İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

Şimdi ne olacak?

Şimdi ne olacak?

Bu yazının yayıma verildiği saatlerde , Barzani dediğini yapmış referanduma gitmişti. Görünen o ki; Barzani kendi kendini yok etmeye başladı. Hiç bir şey dünden daha iyi olmayacak.
    Şu ana kadar herkes bir şeyler söyledi. Türkiye'nin yanı sıra ,ABD, İran, Irak bir çok ülke, tehdit üzerine tehdit savurdu. Ama Barzani bütün bu tehditlere kulaklarını tıkadı , bağımsız bir devlet kurmanın ilk adımı olan referanduma gitti. İkinci adım olan bağımsız bir devlet kurabilecek mi? Şimdi herkes bu soruyu soruyor kendisine. Bu adımlar devam edecek mi?
    Barzani, kuyuya bir taş attı. Bakalım kırk akıllı çıkarabilecek mi?  Attığı taş Orta Doğu'yu kelimenin tam anlamı ile , "Kan Gölü"ne çevirecek durumda. Oysa ki, körfez savaşından bu güne kadar geçen sürede son derece rahat bir hayat sürüyorlardı.  Şimdi ise mezhep savaşlarının çıkmasına en uygun ortam hazırlanıyor. Daha öncede ısrarla bahsettiğimiz gibi, emperyal güçlerin olmasını istediği tam da bu! 
    Referandum ve ilerisinde alınması muhtemel bağımsızlık kararı, birçok ülkenin yanı sıra iki ülkeyi direk ilgilendiriyor. Irak ve Türkiye. (Bu arada Birleşmiş Milletlerin kabul etmediği bir bağımsızlık kararının geçersiz olduğunu belirtelim)
    Gayri resmi olarak parçalanmış olan Irak,  toprak bütünlüğünü kaybedecek resmi olarak parçalanacak durumda .   İlginçtir Irak Barzani'den kendisine sunulan imkanları geri istiyor ! Sizce de tuhaf değil mi? Sen devletsin, ülken param parça oluyor, sen neyin derdin desin!? Oysa şimdiye kadar  Irak Barzani'yi yerle  bir etmeliydi! Sanki durumu kabullenmiş  bir görüntü çiziyor.  Bunun için iki neden var! Ya Irak Barzani'den korkuyor, ya da  Irak'ın efendileri, İbadi'ye öyle talimat verdi.  Bizim şahsi kanaatimiz verilen talimatlar üzerine hareket ediyor.  Barzani bunu bildiği için son derece rahat hareket ediyor.  
Asıl sorun burada Türkiye'nin ne yapacağı?
     Elbette biz olaya kendimiz açısından bakmak zorundayız.  Geçen hafta ki yazımızda böyle bir devlet kurulduğunda hangi tür tehlikelerle karşı karşı ya kalacağımızı uzun uzun anlattık. Türk kamu oyuna son bir haftada baktığımızda, bizin görüşlerimizden çok  büyük çoğunluk farklı düşünmüyor. 
    Türkiye referandum için, yaptırımların dışında başka müdahalede bulunmayabilir ama bağımsız bir devlet kurulmasına asla izin vermez. Çünkü referandum bağımsız bir devlet kurmak demek değildir ama ilk adımıdır. Bu şartlarda Türkiye'nin müdahalesi, bağımsız bir devletin (Irak) topraklarına taciz olarak algılanabilir. Ancak referandum sonunda böyle bir devlet kurulursa, Türkiye anlaşmalardan doğan(özellikle 1926  Ankara antlaşması ve tarihten gelen haklarımız)  bütün haklarını kullanarak müdahale etmek zorundadır.  
    Büyük resme baktığımızda,   olayı yakından takip eden ve ilgili ülkeler rahat bir tavır içindeler. Üst üste karşılıklı dostluk mesajları veriliyor.     
    Barzani; "Türkiye ve İran bizim dostumuz. Onlar dost olmasalar da biz dostluk elimizi çekmeyeceğiz" diyor. Bize göre tercümesi; "Durun durduğunuz yerde, ben daha fazla ileri gitmeyeceğim"
    Bizim şahsi kanaatimizde bu yönde. Barzani referandumla elini güçlendirecek ve demokrasin kılıcı gibi "Bakın bağımsızlık ilan ederim ha! "diyecek.  Ama etmeyecek. Ne zamana kadar ? Bu durum,  antlaşma yaptığı ülkelerle yaptığı antlaşmanın şartlarına göre şekillenecek.
    Şimdi birlikte bir beyin fırtınası yapalım.! Biz; "Yapma! yaparsan şunu yaparız bunu yaparız" diye, bir sürü laf ettik! Hatta sıfır noktasında tatbikat yapıyoruz! Ama somut hiç bir adım atmadık. Ne Habur kapısı ile ilgili, ne boru hattı ile ne de asker göndermekle. Hiç bir şey yapmadık! Şahsi  kanaatim hiç bir şeyde yapmayacağız. Çünkü bağımsız bir devlet kurulmayacak. Barzani  Referandumdan belki istediğini alacak  ama rafa kaldırılacak. Barzani canı sıkıldığı zaman raftan alıp  "İlan ederim ha" diyecek. Bu arada Barzani halkın tepkisini yumuşatmak için olayı zamana yayacak! Ama bu zaman aleyhine işleyecek. Çünkü bölge halkı sanıyor ki, bağımsız devlet olunca her şey birden değişecek güllük gülistanlık olacak! Tabi bunun tam tersi olacağının çok da farkında değiller. 
    24 Eylül'de Barzani'nin; "Referandum sınırların belirlenmesi değildir" sözünü nasıl okumamız lazım.  Bağımsız bir devlet kuracaksan kesin sınırlarını belli etmen gerekmiyor mu? Üstelik ; "TSK nın tatbikatı bizi ilgilendirmez. Kendi sınırları içinde istedikleri her şey yaparlar" sözü ile , hiçbir hareketi kendi üzerine alınmıyor.  Yani şöyle yaparlarsa böyle yaparım demiyor. Yağıp, esip gürlemiyor! Tam aksine; "Türkiye, İran bizim dostumuz, dostluk elimizi hiç çekmeyeceğiz" diyor.
    Bu sözlerini tekrar etmemizin nedeni, durumu daha iyi okumamız gerektiğine inanıyorum. 
    Düşüncemize teyit olması açısından, Cumhurbaşkanımızın ABD ziyaretinin sonuçlarına daha doğrusu söylenen ifadelere bakalım. "Karşılıklı son derece samimi sıcak mesajlar, hiç olmadığımız kadar yakın, hiç olmadığımız kadar dostuz.  Kadim dostum vs." Karşılıklı son derece samimi dostluk mesajları! Oysa ki, Türkiye ve ABD hiç olmadıkları kadar  uzaklar, ABD hiç olmadığımız kadar bizim düşmanımız!  Fetö konusu, Tırlar dolusu silah konusu, korumalara dahi parasıyla silah satılmama konusu, Orta Doğu'da özellikle Suriye'de düşmanca tavırlar vs. Ama sıcak dostluk mesajları!  Ve Barzani konusunda hem fikirler. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda ciddi anlaşmaların ve uzlaşmaların yapıldığıdır. 
    Özetle, IKBY referandum yapabilir ama bağımsız bir devlet kurmak imkansız denecek kadar zor. İlgili bütün ülkeler, bir birlerine dostluk mesajı verirken, en iyi hamleyi nasıl yapabilirimin hesabı içinde. Ayrıca Türkiye Orta Doğu bataklığına girmeye hazır mı? Bu ciddi bir şekilde tartışılması gereken bir konu. Yangının, alevlerin içine dalalım, ama üzerimizde yanmayan kıyafetler olsun!?
    Her ne kadar şu an için ufukta bağımsız bir devlet gözükmüyorsa da, elbette aksi bir durumda, Türkiye, bizim olanları almaktan asla çekinmeyecek, haklarından asla vazgeçmeyecek, ülkenin güvenliğinin sağlanması hususunda gereken her şey yapılacak. Bundan en ufak bir kuşku duymuyoruz.  Bunu başta Barzani olmak üzere bütün bölge ülkeleri bilmektedir.  Planlarını, hesaplarını buna göre yapmaktadırlar.  
    Türk Halkının,  bizim olanı alması hususunda ne olursa olsun, hangi bedel ödenecekse ödensin yediden yetmişe herkesin  Devletimizin yanında olduğu herkesin malumu.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR