Vahit Aldı

Vahit Aldı

Sanat üzerine 2

Sanat üzerine 2

Ahmet Hamdi Tampunar'ın Beş Şehir kitabında belirttiği gibi gerçek uygarlık birikimi tüketerek değil, çoğaltarak elde edilir. Bu konuda Tampunar şöyle demektedir. Ecdadımız bina yapmıyordu, ibadet ediyordu. Onların maddeye aktarmak istedikleri bir ruhları ve inançları vardı. Taş onların ellerinde canlandı ve ruhlarından bir parça koptu. Duvarlar, kubbeler, kemerler, mihraplar, çiniler, hepsi yeşilin içinde dua etti, muradiye'de düşündü, Yıldırım'da ovada bekledi ve göklerin derinliklerine susamış bir kartal telaşıyla harekete hazırlandı.

Hepsinin içinde tek bir ruh vardır. Gelişmek ve üretmek zorunda olduğumuzun farkına varmalıyız. Efsanevi bir geçmişe sahip olduğumuz için ona sahip çıkmak gibi büyük bir yükümlülüğümüz var. Bizler, mimarisi, sanatı ve estetiği yüzyıllarca dünyada yankılanmış bir neslin torunlarıyız. Maneviyat kaybolduğunda kabalık doğar. Kabalıktan sanat çıkması beklenemez ve kabalık kabalıktır. Maneviyatın azaldığı toplumlarda çıkarlar ön plana çıkmış, bireysellik başlamış ve çıkarlar dikkate alınmaya başlanmıştır. Sanatınızı para karşılığında satmaya başladığınızda, zanaatkârlığa dönüşür. Her konuda olduğu gibi artık kutsalı tüketiyoruz. Artık süreç zorlaştığı için geçmişten geleceğe uzanan köprüyü de tüketmiş oluyoruz. Sanat, insanların eğitilmesinde ve şekillenmesinde önemli bir yer tutuyor.

Bireylerin duygularını inceltmek ve hislerini yüceltmekle kalmaz, toplumun birlik ve bütünlük içinde gelişmesine, milli bir bilinç etrafında toplanmasına yardımcı olur. Ortak değerlerin oluşmasına, birlikteliğin sağlanmasına, duygu ve düşüncelerin gelişmesine yardımcı olur. Sunulan eser kişinin duygu, düşünce ve iç dünyasını yansıtıyorsa başkalarında da duygu uyandırabilir. Sanat hakkında düşünmek, fikir beyan etmek ve görüş bildirmek geleneğimizde önemli bir yer tutar. Fikirlerimizin çoğu edebi eserlerde bulunur. Şimdi onları oradan çıkarıp kendi başlarına birer fikir ürünü olarak sunma zamanıdır. Tüketmeden önce üretmemiz gerektiğinin ve üretimin geçmişin özgün maneviyatını taşıyarak devlet nezdinde değer kazandığının idrakiyle hareket etmeliyiz.

Aynı zamanda hiçbir sanat eseri kendisini üreten ortamdan ayrı tutulamaz. İç ve dış dünyamızın kaynaşması, yansıması ve dışarıdan aldığımız ilhamın ruhumuzu zenginleştirmesi, iç ve dış dünyamızın bir ve aynı olduğunu ortaya koyar. Bir sanat eseri incelendiğinde, içinde bulunduğu kültürün, zamanın ve çevrenin izleri de ortaya çıkar. Kültür sanatı etkilediği gibi, sanat da kültürü etkiler, onu geliştirir ve güzelleştirir. Sanat; Barış, uzlaşma, birlik, sanatın sadece toplumumuzda değil evrensel iletişimde de rol oynadığı mutlak bir gerçektir. Sanat, insanoğlunun içini sevinçle doldurur, ona mutluluk ve huzur verir. Vazgeçilmez ve elzemdir. Sağlam bir zihin, estetik bir göz, uygar bir yaşam içindir... Sanata hak ettiği değer verilmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR