Feyzullah Doğru

Feyzullah Doğru

Türkiye için sessiz fırtına öncesi son şans!

Türkiye için sessiz fırtına öncesi son şans!

Dünya genelinde son zamanlarda büyük ölçekte belirleyici olacak yeni bir iktidar alanlarının ayak sesleri yüksek sesle duyulmaya başlanıyor.  Şimdiye kadar hiç görmediğimiz ve hissetmediğimiz şekilde gelişen ülkeler ve ittifaklardan daha çok güçlü lider profillerinin öne çıktığı yeni bir dünya düzeni kuruluyor.
Bu yenidünya düzeninde kısa bir süre sonra çok önemli şekilde değişimler yaşanacağını ve birçok ülkenin pozisyonunda çok ciddi değişiklik eğilimlerine girileceğini söyleyebiliriz.
Ülkeler ve ittifakların bulunduğu merkezde çok daha az devletler var. Yani sıralayacak olursak, Avrupa Birliği bir güç olarak yok, Almanya, Fransa ve İngiltere var. İslam İşbirliği Teşkilatı, bir çevre olarak yok, ama kurucu aktörlerden biri olarak Türkiye var. Asya'daki ekonomik-siyasi ittifaklar, ortalıklar yok ama Çin, Hindistan, Japonya var. Belki ilerleyen süreçte Güney Kore, Endonezya ve Avustralya olacak. Latin Amerika'daki birlikler yok ama bu kurucu alana Brezilya ve Arjantin katılacak. Afrika Birliği yok ama belki Nijerya olacak.
Dünya üzerindeki taşların oynamasıyla birlikte İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan statükocu yapının yerine çok güçlü lider profillerinin ön planda olduğu yeni bir dünya düzeni oluşturuyor. Soğuk Savaş dönemi sonrası ABD ve Avrupa’nın ilmek ilmek işlediği küresel düzen projelerinin hepsi kısa bir süre sonra çöp olmaya mahkum olacak. Bu yeni dünya düzeni tek yanlı hakimiyet anlayışının yıkılışının göstergesidir.

Anlatmaya çalıştığım; İkinci Dünya Savaşı sonrası statüko tamamen dağılmış durumda. “Bunu biliyoruz, zaten dağılmıştı” diyeceksiniz. Ama Soğuk Savaş sonrasında ABD ve Avrupa'nın başını çektiği küresel düzen projeleri de çöpe gitti. Yeni dönem bu projelerin iflasının ilanıişte. Bu da ABD'nin tek yanlı hakimiyet tezlerinin tamamen çöktüğüne işaret ediyor. İttifaklar arasındaki keskinliğin yerini daha paylaşımcı ilişkilere bırakması olasılıklar arasında yer alıyor.

Dünya üzerinde sessiz bir fırtınanın kopmasına kısa bir süre kala Türkiye bu denklemin neresinde yer alacak en önemli soru bu aslında. Eski ezberlerin bozulup, yeni dünya düzenine göre yeni söylemler geliştirmek ve tanımlamalar yapmak bu sürecin en önemli dönüm noktası olarak adlandırılabilir. Türkiye’nin bu kurucu aktörler arasında daha güçlü olması için büyük bir seferberlik halinin başlatılması gerekiyor.
Bunun yanı sıra tabiki, Trump, Putin, Erdoğan, Merkel ve Çin yönetimi arasındaki diyalogları iyi analiz edilmesi lazım. Bir daha hayıflanmamak adına devletin tüm kademelerinde bulunanların sürece çok önemli katkılar sağlaması yerimizin belirginleşmesinde büyük öneme sahip. Türkiye’nin bu yeni mücadelesini iyi okumak ve sürecin sonunda şok olmamak için güç dengeleri arasındaki ince çizgiyi keskinleştirmekten geçiyor. 


Bu değişim ve dönüşüm sürecinde Türkiye siyasetinde de çok büyük ezberlerin bozulacağı kanısıydayım. Bu önümüzdeki süreç çok sancılı tartışmalara gebe. Bu alınacak kararlar sadece Türkiye’yi yada bölgemizi değil, küresel ölçekte başarısızlık durumda tüm dünyada derin yaralar açacağını da şimdiden söylememiz gerekiyor. Türkiye’nin geleceği için sessiz fırtına öncesi son şans olacağını düşünüyorum. Çakallar ava çıkmadan önce, aslanın yerini alması gerekiyor.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR