak ve uluslararası arenada elinden geldiğince araştırma, soruşturma, inceleme yapacak.

Hatta Mahkememizin onursal üyeleri de belirli: Venezüela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ünlü Rus stratejist Aleksandr Dugin, Putin’in basın sözcüsü Dmitri Peskov, her fırsatta siyonizmi lanetleyen Yahudi asıllı Amerikalı bilim adamı Norman Finkelstein ve benzeri diğer isimler…

TAY-DER’in uzman hukukçuları, şu anda Mahkemenin içtüzüğünü, kuruluş beyannamesini, teşkilat şemasını, görev tanımlarını ve iş akış şemalarını hazırlıyor.

Değerli dostlar, herkesle anlayacağı dilden konuşmak gerekir, bu erdemdir. Hristiyan teröristlerle de anlayacakları dilden konuşmak zorundayız. Girişimimizi bu minvalde değerlendiriniz. Fransa, Almanya, İtalya gibi ülkelerin artık medeni ülkeler olmadığını, uygarlık savaşında geride kaldığını aklınızdan çıkarmayınız. Mesela bugün medyada karşılaştığım bir haberde AİHM’nin Fransa’ya 6,5 milyon Euro değerinde rekor bir cezaya mahkum ettiği yazıyordu. Cezanın sebebi ise 2004 yılında Fransız polisi tarafından Abdelkader Ghedir adlı Müslümana yapılan işkenceler ve bu işkenceler sonucunda Müslüman kardeşimizin vücudunun yüzde 85’ini kullanamayacak duruma gelmesi… Fransa’daki zulümleri yazmaya ne mürekkep yeter ne kalem.

Almanya da Fransa’dan aşağı kalır değil, Alman istihbaratı BND gözetiminde gerçekleştirilen Solingen katliamını nasıl unutacağız? Ya ABD? Amerikalı teröristlerin Hiroşima ve Nagazaki’de atom bombası atarak soykırıma uğrattığı yüzbinleri nasıl unutacağız? Velhasılıkelam hayali değil gerçekten insanlığa karşı suçları araştırmak, soruşturmak ve yargılamak için kollarımızı sıvadık. Kamuoyunun destek vereceğini ümit ediyoruz.
Yaşasın Permanent Tribunal of Crimes Against Humanity!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
SON YAZILAR