Ali İLKBAHAR

Ali İLKBAHAR

Üreten Köyden Tüketen Köye

Üreten Köyden Tüketen Köye

Altmış, yetmiş yıl önce çocukluğumda köyde bütün evler dolu. Pek dışarı giden olmazdı. İlçelerin isimleri ile anılan pazarlar olurdu. Köye kamyon gelir pazara götürür ikindiye doğru dönülürdü. Alın onlardan en önemlisi. Gaz lambasının camı idi. Çarşıda alınıldım kırılmasın diye boyuna takılıdır.

O günler küçük idare ile aydınlanmasında buna geçiş daha fazla alanı da canlı aydınlattığı için günün en son yenilirlerdi.

Sabahın erkeninde ilk önce davar sürüleri (koyun, keçi vs.) köyde büyük üçten aşağı olmayan sürü vardı. 300 ile 500 arası sürüler. Davarlardan sonra büyükbaş hayvanları çıkardı en az iki sürü olurdu. En sonunda büyük ihtişamları camız(mandalar) çıkardı.

Her sürülerin koruyucu köpekleri ayrıydı. Her sürüde 3-4 tane köpek olurdu. Boyunlarında boğuşurken boynunu kaptırmamak için demir olurdu. Zaman zaman sürülerin köpekleri kavga edecek olsa da hepsi sürüsünü takip eder, kontrol eder. Sağa sola kaçacak hayvanları toplamaktan çok zevk alırlardı.

Sabah sığır çıkışı bir saatten fazla sürerdi. Hayvanları sürüye katanlardan erkekler ayrı kadınlar ayrı yarım saate yakın sohbetler olurdu. Bir de bunların karşılanması olurdu.

Yeni yetmelerde eşeklere binerler, onun için de akşam sürülerin gelmesi beklenirdi.

Arkasından tarlaya gidenler başlardı. Arkasından sütler, yoğurtlar, tereyağı yapılması vs. devamlı işler devam ederdi. Tavuklar varsa hindiler devam ederdi.

Üretimden ekmeklik unlar hazırlanır fazlası ambarlara konulur. Bulgur, tarhana ayrı çalışma köylerde çok çalışılır, üretilir. Yetiştirilir. Aman para etmedikleri için de dışarıdan fazla bir şey alınmazdı.

Köye şehirden gelen başta samanla başlayan gelenlerin hoşuna giderdi. Beyaz francala şehirden geldim köy ekmeğinin arasına konulur yenilirdi.

Üretilen buğday, arpa vs. para etmediği için zaruri ihtiyaçlar zor alınıyordu.

Daha önce şehre gidenlerin köye geldiklerinde giyim yemeleri, paraları olması. Şehre gitme işi köyde her sezon konuşulurdu.

İlk önce evin erkeği şehre çalışmaya gidenler kapıcılık vs. bir iş bulduğunda göç etmeye başladı. Yıllar sonra 200-250 hane köyde beş altı hane kaldı. O zaman karın doymuyordu, bir şey alınmıyordu. 25-30 yıl sonra şehre göç edenler emekli olunca yazdan yaza kalmak için kerpiç evlerin yerine altı bodrum üstü daire gibi evler çoğaldı. Köy yazın doluyor, kışın boşalıyor. Artık köyde ekmek yapan tavuk yetiştiren vs. her şey dışarıdan, çarşıdan geliyor.

Yıllar önce üreten, yetiştiren köylü yaptıkları para etmeyince şehre gitti. Dönüşünde piknik gibi, yazlık gibi üç dört ay köyde temiz havasında o da üreten yetiştiren değil tüketen oldu. Daha sonra tarıma, hayvancılığa devlet tarafından teşvikler başladı. Üç beş aile kalmıştı, bunlardan birileri tanesi faydalandı. Hem yetiştiriyor, hem üretiyor. Her şeye devlet para veriyor. Ürettikleri ayağında almıyor.
Koca köyde üç beş üreten köylü dışında yazları emekli paraları ile yaptıkları güzel evlerde bütün ihtiyaçlarını dışarıdan alarak köylü üreten değil tüketici, tatile gelen üreten yetiştiren değil tüketen oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR