Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Sığınmacılar üzerine görüşler ve gerçekler

Sığınmacılar üzerine görüşler ve gerçekler

AK Parti lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günkü Uluslararası İyilik Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, muhalefetin "Seçimi kazandığımızda, mültecileri davul zurnayla ülkelerine geri göndereceğiz" şeklindeki vaadine tepki gösterip "Biz göndermeyeceğiz, ev sahipliğine devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:

“Sevgililer Sevgilisi unutmuyoruz, bir muhacirdi ama ensarla el ele kol kolaydı. Yeri geldi onlar ensar oldular. Muhacirlikten ensara gidiş, ondan sonra da kendilerinin ensar olması. Kalkıp da bu ülkedeki 5 milyon mülteciyi, eğer iktidar olurlarsa tekrar Suriye'ye, Afganistan'a göndereceklermiş. Biz göndermeyeceğiz, ev sahipliğine devam edeceğiz. Bundan tedirgin değiliz.”

Cumhurbaşkanı, bu konuda millete de şöyle seslendi:

“Sevgili milletime sesleniyorum, sıkıntılarınız olabilir, zaman zaman yük de olabilir, unutmayın bunun ecri çok büyüktür. Bu ecri, hiçbir zaman bir kenara koymayın. Biz her zaman düşmüşün yanında olduk. Bunlar nereden geliyor, kendilerini öldürmek isteyen katillerden kaçarak geliyorlar, 'sığınılacak tek yer var' diyorlar, Türkiye. Ve bize geliyorlar. Onun için de biz gönlümüzü açacağız ve şunu da unutmayacağız, Allah'ın yardımı her zaman bize yakın olmuştur ve o yardımla da biz her zaman güçlü olduk. Fetih, Rabbimin lütfuyla gelmiştir ve onunla da hamdolsun Türkiye birçok badireyi atlatmıştır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşü ve çağrısı böyle. Bu konuda Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Bahçeli’nin düşüncesi ise birebir muhalefet gibi olmasa da “mültecilerin ülkelerine dönmelerinden” yana.

Bahçeli, Temmuz 2021’de Türkgün Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, bu konudaki düşüncelerini şu ifadelerle ortaya koydu:

"Biz ilkesel olarak ülkemizde geçici statüde bulunan yabancı ülke vatandaşlarının, güvenli ve huzurlu şekilde tekrar kendi ülkelerine gönderilmesinden yanayız. Şu da var ki, bayram münasebetiyle kendi ülkelerine gidebilenlerin, bu gidişlerinde sorun yaşamayanların geri dönüşlerine de lüzum yoktur. Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Nüfus istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki 50 yıl, 100 yıl için demografik bir projeksiyon hazırlanmalıdır. Gelecekte nüfusun bileşenleri nasıl olacak? Anadolu coğrafyasındaki demografik dağılımın içeriği nasıl şekillenecek? Suriyeliler bize emanettir. Buna diyeceğim bir şey yoktur. Ama ilanihaye burada kalmaları mümkün değildir.”

İktidar ve MHP ile muhalefetin görüşleri böyle… Peki ya milletin düşüncesi ne; halk ülkemizdeki mülteciler meselesine nasıl bakıyor, ülkelerine gönderilmeliler mi, gönderilmemeliler mi?

Bu konuda yapılmış bazı anketler var.

Oranlar birebir aynı değilse de, hepsinde ortak nokta şöyle: Halkımızın çok büyük bir kısmı mültecilerin ülkelerine geri dönmelerini/gönderilmelerini istiyor.

Örneğin Metropoll’ün Ağustos 2021’de yaptığı anketin sonucuna göre, Türk halkının yüzde 81.7’si “sığınmacıların ülkelerine geri dönmelerini” istiyor.

Bu oran AK Partili seçmenlerde bile yüzde 84.5’le Türkiye ortalamasının üzerinde.

“Dönmeliler” diyen seçmen oranında yüzde 97.9 ile İyi Partililer ilk sırada geliyor.

CHP’liler 89.8, Saadet Partililer 84.2…

En düşük oranın ise MHP’liler olması dikkat çekiyor; yüzde 62.3.

Temmuz 2021’de Konsensus Araştırma Şirketi tarafından yapılan anketin sonucuna göre de, Türk halkının yüzde 90’ı ülke sınırlarının sığınmacılara kapatılması gerektiğini düşünüyor.

Millet ne derse o mudur yoksa seçilmişler ne karar verirse o mu?

Bunu zaman gösterecek…

Ancak şu bir gerçek ki, bazı ilçe ve hatta illerimizde demografik yapı mülteciler lehine değişiyor. Bu noktada Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın ortaya attığı iddialar doğru ise eğer durum “demografik yapı mülteciler lehine değişiyor” faslını çoktan geçmiş bile.

Savaş der ki:

“Hatay'ın nüfusu 1 milyon 670 bin. Kentte resmi verilere göre 500 bin civarında Suriyeli var ancak gayri resmi sayı 800 binin üzerinde. Hatay’da bugün yaklaşık 2 kişiden biri Suriyeli. Hatay'daki doğumların yüzde 75'ini Suriyeli kadınlar yapıyor. Savaş psikolojisi hormonları bozmuş. 11 ayda doğum yapan, 6 yılda 6 çocuk yapan Suriyeli kadınlar var. Çoğunun 3-4 eşi var ve hepsi de çok çocuk yapıyor. Demografik yapı bizim aleyhimize gelişiyor. 12 yıl sonra belediye başkanının Suriyeli olması hiçbirimizin hoşuna gitmez. Böyle giderse şu anda belli ilçelerimizde belediye başkanlığına aday olsalar rahatça kazanırlar."

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu iddialarıyla ilgili olarak İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı’dan bir açıklama geldi.

Açıklama şöyle:

“Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, 'Hatay'da doğan 4 çocuktan 3'ünün Suriyeli olduğu' şeklinde açıkça yalan söyleyerek milletimizi tahrik etmeye kalkmıştır. Türkiye'de doğan Suriyeli bebek oranı yüzde 8, Hatay'da ise 4'te 1'dir. Rakamlar üzerinden yalan söyleyerek ırkçılık yapmak, tam da faşist zihniyetin alışkanlığıdır. Yarın Hatay Valiliğimizce kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulacaktır."

Bu resmi veriye göre, Hatay’da doğan Suriyeli bebek oranı, Belediye Başkanı’nın iddia ettiği gibi yüzde 75 değil, yüzde 25’tir. Türkiye genelinde bu oran ise yüzde 8’dir.

İddialar öyle, resmi veri böyle. Tabi bir de “kayıt dışı” durum var.

Kayıt altına alınmamış/alınamamış sayı da hesap edilirse, gerçek oran ne olur? Devletimiz bunun hesabını yapıyor, gerekli önlemleri alıyordur diye ümit ediyorum.

Velhasıl:

Yardımseverliği, hoşgörüsü ve vicdanlı oluşuyla dünyanın en ücra köşesindeki yardıma muhtaç topluluklarca bile hep “beklenen” olmuş bir millet olarak, hele hele “topraklarımıza sığınmış misafirleri” dışlayıp, kovmaya çalışmamız, linç etmeye kalkmamız asla düşünülemez. En basitinden böyle bir eylem milletimize yakışmaz.

Amma ve lakin, yukarıda aktardığım iddialar da resmi veriler de çok ciddi oranlardır, asla ve asla kendi haline bırakılamaz. Hem gariban sığınmacıların hem ülkemizin iyiliği için üzerinde sürekli düşünülmeli, öncelikle dönebileceklerin dönmeleri sağlanmalıdır.

Misafirlik bir yere kadar.

Ve özellikle İstanbul, Mersin, Adana, Hatay, Gaziantep ve Kilis’te yaşanan tecavüz, sarkıntılık kavgaları, hırsızlık ve kadın cinayeti gibi olaylarda sığınmacıların oranları nedir; nüfuslarına göre daha mı az daha mı çok? Bunlar titizlikle takip edilmeli ve sonuca göre önlemler alınmalıdır.

Bu mesele çok ciddidir.

Bugün çözülmezse yarın çok daha büyüyecek ve hatta içinden çıkılamaz bir hal alacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR